Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed b. Ebî Bekr b. Ferh el-Kurtubî (ö. 671/1273) Tefsir, hadis ve fıkıh âlimi. İslami ilimlerde öne çıkan bir İslam alimi ve tefsirci olup, özellikle tefsir alanında yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Kurtuba'da (günümüzde İspanya'nın Cordoba şehri) doğmuş ve ismini buradan almıştır. Hayatı boyunca birçok İslami ilim dalında derinlemesine bilgi sahibi olmuş ve eserler vermiştir.
İmam Kurtubi'nin en bilinen eseri "El-Cami' li Ahkam il-Kur'an" adlı tefsiridir. Bu eser, Kuran-ı Kerim'i anlamaya yönelik yapılan tefsir çalışmaları arasında önemli bir yere sahiptir. Bu tefsirde ayetlerin hüküm ve hikmetlerini derinlemesine incelemiş, fıkıh ve hadis bilgilerini de kullanarak detaylı açıklamalar yapmıştır.
Kurtubi'nin bazı önemli özellikleri ve katkıları:
Tefsir Alanındaki Katkıları: "El-Cami' li Ahkam il-Kur'an" tefsiri, İslam dünyasında oldukça saygı gören ve yaygın olarak kullanılan bir eserdir. Bu tefsirde, ayetlerin fıkhi, ahlaki ve toplumsal yönlerine geniş bir perspektiften yaklaşmıştır.
Fıkıh Bilgisi: Kurtubi, Malikî mezhebine mensuptur ve fıkıh konusunda da derin bir bilgiye sahiptir. Tefsirinde fıkhi hükümlere sıkça yer vererek, okuyuculara hem dini hem de hukuki açıdan kapsamlı bir anlayış sunmuştur.
Hadis ve Tarih Bilgisi: Kurtubi, hadis ilmi konusunda da yetkin bir alimdir. Tefsirinde hadisleri kullanarak ayetlerin açıklamalarını desteklemiştir. Aynı zamanda İslam tarihine dair de geniş bilgiye sahiptir.
Ahlaki ve Toplumsal Öğretiler: Tefsirinde, ayetlerin ahlaki ve toplumsal mesajlarını da vurgulamış, bu yönleriyle okuyuculara Kuran'ın evrensel değerlerini aktarmıştır.
İmam Kurtubi, 1273 yılında Mısır'da vefat etmiştir. İslam ilimlerine yaptığı katkılar ve bıraktığı eserler, günümüzde de hala geniş bir okuyucu kitlesi tarafından incelenmekte ve saygı görmektedir.
Hayatı
Kurtuba’da (Cordoba) dünyaya geldi. Doğum tarihi VI. (XII.) yüzyılın sonları veya VII. (XIII.) yüzyılın başları olarak tahmin edilmiştir. Babası çiftçilikle geçinen bir kimseydi ve hıris-tiyan İspanyalılar’ın 3 Ramazan 627’de (16 Temmuz 1230) gerçekleştirdikleri bir saldırıda öldürüldü. Kurtubî, gençlik yıllarında çömlek yapımında kullanılan top-rak taşımacılığı yaparak ailenin geçimine yardımcı oldu. Tahsilinin ilk yıllarını Kurtuba’da geçirdi ve burada İbn Ebû Hucce diye tanınan Ebû Ca’fer Ahmed b. Muhammed el-Kaysî, Rebî b. Abdurrahman b. Ahmed el-Eş’arî, Ebü’l-Hasan Ali b. Kutrâl el-Ensârî gibi âlimlerden yararlandı. Kurtuba’nın 633 (1236) yılında Kastilya-Leon Kralı III. Fernando kuvvetleri tarafından ele geçirilmesinden sonra şehri terkederek İskenderiye’ye geçti; burada İbnü’l-Müzeyyen diye anılan Ahmed b. Ömer el-Kurtubî’den el-Müfhim fi şerhi Sahihi Müslim adlı eserinin bir kısmını dinledi; ayrıca Ebû Muhammed Abdülvehhâb