Klis. Hırvatistan’ın güneyinde eski bir Osmanlı sancağı ve kaza merkezi.
Dalmaçya kıyısındaki Split şehrinin kuzeydoğusunda kıyıdan biraz içeride bulunan Küs günümüzde küçük bir kasaba olarak varlığını devam ettirmektedir. Kayalıklar üzerine kurulu tahkimatlı kalesi Splifi Batı Bosna’ya bağlayan stratejik yolu kontrol eder. Ortaçağ’larda Klis Hırvat SubiĞ ailesinin hakimiyetindeydi.[Zrinoğlu adıyla tanınan bu aile, XVI. yüzyılda Osmanlılar’ın en önde gelen düşmanları olarak ün kazanmıştı] Bölge, 1537’de Gazi Hüsrev Bey’e bağlı ve onun kethüdası olan Hırvat asıllı mühtedi Murad Bey tarafından zaptedildi.
Fetihten hemen sonra Klis sancak ve kaza merkezi yapıldı. Bu idarî yapı az çok Osmanlı Hırvatistanı’nın da sınırlarını tayin etmişti. Zira sancak topraklan büyük oranda eski Hırvat Krallığı ile günümüz Hırvatistan’ının sınırlarını ihtiva etmektedir. Osmanlılar da bu bölgeyi “vilâyet-i Hırvatî” olarak adlandırdılar. Klis sancak merkezi yapılmakla birlikte konum olarak Osmanlılar’ın rakiplerinin saldırılarına açık bir durumda olduğundan sancak beyi genellikle Livno’da [Osmanlı belgelerinde Hlivne Bosna-Hersek] kadı ise Sibenik yakınlarındaki Skradin’de otururdu. 1580’de Bosna vilâyeti tesis edildiğinde Klis sancağı ikiye ayrıldı ve kuzeybatısı Kırka adıyla Bosna vilâyetine bağlandı. Klis 1596’da kısa bir süre Habsburglular’ın himayesinde Hırvat Krallığı’nı ihya etmek isteyen mahallî güçlerin hâkimiyetine geçti. Aynı durum 1645’te Venedikliler’in desteğiyle yeniden yaşandı.
1699 ve 1718’deki kısmî toprak kayıplarına rağmen Klis 1826’ya kadar Osmanlı sancağı olarak varlığını devam ettirdi. Osmanlı döneminde sancağın Bosna’ya yakın bölgelerinde yaygın bir İslâmlaşma oldu; İslâmî yapılaşma gerçekleşti ve pek çok tanınmış şahsiyet yetişti. Adriyatik bölgesine yakın diğer kısımda ise İslâmlaşma aynı oranda değildi. Bununla birlikte bu bölgeden de devşirme olarak alınan bazı kişiler Osmanlı Devleti’nde önemli hizmetlere kadar yükseldi. Bunlar arasında en tanınmışı Klis civarında vakıf eserleri bulunan Sadrazam Rüstem Paşa’dır. Hazinedarbaşılık ile İşkodra, İskenderiye ve Bosna sancak beyliği yapmış olan Fîruz Bey (ö. 1512) gibi isimler ise daha fetihten önce Osmanlı bürokrasisine dahil olmuşlardı.
Klis sancağı susuz ve kayalık bir araziye sahip olduğundan ekonomik açıdan verimli bir bölge değildi. Bununla beraber yakındaki Venedikliler’e tahıl ürünleri ihraç edilirdi. Venedik limanları bölgenin Bosna, Macaristan ve İtalya ile olan ticaretinin de ihraç kapıları olarak önemli rol oynardı. lS92’de Split’te bir iskele inşa edildi. Bu arada sancak halkına da öşür ve timar arasında yeni bir statü sağlandı. Bunların içinde deniz kenarında bulunan Poljica (Poliçe) kasabasına özel bir İmtiyaz verildi. Geleneksel Hırvat toplum yapısını muhafaza eden Poljicalılar Osmanlılar tarafından Hassayi Hümâyun reayası olarak adlandırıldı.
Sancağın güneybatı kısmında kayda değer bir şehir hayatı ve kültürü yoktu. Bu bölge, genellikle sık sık başı bozukların ve Adriyatik kıyılarındaki Senj’de üslenmiş olan Uskoklar’ın (Habsburglar’a bağlı çeteler, akıncı güçler) saldırılarına ve yağmalarına mâruz kalırdı. Muhtemelen bu yüzden müslüman ve hıristiyan yerli halk arasında sipahi kahramanlık şiiri gelişmiş ve yaygınlaşmıştır. Klis’in serhat hayatına ve kültürüne dair bir kısım bilgiler Âlî Mustafa Efendi ve Evliya Çelebi’nin eserlerinde yer almıştır.
TDV İslâm Ansiklopedisi