Kiramen Katibin Melekleri Görevleri, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Kirâmen kâtibîn. İnsanların söz ve davranışlarını kaydeden melekler. Sözlükte “yazan, kayda geçiren” anla­mındaki kâtib ile “iyi, dürüst ve değerli” anlamındaki kerîm kelimesinin çoğulun­dan oluşan kirâmen kâtibin terkibi “değerli yazıcılar” mânasına gelir. Kur’ân-ı Kerîm’de ceza ve mükâfat günü olarak nitelendirilen kıyametin vukuunu inkâr edenlere hitap edilirken insanların üzerin­de yaptıklarını bilen gözetleyicilerin bu­lunduğu ifade edilir ve bunların Allah nezdinde makbul yazıcılar olduğu belirtilir.[İnfitâr 82/9-12] Âyetin “makbul yazı­cılar” anlamındaki kısmı cümle kuralları gereği kirâmen kâtibîn şeklini almıştır. Bazı hadis rivayetlerinde ise “el-kirâmü’l-kâtibûn” terkibi de geçmektedir.

Kur’an’da yazıcı meleklere atıfta bulu­nan çeşitli âyetler vardır. Allah’ın insana şah damarından daha yakın olduğu, kişi­nin sağında ve solunda karşılıklı oturan iki meleğin (mütelakki alıcı) bulunduğu ve onun ağzından çıkan her sözü meleğin kaydettiği belirtilmektedir.[Kâf 50/16-18] Her ne kadar Muhammed Esed “iki alıcı” ile, insanın içinde üstünlük kurmak için mücadele eden iç dürtü ile aklın kaste­dildiğini söylüyorsa da bunun isabetli olmadığı anla­şılmaktadır. Zira bütün müfessirler, bu ifadenin sevapları ve günahları yazan iki meleğe işaret ettiğini ittifakla söylediği gibi gerek âyetin bağlamı ge­rekse diğer bazı âyetlerde yazıcı melekle­re açıkça temas edilmiş olması bunun in­sanın iç duyguları ve aklıyla yorumlana­mayacağını göstermektedir. Aynı sûrede, sûra üfürüldükten sonra insanın mahşere “sürücü” (saik) ve “şahitle gideceğini be­lirten âyet de [Kâf 50/21] bazı müfessirlerce iyilik ve kötülükleri yazan iki melek, bazılarınca sürücü olan ayrı bir melek, şa­hit ise yazıcı melek olarak kabul edilmiştir.

Diğer taraftan müşriklerin kendi araların­daki sırları ve gizli konuşmaları kimsenin işitmediği yolundaki zanlannm yanlışlığı­na temas edilen âyette, “Yanlarında bu­lunan elçilerimiz her şeyi yazmaktadır [Zuhruf 43/80] cümlesi de açıkça yazıcı melekleri anlatmaktadır. Bazı âyetlerde yazma işi doğrudan Allah’a izafe edilmek­teyse de [Enbiyâ 21/94; Câsiye 45/ 29] bu beyanı müfessirler O’nun tarafın­dan görevlendirilen melekler şeklinde yo­rumlamışlardır. Ayrıca insanların benimsediği inanç­ların ve işlediği bütün fiillerin tesbit edil­miş olup kıyamet gününde yazılı bir belge (kitap) halinde kendilerine sunulacağı [İsrâ 17/13-14] bu belgenin cennete gire­ceklere sağdan, cehenneme gireceklere soldan veya arkadan verileceği [Hâkka 69/19-26; İnşikâk 84/7-12] bildirilmek­tedir. Yazılı belgeden bahseden âyetler dolaylı olarak yazıcılara da işaret etmek­tedir. Yazıcı melekler -Kâf süresindeki âyet hariç (50/17) çoğul şeklindeki keli­melerle zikredilmiştir. Müfessirler adı ge­çen sûredeki âyetten hareketle bunların sayısının İki olduğunu, diğer âyetlerde bü­tün insanların yazıcı meleklerine işaret edildiği için çoğul olarak kullanıldığını söylemişlerdir. Kur’ân-ı Kerîm’de kaydedici meleklerin kayıtlarını nereye yazdıkları belirtilmemiştir. Kıya­met gününde yazılı belgelerden başka in­sanın el ve ayak gibi organlarının da ko­nuşacağını ifade eden âyetler [Yâsîn 36/ 65; Fussılet 41/20-21] dikkate alındığında bu kaydın insanın fizik yapısı üzerine ya­pılmış olacağını söylemek mümkün gö­rünmektedir.

Hadislerde de bazan doğrudan, bazan yazıcılık fonksiyonlarına atıf yapılarak kirâmen kâtibînden söz edilmektedir. He­sap gününde insanların işledikleri kötü­lükleri organlarının haber vereceği bildi­rilmiş, ayrıca kirâmen kâtibînin yazdık­larının şahitlik olarak yeteceği yazıcı meleklerin kayıtlarının asla zulüm niteliği taşımayacağı kul kötü bir fiil yapmaya niyet ettiğinde onu işlemedikçe Allah’ın meleklere bunu yazmamalarını, işlediği takdirde ise bir kötülük olarak kaydetme­lerini, iyi bir fiile niyet etmesiyle bir sevap, o fiili gerçekleştirmesiyle ondan yedi yüze kadar sevap yazmalarını emrettiği cuma günleri melek­lerin camileregelip giriş sırasına göre insanların alacağı sevapları kaydettikleri belirtilmiştir.

İlmi her şeyi kuşattığı halde Allah’ın amelleri yazmak üzere melekleri görev­lendirmesinin insanları sorumluluk ge­rektiren bütün düşünce, söz ve tutum­larında dikkatli olmaya teşvik etmesi, kıyamet günü hesap sırasında dünyada yapılanlarla ilgili somut delillerin bulun­ması, hakla bâtılın, haklı ile haksızın her­kes tarafından belgeleriyle birlikte bilinip ayırt edilmesi gibi hikmetlere bağlı oldu­ğunu söylemek mümkündür.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski