Kitabu't-Tevhid - Muhammed b. Abdülvehhab Konusu, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Kitâbü’t-Tevhîd. Muhammed b. Abdülvehhâb’ın (ö. 1206/1792) Allah’ın birliğine dair eseri.

Tam adı Kitâbü’t-Tevhîd ellezî hüve hakku’llâh cale’l-cabîd’dir. Belli bir pla­nı bulunmayan risale hacmindeki eserin tevhid ilkesinin Önemini vurgulamakla başladığını, bu ilkeyi bazan düşünüş ve davranışlara temas etmekle sürdürdüğü­nü söylemek mümkündür. Genellikle İslâmî eserlerin baş tarafında bulunan hamdele ve salvele kısmına yer verilmeyen eser altmış yedi bölümden (bab) oluşmak­tadır. Bölümler genel olarak âyetle başlar, ardından hadis rivayetleri nakledilir, ba­zan da sahabe ve tabiîn âlimlerine atıflar­da bulunulur. Her bölümün hacminin ço­ğunu, o bölümde zikredilen âyet ve hadis­lerden bir ilgiyle çıkarılabilecek hüküm­lerin “filıi mesâil” başlığı altında dökümü oluşturur.

Kitâbü’t-Tevhîd, şirkten kaçınma ve tevhid ilkesine sarılmanın önemini vurgu­lamakla başlamakta  ardından şirki andıran davranışlar çerçevesinde be­lâları önlemesi için yüzük kullanıp kolye takma, nazarlık ve muska taşıma, taşlar­dan ve ağaçlardan uğur bekleme, Allah’­tan başkası adına hayvan kesme ve adak adama, O’ndan başkasına sığınıp yardım talebinde bulunma konularına temas edilmektedir. Kitabın on yedi ve on sekizinci bölümleri şefaate ayrılmış olup burada tevhid ilkesini benimseme­yenlere şefaat edilmeyeceği belirtilir. Da­ha sonraki bölümlerde, geçmişte yaşa­mış sâlih kimselere duyulacak sevginin aşırıya kaçmaması hususu ve onların ka­birlerinde ibadet etmenin sakıncaları üzerinde durulduktan sonra, büyü, kehânet, kuşların uçuşundan ge­leceğe ait sonuç çıkarma, yıldızlara yaratılmışlik üstü güç atfetme gibi şirk belir­tilerine temas edilir. Eserin diğer bölümlerinde Allah’ın azabından emin olma. rahmetinden ümit kesme, kadere rızâ göstermeme, riya, Allah adı­na yapılan yemine razı olmama gelenekte Allah mânasında kullanı­lan “dehr” vb. isimlere saygısızlık etme, Allah, Kur’an ve Peygamber’in adı geçen söz ve yazılarla alay etme, Allah hakkın­da kötü zanda bulunma gibi konularla kaderi inkâr etme, putlara ben­zer şekiller meydana getirme, çokça ye­min etme gibi meselelere yer verilir.

Bid’at, hurafe ve şirkin her çeşidini red­dedip Selef akidesini desteklemek ama­cıyla yazıldığı anlaşılan Kitâbü’t-Tevhîd’-de konular başlıklar halinde düzenlenme­miş, ilgili meseleler de yan yana getiril­memiştir. Eser, İbn Teymiyye ve İbn Kay­yım el-Cevziyye gibi müteahhir Selef âlim­lerinin tevhid ve şirk konularındaki görüş­lerinin katı yorumu ve bir özeti niteliğin­de olup fikrî derinlikten yoksundur. Bu­nunla beraber siyasî bir hareketin ve İtikadî bir mezhebin temel kitabını teşkil ettiğinden üzerinde fazlaca durulmuş, şerh ve haşiyeleri yapılmıştır.

