Kerîm. Allah’ın isimlerinden (esmâ-i hüsnâ) biri.
Sözlükte “cömert olmak, iyi, ahlâklı, asil ve değerli olmak” anlamındaki kerem (keramet) kökünden sıfat olan kerim “yaratılıştan cömert olan, insanın şerefiyle bağdaşmayan her türfü şeyden arınmış bulunan” demektir. Kerem kavramı Allah’a nisbet edildiğinde “lutuf ve ihsanda bulunma” mânası ağır basar. Ebü’l-Kâsım ez-Zeccâcî kerîm kelimesinin muhtevasını “cömert olan, övgüye lâyık vasıfları şahsında toplayan, cezayı gerektiren davranışları affedip suçluyu bağışlayan” şeklinde üç noktada özetlemiş ve bu anlamların Allah için de söz konusu olduğunu söylemiştir.
Kerem kavramı, bazı kıraat farklarının göz önünde bulundurulması şartıyla Kur’ân-ı Kerîm’de on yerde Allah’a nisbet edilmiştir. Kerîm ismi iki âyette rab kelimesiyle bağlantılı olarak kullanılmış, Mü’minûn sûresinde yer alan (23/116) “rabbü’l-arşi’l-kerîm” ifadesindeki kerîm lafzını rab kelimesinin sıfatı diye kabul eden kıraate göre bu isim Kur’an’da üç defa Allah’a nisbet edilmiştir. Bir âyette, “kerîm olanlarla mukayese edilemeyecek en üst derecede kerîm” anlamındaki ekrem ism-i tafdîli ile iki âyette yer alan ve “İkram sahibi” mânasına gelen (zü’l)ikrâm sıfatı da O’na izafe edilmiştir. Bunlardan başka Allah lafzı ikram ve tekrîm mas-darlanndan türeyen dört fiilin faili olarak kullanılmıştır.
Kerîm ismi hem İbn Mâce hem Tirmizî”nin esmâ-i hüsnâ listesinde yer almış diğer hadis rivayetlerinde de zât-ı ilâhiyyeye izafe edilmiştir.[Hz. Peygamber’in camiye girerken tekrarladığı dua ve niyaz mahiyetindeki şu ifadesinde ise kerîm “vech kelimesini nitelemektedir: “İlâhî rahmetten kovulmuş bulunan şeytandan yüce Allah’a, O’nun kerîm olan zâtına ve kadîm olan hükümranlığına sığınırım. Hadis literatüründe çeşitli fiil kalıplarıyla Allah’a nisbet edilen kerem kavramlarının sayısı oldukça çoktur.
Esmâ-i hüsnânın şerhiyle meşgul olan âlimler kerîm isminin övgüye lâyık bütün nitelikleri kapsadığına dikkat çekerler ve bunların başında Allah’ın lütufkârlığı ile affediciliğinin geldiğini belirtirler. Gazzâlî’nin kerîm ismiyle ilgili olarak kaydettiği mânalar bu konuda söylenenlerin en kap-samlısıdır: “Kerîm muktedirken affeden, vaadini yerine getiren, lutfunu umulanın ötesinde gerçekleştiren, kime ne kadar lutufta bulunduğunun hesabını yapmayan, kendisinden başkasına başvurulmasına rızâ göstermeyen, vefasızlığa sitemle mukabelede bulunup dostluğu bozacak bir karşılık vermeyen, kendisine sığınanı yüzüstü bırakmayan, aracı ve şefaatçilere muhtaç kılmayandır.
Kerîm ismi, “yergiye sebep teşkil eden Özelliklerden münezzeh olup övgü nitelikleriyle vasıflanma” mânasına alındığında zatî, “lütuf ve ihsanda bulunma, affedip bağışlama” anlamı göz önünde bulundurulduğunda ise fiilî isimler grubuna girer. Kerîm alî, kuddüs, hamîd gibi zatî ve afüv, gafur, halîm gibi fiilî isimlerle anlam yakınlığı içinde bulunur.
TDV İslâm Ansiklopedisi