b. Revâc, Ebû Muhammed Ab-dülmu’tî el-Lahmî’den faydalandı. Şehâbeddin el-Karâfî ile Feyyûm’a seyahat etti. 647’de (1249) Mansûre’ye uğradı ve burada Ebû Ali Hasan b. Muhammed el-Bekrfden ders okudu. Kahire’de bir müddet kalan Kurtubî, Saîd bölgesinde Mün-yetü Benî Hasîb’e yerleşti ve hayatının sonuna kadar burada yaşadı. Kendisinden istifade edenler arasında oğlu Şehâbed-din Ahmed’le İbnü’z-Zübeyr, İsmail b. Muhammed b. Abdülkerîm, Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed b. Ali el-Meymûnî ve Ziyâeddin Ahmed b. Ebü’s-Suûd es-Satrî-cfnin adları zikredilebilir. Mütevazı kişiliği ve sade yaşayışıyla tanınan, zühd hayatına önem veren Kurtubî Şevval 671′-de (29 Nisan 1273) Münyetü Benî Hasîb’de vefat etti ve burada defnedildi. Kabri, 1971 yılında onun adına inşa edilen camideki türbesine nakledilmiş olup halen ziyarete açık bulunmaktadır.
Tefsir, hadis, kıraat, fıkıh gibi alanlarda çok iyi yetişmiş olduğunu eserleriyle ortaya koyan Kurtubî’yi Zehebî “ilimde derya” olarak nitelendirmiş, diğer müellifler de hakkında benzer İfadeler kullanmıştır. Kurtubî eserlerinde Ehl-i sünnet’i savunmuş, başta Mu’tezile olmak üzere İmâ-miyye, Râfıziyye, Kerrâmiyye gibi fırkaları eleştirmiştir. Mâliki olmakla birlikte mezhep taassubuna karşı çıkmış ve taklitçiliği bir metot olarak benimsemediğini dile getirmiştir. Kitap ve Sünnet yolunu tutan tasavvuf ehline karşı çıkmamışsa da telakkileri cehalet ve hurafe temeline dayanan sûfîler hakkındaki olumsuz tutumunu açıkça ortaya koymuştur. Bu arada devlet adamlarını çekinmeden eleştirmiş, zamanın idarecilerinin rüşvet aldığını ifade etmiş onların hukuk dışı davrandıklarını, menfaat karşılığında hükmettiklerini, Allah’ın dinini değiştirdiklerini ileri sürmüştür.
Eserleri
1. el-Câmi H’ahkâmi’lI-Kur-ân. Kurtubî’nin en önemli eseri olup geniş hacmine rağmen ilim çevrelerinde büyük ilgi görmüş ve çeşitli baskıları yapılmıştır. Tefsirin mukaddimesini Alâeddin Ali Rızâ ei-Vecîz fi fezâ’ili’l-kitâbi’l-‘azîz, Muhammed Talha Bilâl Mukaddimetü Tefsiri’1-İmâm el-Kurtubî (Beyrut 1418/1997) adıyla yayımlamış, Ahmed Hicâzîes-Sekkâ, aynı mukaddimenin bir kısmını Fezâ îlü’l-Kur-yân ve âdâbü’t-tilâve ismiyle neşretmiştir (Kahire 1989). İbnü’l-Mülakkın eseri ihtisar etmiş el-Hey’etü’l-Mısriyyetü’l-âmme Muhtaşaru Tefsîri’l-Kurtubî (Kahire 1977) ve Tevfîk el-Hakîm Muhtâru Tefsiri’l-Kurtubî el-Câmif li-ahkâmi’1-Kur’ân (Kahire 1977), Muhammed Kerîm Râcih Muhtaşaru Tefsîri’l-Kurtubî (Beyrut 1986) adıyla yaptıkları ihtisarları neşretmişlerdir. Meşhur Hasan Mahmûd Selmân ve Cemâl Abdüllatîf ed-Desûkî de eser için Keşşaf tahlilî li’l-mesâ İli’l-hkhiyye Tefsîri’l-Kurtubî adıyla fıkıh konularına göre düzenlenmiş bir fihrist hazırlamışlardır (Tâif 1408/1988). el-Câmi M. Beşir Eryarsoy Türkçe’ye çevirmeye başlamış ve bu çalışmanın on bir cildi basılmıştır (İstanbul 1997-2000).
