Kitâbü’l-Edvar. Safiyyüddin el-Urmevî’nîn (ö. 693/1294) mûsiki nazariyatına dair eseri.
Makam kelimesinin henüz kullanılmadığı İslâm Ortaçağı’nda mûsiki bilginleri, ses sisteminin düzenlenmesi üzerinde yaptıkları çalışmalarda farklı yapıda ve çok çeşitli ses dizilerinin çoğunlukla bir oktavı aşmadığını, dizinin birinci ve sonuncu seslerinin aynı olduğunu tesbit etmişlerdir. Nitekim dönemin mûsiki nazariyatına dair eserlerinde bir çizgi üzerinde şekillendirilen bir dizide İlk sesle son ses aynı noktada birleşerek bir daire suretinde gösterilmiştir. Usullerin anlatımında da tekrarlanan ritmik kalıplar yine bir daire şeklinde çizilmiştir. Böylece mûsikinin iki ana unsurunu teşkil eden ses ve usul Arapçadevr (dönme, dönüş) kelimesinin çoğulu olan edvar ile adlandırılarak mûsiki nazariyatı eserlerinin genel adı olmuş, bu konuda yazılan eserlere de “Kitâbü’l-edvâr” denilmesi bir teamül halinde devam etmiştir.
Asıl adı Kitâbü’l-Edvâr îlmtfrifeti’n-nağam ve evfdr olan eser, Safiyyüddin el-Urmevî’nin mûsiki nazariyatı konusunda Arapça olarak kaleme aldığı iki önemli telifinden biridir. Müellif bu eserini, Abbasî Halifesi Müstansır-Billâh zamanında 633 (1236) yılında henüz yirmi yaşlarında iken ünlü matematik ve fen bilimleri âlimi Nasîrüddin et-Tûsî’nin tavsiyesi üzerine yazmıştır.
Eser kısa bir girişten sonra on beş bölümden (fasıl) meydana gelir. Birinci bölümde nağmenin tarifiyle tizlik ve pestlik sebepleri açıklanır; ikinci bölümde, telli müzik aletlerinin kol kısmında istenilen seslerin çıkarılması için parmakla basılan belli noktalar (destan) anlatılır. Bunu, iki ses arasındaki tizlik ve pestlik farkını gösteren boyutların (eb’âd) oranlan hakkında bilgilerden meydana gelen üçüncü bölüm izler. Kulağa hoş gelen (mülayim) ve gelmeyen (mütenâfir) seslerin sebepleriyle dörtlü ve beşlilerin uyumlu şekilleri, birinci ve ikinci tabakadaki kısımların birleştirilmesinden oluşan devirlerin ve bu arada seksen dört terkibin izah edildiği dört. beş ve altıncı bölümlerden sonra yedi ve sekizinci bölümlerde iki telin kullanılışı ile uddaki tellerin düzeni ve perdeleri konusu işlenir. Meşhur devirler (on iki makam) ve altı âvâzenin ud üzerindeki perdelerinin açıklandığı dokuzuncu bölümü devirlerdeki nağmelerin ortak perdelerinin izah edildiği onuncu bölüm takip eder. Edvar tabakalarının cetveller halinde anlatıldığı on birinci bölümle udda alışılmamış değişik akortların konu edildiği on ikinci bölümün ardından on üçüncü bölümde îkâ’ devirleri şekillerle izah edilir. On dördüncü bölümde nağmelerin insan üzerindeki etkileri kısaca açıklanır, son bölümde de tarîka ve savt adlı iki formdan ebced notasıyla birkaç örnek verilir. Eserin on dördü Türkiye dışında, dokuzu Türkiye kütüphanelerinde olmak üzere yirmi üç nüshası tesbit edilmiştir. En eski nüsha kabul edilen Nuruosmaniye Kütüphanesi’ndeki nüshanın müellif hattı olması ihtimali kuvvetlidir.
Kitâbü’l-Edvar, mûsiki nazariyatının en önemli eseri olduğu gibi Türk mûsikisi ses ve dizileriyle ilgili yazılı kaynakların da ilk sıralarında yer alır. Çağın amelî ve nazarî mûsiki bilgilerini inceleyerek nazariyat alanında yeni bir dönem başlatan Sa-fiyyüddin el-Urmevî’nin on yedi aralıklı sistemi sonraki yüzyıllarda benimsenmiş, çalışmalarda esas alınarak hemen her na-zariyatçı tarafından kullanılmıştır, özellikle XIV-XVI. yüzyıllarda Kitâbü’i-Edvâfa yazılan şerhler arasında Celâleddin Faz-lullah Ubeydî’nin Şerftu’i-Edvar’ı, Fahreddin Muhammed Hucendî. Lutfullah Semerkandî. Mübarek Şah ve Abdülkâ-dir-i Merâgi’nin Şerh-i Kitûb-ı Edvar adıyla kaleme aldıkları eserleri burada zikredilmelidir. Eseri Hüseyin Ali Mahfuz, Gattâs Abdülmelik Hasebe ile Hâşim Muhammed er-Receb tahkikli olarak neş-retmişlerdir. Ayrıca Fuat Sezgin’in Nuruosmaniye Kütüphanesindeki nüshasından tıpkıbasımını yaptığı (Frankfurt 1984) eser üzerinde Mehmet Nuri Uygun bir doktora çalışması yapmış ve tercümesiyle birlikte tenkitli neşrini gerçekleştirmiştir (İstanbul 1999).
Ayrıca Osmanlı dönemi musikişinaslarından Hızır b. Abdullah’ın 1441″de II. Murad’ın teşvikiyle yazıp hükümdara sunduğu, Türk mûsikisi tarihinin en önemli nazariyat kitapları arasında yer alan Türkçe bir Kitâbü’l-Edvâr’ının bulunduğu kaydedilmektedir.
TDV İslâm Ansiklopedisi