Kazan -Tataristan, Rusya- Tarihi, Nüfusu, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Kazan. Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başşehri.

Şehre adını veren nehrin (Kazanka) İdil (Volga) nehriyle birleştiği ve İdil’in bir dir­sek şeklini aldığı noktada kurulmuştur. Bölgede yer alan Taş devrine ait iskân izle­ri ve şehrin yakın civarında görülen Tunç devri eserleriyle Demir devri başlangıcına ait mezarlar, buranın eski çağlardan beri yerleşim alanı olarak seçildiğini gösterir. Kazan şehrinin içinde bulunduğu bu coğ­rafî bölge, III. yüzyıldan itibaren çeşitli Türk devletlerinin hâkimiyet sahası içine girmeye başlamıştır.

İdil Bulgar Hanlığı’nın Abdullah Han za­manında çökmesiyle hanın İki oğlu Âlim-bekve Altınbek, Kazan nehri boyuna ge­lerek sonradan Eski Kazan olarak adlan­dırılacak şehri kurdular. Bu şehir gü­nümüzdeki Kazan’ın 45 km. yukarısında yer alıyordu. Şehir daha sonraki tarihler­de İdil ırmağının ağzına taşındı ve bugünkû Kazan şehri ortaya çıktı. Şehrin adının nehirden geldiği bilinmekle beraber neh­re bu adın niçin verildiği bilinmemektedir, V. Radloff, M. Hudyakov, A. N. Sergeev, R İ. Riçkov. Abdullah Battal Taymas, N. Bajenov, M. Penigen, M. S. Şpilevskiy ve E. G. Buşkanets, Kazan adını nehrin di­bindeki derin çukurların varlığına dayan­dırırlar. K. Fuks, A. S. Dubrovin, Şehabeddin Mercanı ve N. P. Zagoskin, Kazan şehrini Kazan Han ya da Kazan isimli bir şahsın kurduğunu ve şehre bu sebeple Kazan adının verildiğini İleri sürerler.

Altın Orda Hanı Uluğ Muhammed tara­fından 1437 (bazı tarihçilere göre 1445) yılında kurulan Kazan Hanlığfnın başşehri olan Kazan bu tarihten itibaren önemli bir ticaret merkezi oldu. Sibirya ve Orta Asya’ya ulaşan yollar üzerinde bulunma­sı, bölgede yaz aylarında kurulan panayır­lar şehrin ticari ve siyasî ehemmiyetini arttırdı. Burası kısa sürede cami, saray, medrese gibi çeşitli İslâmî eserlerle dona­tıldı ve İdil-Ural bölgesinin en önemli şe­hirlerinden biri haline geldi. Kazan 1487-1530 yılları arasında Ruslar tarafından birkaç defa işgal edildi. Hanlıktaki iç çe­kişmeler ve yoğun Rus baskısı neticesin­de şehir 1552 yılında Ruslar’ın eline geç­ti. Şehirde bulunan Han Sarayı, Nur Ali ve Kul Şerif camileri, Han Mezarlığı gibi pek çok İslâmî eser ortadan kaldırıldı. Sadece bugün de ayakta kalan Süyüm Bİke Mina-resi’ne dokunulmadı. Kırmızı tuğladan yapılmış, 53 m. yüksekliğindeki bu mi­nare Kazan Kalesi’nin de bulunduğu en yüksek noktada inşa edilmiştir. Kremlin olarak adlandırılan bu bölge 2001 yılında UNESCO tarafından “tarihî miras” olarak kabul edildi. 1998’de burada Kul Şerif adında dört minareli bir caminin inşası­na başlandı.

1S52 yılından sonra Kazan İslâmî şehir kimliğini kaybederek bir hıristiyan şehri hüviyetine büründü ve XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar bu özelliğini korudu. Kazan’ın Rus hâkimiyetine geçmesinin ar­dından idareciler müslüman grupları hı­ristiyan yapmak için 1555’te burada bir piskoposluk kurdular. Piskopos Guriy 1555-1576 yıllarında büyük bir hıristiyanlaştırma faaliyeti başlattı. Kazan pisko­posluğu, devletin de yardımıyla kısa sü­rede İdil-Ural bölgesinin en önemli mis­yoner merkezlerinden biri haline geldi. Müslüman tebaa çeşitli vaadlerle hıristi­yan olmaya zorlandı. Kazan ve yöresine Rus nüfusun yerleştirilmesi, dinlerini de­ğiştirmeleri için yapılan baskılar Tatar-lar’ı 1556’da isyana sürükledi. Ancak is­yan kısa sürede bastırıldı ve din değiştir­meyenlerin şehir surları içinde yaşamala­rı yasaklandı. Müslümanlar şehrin dışına çıktılar ve bugün de Eski Tatar mahallesi olarak bilinen yeni bir mahalle kurdular. XIX. yüzyılın sonuna kadar Kazan’daki hı­ristiyan ve müslümanlar ayrı mahalle ve köylerde yaşıyorlardı.

Kazan 1552-1829 yılları arasında dokuz büyük yangın geçirdi. 24 Ağustos 1829 tarihindeki yangında dokuz kilise, 1309 ev yandı. 1714’te Zuye. Viyatka, Kongor, Simbir ve Penza şehirlerini içine alan Ka­zan eyaleti teşkil edildi. 1722 yılında Çar I. Petro Kazan’ı ziyaret etti, bu ziyaretten sonra şehrin ticarî ve sosyal önemi art­maya başladı. Çarın emriyle şehirde as­kerler için kundura ve nehir gemileri yapan fabrikalar kuruldu. Çeşitli okullar açıldı.

Çariçe II. Katerina 1767’de Kazan’ı ziya­ret etti. Bu ziyaret sırasında müslüman­lar kendisine başvurarak cami yapımı için izin istediler. II. Katerina’nın verdiği izin­le Kazan’ın Ruslar tarafından işgalinden sonra ilk cami inşa edildi. Cami bugün Mercânî Camii olarak bilinmektedir. Şe­hirdeki ikinci cami 1768’de Apanayev ailesi tarafından yaptırıldı. 1771 yılında Ahundov ve Apanay medreseleri açıldı. 1774’te İdil-Ural bölgesinde çarlığa karşı büyük bir isyan girişimi başlatan Pugaçev Kazan’ı ele geçirdi. İsyan sırasında şehir­de çıkan yangın üç gün devam etti. Tarihî yapıların çoğu bu yangında yok oldu, sa­dece şehrin kalesi sağlam kaldı. İsyan girişiminin bastırılmasından sonra yeni­den Kazan’ın imarına başlandı. 1786’da barut fabrikası, 1791 ‘de ilk Rus tiyatrosu, 1797’de Duhovni Akademisi ve 1804 yı­lında Kazan Üniversitesi açıldı. Günümüz­de hâlâ hizmet veren üniversitenin ana binası 1805-1814 yılları arasında inşa edildi. Kazan’da ilk Arap harfli matbaa Şark Matbaası (Azyatîski Tipografıya) adıyla 1800’de, ikinciside Kazan Üniversitesi’nde 1802’de kuruldu; bu iki matbaa 1829’da birleştirildi.

Sibirya’nın yerleşime açılması üzerine şehrin ticarî ehemmiyeti daha da arttı. XX. yüzyılda Kazan. Rusya İmparatorlu-ğu’nun en önemli ticaret ve kültür mer­kezlerinden biri durumuna geldi. 2 Ocak 1848’de ilk banka, 24 Mayıs 1850’de ilk kız lisesi, 1860’ta ilk deri fabrikası 1865′-te şehir kütüphanesi. 1876’da Tatar Öğ­retmen Okulu, 1881’de ilk müzik okulu açıldı. Şehrin en büyük kütüphanesi Ka­zan Devlet Üniversitesi’ndeydi. Şehirdeki diğer bir önemli kütüphane de Tataristan Millî Kütüphanesi’dir.

1917 Bolşevik İhtilâli’nden önce şehirde Yıldız, Ahbar, el-islâh, ed-Dîn ve’l-edeb, Biraderan Kerimoflar, Şark (1908’den iti­baren Örnek), Beyânü’l-Hak, Millet gibi müslüman matbaaları ve çeşitli kitabevleri bulunuyordu. 1871 yılında Kazan’da ilk Tatarca salname (kaiendar) Kayyûm Nâsın tarafından çıkarılmaya başlandı. 1905 I. Rus İhtilâli’nden sonra başlayan yumu­şama döneminden 1917yılına Kadar Ka­zan’da otuza yakın Arap harfli gazete ve dergi çıkmaktaydı.

Bugün aynı zamanda bir endüstri mer­kezi de olan Kazan’da Kazan Üniversitesi, Pedagoji Üniversitesi, bir teknik üniversi­te, konservatuvar ve çeşitli yüksek okul­lar, İlimler Akademisi’ne bağlı çeşitli ens­titüler bulunmaktadır. Aliasker Kemal, Kerim Tinçurin, Mûsâ Celil, Kaçalov dra­ma tiyatrosu şehirdeki en büyük tiyatro­lardır. Tukay, Lenin, Mûsâ Celil, Gorki ve Devlet Müzesi (700.000 parça koleksiyo­na sahiptir) şehirdeki önemli müzelerdir. Ayrıca 1990’dan sonra Kazan’ın hemen her mahallesinde inşa edilmeye başlanan değişik mimarideki küçük cami ve kilise­ler de şehre çok dinli bir kimlik vermiş­tir.

Devlet Müzesi, TUkay Müzesi, Millî Kü­tüphane binası, opera binası, Mercânî, Apanay. Burnay, Ecim (Azimov). Peçen Pa­zarı ve Sultan camileriyle Saint Pavel ve Saint Pyotr kiliseleri Kazan’daki önemli tarihî eserlerdir. Kazan’da 20O’e yakın Ta­tarca, Rusça. Çuvaşça gazete ve dergi çık­maktadır. Şehr-i Kazan, Vatanım Ta-tarstan, Respublika Tatarstan, Veçer-naya Kazan, Kazan Utları, Süyünbike, Maarif, Miras ve idil bunların en önemlileridir.

Kazan 1437-1552 yılları arasında Kazan Hanlığfnın, 1708-1920 yılları arasında Kazan vilâyetinin (guberniya) merkezi, 27 Mayıs 1920’de Tataristan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nîn, 30 Ağustos 1990’da Tataristan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin, 7 Şubat 1992’den İtibaren de Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nîn başşehri oldu.

2000 yılına ait verilere göre şehirde 1.101.007 kişi yaşamaktadır.[şehirde 1897’de 130.000, I923’te 158.000, 1939’da 406.000, 1959’da ö67.000, 1970’te 809.000 kişi vardı] Nüfusun yaklaşık % 40,5’i Ta­tar, % 51,7si Rus’tur. Ayrıca Başkırt, Çu­vaş, Mari, Mordvin ve Udmurtgibi deği­şik etnik gruplar da yaşamaktadır. Şehir­de uluslararası bir havalimanı, İdil nehri Kenarında bir limanı ve Rusya Federas-yonu’nun Avrupa kısmını Sibirya’ya bağ­layan bir tren istasyonu bulunmaktadır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

 

Daha yeni Daha eski