2. el-Esnâ iî şerhi esmâ’il-lâhi’l-hüsnâ. Müellifin eJ-Câmicde pek çok atıfta bulunduğu eser M. H. Cebel’in tahkikiyle yayımlanmıştır.
3. el-Nâm bimâ fî dîni’n-naşârâ mine’l-fesâd ve’l-evhâm ve izhâri mehâsini dîni’l-İslâm ve işbâti nübüvveti nebiy-yinâ Muhammed aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm. Tuleytula’da (Toledo) adı bilinmeyen bir kişi tarafından kaleme alınıp Kurtuba’ya gönderilen bir risaleye reddiye olarak yazılmış olup Ahmed Hicâzî es-Sekkâ tarafından neşredilmiştir (Kahire 1980). Naşir kitabın kapağında müellif adını sadece el-İmâm el-Kurtubî olarak zikretmiş, yazma nüshanın sonunda müstensihin. “Eserin yazımı 726’da (1326) tamamlandı” şeklindeki ferağ kaydından hareketle kitabın başka bir Kurtubî’ye ait olabileceğini ileri sürmüş, İbn Ferhûn’un müfessir Kurtubî’nin eserleri arasında bu eseri zikretmemesini de delil olarak kaydetmiştir. Ancak müelliflerin eserlerinin ölümlerinden asırlarca sonra da istinsah edilebildiği gerçeği karşısında bu tereddüde anlam vermek güçtür. Ayrıca eserin Köprülü Kütüphanesi’nde mevcut iki nüshasından birinde (mükerreri) müellif adı Muhammed b. Ahmed b. Ferh el-Kurtubî. Diğerinde İbn Ferh el-Kurtubî olarak belirtilmiştir. Faiz Saîd Salih eseri tahkik ederek bir doktora çalışması yapmıştır.
4. el-İ’lâm ü marifeti mevlidi’l-Muştafâ ‘aleyhi’ş-şalâtü ve’s-selâm. Eserin bir nüshası, el-Plâm fîmâ yecibü ‘ale’l-enâm min mdriieti mev-lidi’l-Muştaiâ ‘aleyhi’s-sel&m adıyla Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde kayıtlıdır.
5. Urcûzefî esmâ’i’n-nebiyyi sallallahü te’âlâ ‘aleyhi ve sellem. Hz. Peygamber’in 300’den fazla isminin bir araya getirilip açıklamalarının yapıldığı belirtilen eserin günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir.
6. el-Tezkire fî ahvali’l-mevtâ ve’l-âhire. Müellifin ei-Câmicde adını sıkça zikrettiği eserin çeşitli baskılan yapılmıştır. Kitabı Abdülvehhâb eş-Şa’rânîMuh-taşaru Tezkireti’l-Kurtubî, Ahmed b. Muhammed b. Ali es-Sühaymîet-Tezkiretü’l-fâhire fî ahvâli’l-âhire, ve M. İbrahim Salim Yevmü’l-ievzi’l-ekber (Kahire 1405/1984) adıyla ihtisar etmiş, Şa’rânî’nin muhtasarı Hasan Tahsin Emi-roğlu tarafından Kısaltılmış Tezkire-i Kurtubî adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir (Konya 1995). Süyûtî, et-Tezkirey Şerhu’ş-şudûr fî şerhi hâli’l-mevtâ fi’l-kubûr adıyla şerhetmiş. kısaca Kitâbü’l-Berzah diye meşhur olan bu şerh (Kahire 1309, 1329) Farsça’ya da tercüme edilmiştir.