Çeşitli kütüphanelerde yazma nüsha­ları bulunan Kitâbü’t-Tevhîd defalarca yayımlandığı gibi birçok dile tercüme edilmiştir. Örnek ola­rak Türkçe’ye (İstanbul 1994), Urduca’ya (Riyad 1994), Filipince’ye(Riyad 1994) ve Senhali diline (Riyad 1992) yapılan çeviri­leri sayılabilir. Üzerinde gerçekleştirilen şerh ve haşiyelerin en meşhurları müelli­fin torunları Süleyman b. Abdullah’ın Tey-sîrü’l-‘azîzi’I-hamîd fî şerhi Kitâbi’t-Tevhîd’ı ve Abdurrahman b. Hasan’ın Fethu’l-mecîd şerhu Kitâbi’t-Tevhîd’i, yine aynı müellifin Kurretü ‘vyûnî’I-muvahhidîn fî tahkiki daVe-ti’l-enbiyâ’ ve’l-mürselîn’idir (Riyad 1404). Bunlardan başka Saîd b. Abdülazîz el-CündûI’ün ed-Dürrü’n-nazîd’alâ Ki­tâbi’t-Tevhîd, Muhammed b. Sâlih el-Useymîn’in ei-Kavlü ‘i-müiîd ‘alâ Kitâbi’t-Tevhîd, Abdurrahman b. Nasır Sa”-dî’nin el-Kavlü’s-sedîd fî makâşıdi’t-tevhîd (Medine 1413) ve Abdullah b. Ab­durrahman b. Cebrîn’in FevâHd min şer­hi Kitâbi’t-Tevhîd (Riyad 1993) adlı eser­leri zikredilebilir. Abdullah b. Cârullah, Ki-tâbü’t-Tevhîd’in kolayca anlaşılmasını sağlamak amacıyla içerdiği konuları soru-cevap haline getirerek eI-Cûmicu’i-ferîd li’1 calâ Kitâbi’t-Tev­hîd adıyla neşretmiştir (Kahire 1408/ 1988), Öte yandan Ferîh b. Sâlih el-Behlâl, eserde geçen ve eleştirilen hadisleri tah-rîc edip Tahrîcü ehâdîşi’l-müntekade fî Kitâbi’t-Tevhîd ismiyle yayımlamıştır (Riyad 1995).

Kitâbü’t-Tevhîd tevhid ve şirk kavram­larına getirdiği yeni yorum, bid’at ve hu­rafelere karşı açtığı savaş dolayısıyla ge­niş yankılar uyandırmıştır. Müellif bu ki­taptaki düşüncelerinden dolayı Hureymile ve Uyeyne’den sürgün edilmiş, ancak Muhammed b. Suûd’la tanıştıktan sonra ise düşünceleri benimsenmiş ve onun fi­kirleri üzerine Suûd Krallığı ile Vehhâbîlik kurulmuştur. Muhammed b. Abdülveh­hâb’ın eseri reddiyelere de konu olmuş­tur. Bunlardan ilki kardeşi Süleyman ta­rafından yazılan eş-Savâ3iku ‘l-ilâhiyye fi’r-red ‘ale’l-Vehhâbiyye adlı kitaptır. Süleyman bu eserinde Muhammed b. Abdülvehhâb’ı Hâricîliğe meyletmekle, İbn Teymiyye ve İbn Kayyim’in şefaat, vesîle. kabir ziyareti vb. konulardaki düşüncele­rini yanlış aktarmakla suçlamış, bu âiimler söz konusu fiilleri küçük şirk sayıp fa­ilini mürted olarak nitelemedikleri halde Muhammed b. Abdülvehhâb’ın onlara bu görüşleri isnat ettiğini söylemiştir. Ahmed b. Ali el-Basrî el-Kabbânî de Faşlü’l-hitâb fî reddi dalalâti İbn Abdilvehhâb adlı bir eser kaleme almıştır. Kitâbü’t-Tevhîd günümüzde Suudi Arabistan’da ve Vehhâbîler’in hâkim olduğu diğer bölgelerde okullarda temel ders kitabı olarak oku­tulmaktadır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski