el-Mahsûl. Fahreddin er-Râzî’nin (ö. 606/1210) fıkıh usulüne dair eseri.
Tam adı el-Mahsûl iî ‘ilmi cuşûli’l-îıkh olan eser fıkıh usulünün mütekellimîn metoduyla yazılmış önemli kitaplarından biridir. Râzî eserinde, mütekellimîn ekolünün kendinden önceki dört önemli fıkıh usulü kitabı olan Kâdî Abdülcebbâr’ın el Umed, Ebü’I-Hüseyin el-Basrî’nin el-Mıftemed, İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’nİn ei-Burhân İî uşûli’l-hkh ve Gazzâlî’nin el-Müstaşfa’sını cem’ ve ihtisar ederek yeni bir tertip ve tasnife tâbi tutmuştur. Aynı eserlerden ihtisar edilerek meydana getirilen bir diğer fıkıh usulü kitabı da Seyfeddin el-Âmidî’nin el-İhkâm’ıdır. Ancak İbn Haldun’un da işaret ettiği gibi el-İhkûm’da daha ziyade görüşlerin tahkikine ve meselelerin ayrıntılarına ağırlık verilirken el-Maftşûl’de deliller ve ihti-câc üzerinde durulmuştur. Bu iki eserin, söz konusu yaklaşım farklılıklarına rağmen en azından mensup oldukları mütekellimîn mesleği içerisinde orijinal bir üslûp ve sistematikle yazılan temel metinler serisinin en son İki kitabı olma gibi bir değeri paylaştıkları söylenebilir.
Fahreddin er-Râzî, el-Mahsûl’ü otuz yaşları gibi ilim hayatı bakımından çok genç sayılabilecek bir dönemde kaleme almış ve 576 (1180) yılında tamamlamıştır. Eser, yazıldığı tarihten itibaren fıkıh öğrencileri ve ilim adamları tarafından büyük rağbet görmüş ve pek çok kişi tarafından istinsah edilmiş, hatta tahrife varacak düzeyde çeşitli istinsah farklılıklarına uğramıştır. Daha müellifinin sağlığında temel bir kaynak olarak kullanılmaya başlanan el-Mahşûl’ün birçok kütüphanede yazma nüshaları bulunmakta olup çeşitli baskıları ve Tâhâ Câbir el-Ulvânî tarafından altı cilt halinde tahkikli neşri yapılmıştır.
el-Mahşûl’de fıkıh, fıkıh usulü, ilim, zan, nazar, delil, emare gibi terimler hakkında kısa açıklama yapıldıktan sonra sırasıyla şerT hüküm. Kur’an ve Sünnet lafızlarından hüküm çıkarmaya yarayan dil ve yorum kuralları (lugavî ve lafzî meseleler), icmâ, haber, kıyas, teadül ve tercih, ictihad, fetva konuları ele alınmıştır. Bab ve fasıl sistematiği üzerine kurulu olan eserde, muhalif görüşler ve delilleri bazan ait oldukları şahıs ve ekoller de belirtilerek ayrıntılı biçimde aktarıldıktan sonra bunların tartışması yapılmış ve kitap genel olarak diyaloglar halinde yazılmıştır.
Fıkıhta Şafiî, akaidde Eş’arî mezhebine mensup olan Fahreddin er-Râzî’nin bu eserinde temel olarak mezhebinin genel eğilimlerinden dışarı çıkmadığı görülür. Onun el-Mahşûl’de en çok tenkit ettiği mezhepler arasında Mu’tezile, Hanefîler. Haşviyye Mürde (1, 545), Şîa (II, 68), Haricîler (III, 340) gibi çeşitli gruplar yer alır. Bununla beraber Fahreddin er-Râzî’nin zaman zaman kendi mezhebine mensup âlimlerin çoğunluğunun benimsediği bir görüşe muhalefet ettiği de olmuştur (II, 149). Hatta el-Mahşûi’ü yazarken en çok yararlandığı kişi, kelâm tarihinde Eş’arîler’in en büyük muhalifleri olan Mu’tezile mezhebine mensup Ebü’l-Hüseyin el-Basrî olmuş, ona nadiren muhalefet ederken (II, 7), çok defa görüş ve sözlerini aynen nakletmiş veya benimsemiştir (l, 223; II, 22, 42, 91, 225, 250, 266; III, 9,67. 210). Bu arada el-Mahşûl’ün temel kaynaklarından biri olan el-Müstasfâ’nın müellifi ve Şâfiî-Eş’arî mezhebinin önder şahsiyetlerinden biri olan Gazzâlî ile uyumu yanında (II, 192) sık sık ondan farklı düşündüğü de olmuştur (11, 229, 340-342; 111, 160,232).
Fahreddin er-Râzî el-Mahşûl ile yukarıda zikredilen dört usul eserini esas almışsa da Ebû Hanîfe, Şafiî, Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî, îsâ b. Ebân, Kerhî, Muhammed b. Dâvûd ez-Zâhirî, Cessâs ve Debûsî, İbn Süreye, Ebû Bekir es-Sayrafî, İbn Fûrek ve Bâkıllânî gibi diğer fakih ve usulcülerin görüş ve eserlerine de sıkça atıfta bulunur (I, 117, 120, 209, 210, 399, 462; II, 229, 342, 423, 500; III, 345). Özellikle dil ve lafızla ilgili kavramların tanımları sırasında Arap edebiyatından destek alır; Halîl b. Ahmed, Sî-beveyhi, Asmaî, Müberred, Ebû Ali el-Fâ-risî, İbn Cinnî, Abdülkâhir el-Cürcânî gibi Arap dilcilerinin görüş ve eserlerine müracaat eder (I, 404, 507; il, 539). Kelâm tartışmalarında müellif bilhassa Nazzâm, İbn Küllâb, Ebü’l-Hüzeyl el-Allâf, Ebû Ali el-Cübbâî, Ebû Hâşim el-Cübbâî, Ebü’l-Hasan el-Eş’arî ve Ebû Abdullah el-Basrî gibi kelâmcıların görüş ve eserlerinden yararlanmış, onlardan sıkça söz etmiştir (I, 210, 371, 372, 399; H. 66, 433, 614; 111, 334,487).
el-Mahşûl’ü fıkıh usulünün temel kaynaklarından biri ve mütekellimîn metodunun klasik çizgisinin belki de en iyi temsilcisi haline getiren en önemli özellik, müellifinin kelâm ve mantık ilmine derin nüfuzu ve esere kazandırdığı sistematik örgüdür. el-Mahşûî’de Fahreddin er-Râ-zî’nin kelâmcılığı ile mantıkçılığı bir araya gelmiştir. Eserin sade ve açık bir üslûbu vardır. Özellikle lafız ve dil konuları formel olarak mantık esas alınıp telif edilmiş, kitap, sistematik kurgusuyla âdeta kendinden sonra bu ekolde yazılan usul eserleri için de örnek oluşturmuştur. Daha sonra telif edilen eserler üzerinde kalıcı bir etkiye sahip olan el-Mahşûl’ün şerh ve ihtisarları bu sebeple önemli bir yekûn tutmakta olup bunların başlıcaları şunlardır:
Şerhleri
1. Şehâbeddin el-Karâfî, Neffâsü’l-uşûl fî şerhi1l-Mahşûl.
el-Mahşûl’ün en hacimli şerhlerinden biri olan eserde önce ei-Ma/işûi’den yaklaşık bir fasıl büyüklüğünde metinler nakledilmekte, ardından burada geçen görüşler uzun uzun tartışılmaktadır.
2. Muhammed b. Mahmûd el-İsfahânî, el-Kâşiani’l-Mahsûl. Büyük ölçüde tamamlanmış bir şerh olup kıyas bahsinin sonuna kadar gelir.
3. Safıyyüddin el-Hin-dî, Şerhu’l-Mahsûl.
Muhtasarları
1. Fahreddin er-Râzî, el-Müntehab (Hâşdü’l-Mahşûl). Yazma nüshasında ve Kâtib Çelebi tarafından bu muhtasarın bizzat müellif tarafından yazıldığı kaydedilmekte, Karâfî ise Fahreddin er-Râzî’nin öğrencilerinden Hüsrevşâhî’nin kendisine bu eserin Ziyâüddin Hüseyin’e ait olduğunu haber verdiğini belirtmektedir.
2. Tâceddin el-Urmevî, el-Hûşıl mine’l-Mahşûl [466]Bu muhtasarı İbn Râşid Tuhfetü’1-vâhü (Nuhbetü’l-uâşd) fî şerhi’l-Hâşıl adıyla şerhetmiş, Kâdî Bey-zâvî de tekrar ihtisar ederek fıkıh usulüne dair meşhur eseri Minhâcü’l-vüşûl ilâ Hlmi’î-uşûl’ünü meydana getirmiştir. Kâdî Beyzâvî’nin Minhâc’ı üzerine çeşitli âlimler tarafından yaklaşık otuz şerh yazılmıştır.
3. Sirâceddin el-Urmevî, et-Tahsîl mine’l-Mahsûl. Esere Bedreddin Muhammed b. Es’ad et-Tüs-terî Hallü Cukadi’t-Tahşîl adıyla bir şerh yazmıştır.
4. Şehâbeddin el-Karâfî, Tenkîhu’l-fuşûl fîcilmi’l-uşûl. Karâfî, fürûa dair hacimli eseri ez-2aMre’ye mukaddime olmak üzere Kâdî Ab-dülvehhâb’ın el-İfâde, Bâcî’nin ei-/şdre, İbnü’l-Kassâr’ın et-Teflîkfi’l-hilâfve Fahreddin er-Râa’nin el-Mahsûl’ünden usul konularını özetlemiş [470] ancak bu muhtasar çok tutulunca buna hususi bir şerh yazarak Şerhu Tenki-hi’l-fusûl adını vermiştir.[471] Herhalde, bu şerhin aslından söz ederken Tenkihu’l-fusûl ü’htişâri’l-Mahsûl diyerek sadece el-Mahsûl’ün ismini zikrettiğinden Tenkihu’l-fusûl’ün yalnızca el-Mahşûl’ün ihtisarı olduğu görüşü yaygınlık kazanmıştır.
5. Emînüddin Muzaffer b. Muhammed et-Tebrîzî, Tenkihu’l-Mahsûl.
6. Cemâleddin Muhammed b. Muhammed el-Mukrî, Necmü’l-uşûl fî me-sâyili’l-Mahşûl.
7. Alâeddin Ali b. Muhammed el-Bâcî, Gayetü’s-sûl,
8. Şemseddin Muhammed es-Semerkandî, Tatı-şîlü’l-uşûl min Küâbi’l-Mahşûl. İmâdüddin Muhammed b. Yûnus el-Erbîlî, İbn Dakîkul’îd, Necmeddin et-Tûff ve Abdür-rahim b. Muhammed el-Mevsılî de el-Mahşûl’ü ihtisar eden âlimlerdendir.
TDV İslâm Ansiklopedisi