7. Kam u’l-hırş bi’z-zühdi ve’l-kanâ’a ve reddü züUi’s-sü’âli bi’i-kesb ve’ş-şı-nâ’a. Adı bazı kaynaklarda, bu arada müellifin tefsirinin değişik baskılarında biraz farklı şekilde zikredilen eser Mecdî Fethî es-Seyyid tarafından yayımlanmış (Tanta 1408/1988), muhakkik kitabın ikinci kısmını el-Ketâf ve’l-kanâca (Tanta 1408/1988), üçüncü kısmını ez-Zühd (Tanta 1408/1988) adıyla ayrı basım olarak da neşretmiştir. Mus’ad Abdülhamîd Muhammed es-Sa’denî eseri ayrıca tahkik etmiştir (Beyrut 1414/1994).
8. et-Tezkâr fî efdali’l-ezkâr. Nevevî’nin et-Tibyânfî âdâbi hameîeti’l-Kur’ân’mm metodu üzere kaleme alınan, ancak Nevevî’nin eserinden daha doyurucu olduğu belirtilen kitap [273] kırk bölüm halinde düzenlenmiştir.
9. Kaşîde fi’ştı-lâhi’l-hadîs.
10. el-Mişbâhfi’l-cem beyne’l-Ef’âl ve’ş-Şıttâh. Muhtaşarü’ş-Şıhâh adıyla da zikredilen eserin bir nüshası Süleyma-niye Kütüphanesi’ndedir.
11. et-Takrîb li-Kitâbi’t-Temhîd. İbn Abdülber en-Nemerî’nin et-Temhîd îimâ fi’l-Muvatta mine’l-me’ânî ve’l-esânîd adlı eseri üzerine yapılmış bir çalışma olup bir nüshası Fas Karaviyyîn Kütüphanesi’ndedir.
12. Şerhu’t-Tekaşşî. İbn Abdülber en-Nemerî’nin et-Tekaşşî li-hadîşi’1-Muvatta ve şüyûhi’l-İmâm Mâlik adlı eser üzerine yazılmış bir şerh olup günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir.
13. Risale fîeikâbi’l-hadî.
Kurtubî bazı eserlerine bizzat kendisi atıfta bulunmuş olup bunlardan tesbit edilebilenler şunlardır: el-Lümcfu’l-lü’-iüfyye fi şerhi’l-‘ışrînâti’n-nebeviyye, Menhecü’l-‘ubbâd ve mahaccetü’s-sâlikîne ve’z-zühhâd el-Muktebes fî şerhiMuvatta^iMâlik b. Enes, el-întihâzfıkun&i ehlİ’l-Kûle ve’l-Başra ve’ş-Şâm ve eh-li’l-Uicâz.
Kurtubînin hayatı ve eserleri üzerinde muhtelif çalışmalar yapılmış olup el-Kasabî Mahmûd Zelat, Miftâh es-Senûsî. Abdülkâdir Rahîm el-Heytî ve Meşhur Hasan Mahmûd Selmân’ın eserleriyle bu müelliflerden sonuncusunun el-Kmtubî ve’t-tasavvuf (Zerkâ 1988) ve Şekva’l-Kurtubî min ehli zemânih (Zerkâ 1988) adlı diğer iki kitabı burada zikredilebilir. Arif Gezer Kurtubî’nin Hadis İlmindeki Yeri [284] Bû Şuayb Mihmâdî et-Tefsîrü’l-fıkhî ‘inde’l-Kurtubî adıyla birer doktora çalışması yapmış, Ali b. Süleyman el-Abîd de el-Kurtubî müfessir adlı bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır.