Kınık Boyu, Kınıklar Aşireti Tarihi, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Kınık. Selçuklu hanedanının mensup olduğu Oğuz boyu.

Kâşgarlı Mahmud Oğuz boyları listesin­de ilk sırada yer verdiği, damgasını gös­terdiği Kınıklar’ı çağının sultanlarının bo­yu olarak belirtir. Fahreddin Mübarek Şah’ın Târih’indeki Türk toplulukları listesinde ise Kıniklar’ın adı harekelenmiş şekilde yer alır. Reşîdüddin Fazlullah’ın eserindeki tam ve ayrıntılı liste, aynı zamanda Oğuz boylarının İslâmiyet’ten önce Yavkuylar devrinde sahip oldukları siyasî ve içtimaî mevkilerine göre tertip edilmiş görünü­yor. Bu listede Kınık boyuna listenin so­nunda yirmi dördüncü sırada yer veril­miş, İğdir, Büğdüz ve Yıva boylarıyla bir­likte Deniz Han’ın oğullan arasında gös­terilmiştir. Ayrıca burada Kınık’ın “her yerde yüce” mânasını taşıdığı, ülüşünün “aşiğlu” (koyunun but kısmı) ve onkununun çakır kuşu olduğu kaydedilmiş, dam­gasının şekli verilmiştir. Eserin Türkler’in tarihi kısmında ise Kınıklar ne yabgu (yavku) çıkaran boy­lar arasında ne deyabguların beyleri ara­sında görülmektedir. Halbuki Selçuk’un ve babası Dukak’m Oğuzyabgusunun su-başısı (kumandanı) olduğunda şüphe yok­tur. Nitekim Gazneli Mahmud. ülkesine yaptığı akınlarla kendisini rahatsız eden Karahanlı Hükümdarı Ali Tegin’i cezalan­dırmak için 1025″te Mâverâünnehir’e gir­diğinde Kınıklar’ın kalabalık çadırlarını görünce asıl tehlikenin Selçuk’un oğlu Arslan Yabgu’dan geleceğini anlamıştı.

Kınıklar, Selçuklu Devleti’nin kurulu­şunda ve büyük bir imparatorluk halini almasında kurucuların kendi boylarından olmasından dolayı önemli roller oynamış­lar ve bunun için ülkenin her tarafına da­ğılmışlardı. XVI. yüzyıla ait Osmanlı tah­rir defterlerinde Kınıklar’a ait seksen bir yer adı tesbit edilmiştir. Bu da Anadolu’­nun bir Türk yurdu haline gelmesinde Kayi, Avşar ve diğer birkaç boy ile birlikte Kı­nık boyunun da birinci derecede tesirli ol­duğunu ortaya koymaktadır. Kınık yer ad­larından dokuzar köy Ankara ile Kütah­ya’da, sekiz köy Sivas, altı köy Hudâvendigâr (Bursa ili) ve Konya, beşer köy Çankırı ile Karahisarısâhib, dörder köy de Malat­ya ve Kastamonu sancaklarında bulun­maktaydı. Bu köylerin bulunduğu bazı yö­reler. Kınıklar’ın nüfus olarak en çok han­gi merkezlere yerleştiklerini de göster­mektedir.

Seyhun boylarında kalmış olan bir baş­ka Kınık kolu ise Moğol istilâsı üzerine Bozok ve Üçok boylarının büyük kollarından teşekkül eden bir Türkmen kümesi için­de Anadolu’ya geldi: daha sonra Moğollar’ın Anadolu’ya da ayak basmaları üze­rine bu Türkmen kümesi Suriye’ye göç etti. Yüregir, Kınık, Bayındır ve Salur’dan meydana gelmiş olan Üçoklar, Memlükler’in yanında Çukurova’nın fethine katıl­dılar. Fetih sonrasında Kınıklar Ceyhan ır­mağından Nur dağlarına kadar uzanan geniş topraklarda yurt tuttular. Bunlar, Adana ve Misis yöresinde yerleşmiş olan Yüregirler gibi Üçoklar’ın en güçlü oymak­larından biri sayılıyordu. Yine bu Kınıklar’dan kuvvetli bir kol Çukurova’ya göç etmeyerek Suriye’de kalmıştı.

1370’lerde Kınıklar’ın başında Ebûbekir adlı bir bey bulunuyordu. İdaresinde 10.000 atlı olduğu söylenen Ebûbekir 1375 yılında Ermeni kralının oturduğu Sîs’i (Kozan) kuşattı. Kınık Beyi Sîs’i almak üzere iken Ermeniler şehri Memlükler’e teslim ettiler. Üçoklu Türkmenler. Bozoklar gibi istiklâl içinde yaşamak istedikle­rinden fırsat buldukça metbûlan Memlükler’e karşı ayaklanıyorlardı. Nitekim 1378’de Temür Bay kumandasındaki Memlûk ordusunu ağır bir yenilgiye uğ­ratarak Memlûk hâkimiyetine son verdi­ler. Fakat Memlükler’in Halep Valisi Yelboğa (Yolboğa), 1381 yılında Üçoklar’ın arası­nı açarak Kınıkiar’ı Yüregirler’e saldırttı ve onların Memlûk Devleti’ne karşı birlik­te hareket etmelerine engel oldu. Bun­dan birkaç yıl sonra Kmıklar, diğer bazı oymakları da yanlarına alarak İç Anado­lu’ya çıkıp yağmalarda bulundular. Kınık-lar bu siyasî fonksiyonlarını XV. yüzyılda kaybettiler. Nitekim Osmantılar’ın Anado­lu birliğini kurdukları sırada Kınıklar”m hemen hepsi yerleşik hayata geçmiş bulunuyordu. Bunlar Ceyhan ile diğer ırmak­lardan açılan kanallarla topraklar sula­makta ve özellikle çeltik ziraatı yapmak­taydılar. Bu sebeple Kınıklar’ın oturduğu yerler Osmanlılar tarafından kendi adla­rıyla anılan bir kaza haline getirilmiştir. Bu kazanın XIX. yüzyılın ikinci yansına ka­dar adını ve idare şeklini koruduğu anla­şılmaktadır. Fakat Kınık sadece bir yöre­nin değil aynı zamanda bir kale ve kasa­banın da adı olmuştur. Yapılan bir araş­tırma, Kınık Kalesi’nin şimdiki Toprakkale denilen kale olduğunu ortaya koymuştur. Kasabanın ise kalenin kuzey ve doğusun­da yer aldığı tahmin edilmektedir. Bu ka­saba 1522’de iki mahalleden teşekkül et­mekteydi. 1547 yılında genişleyerek beş mahallelik bir yerleşim birimi haline gel­miştir. Ancak bu yüzyılda yetmiş beş köy ve ekinliği olan mâmur Kınık kazasının XVII ve XVIII. yüzyıllarda yoğun bir şekil­de iskân çalışmasına mâruz kaldığı ve İfrâz-ı Dulkadriyye Türkmenleri’nden çeşitli cemaatlerin yerleştirilmesine teşebbüs edildiği görülmektedir. Buna rağmen ka­saba ve kaza XIX. yüzyılda tamamen or­tadan kalkmış, köylerinden pek çoğu ha­rap olmuştur.

Kınıklar’ın Suriye’de kalan kolu, Dânişmendli Türkmenleri’nden Harbendeliler (daha sonraları Harmandalı, Horbendeli, Hüdâbendeli adlarıyla anıldı) ve diğer birçok Türkmen oymağı ile birlikte Malat­ya yöresine göçerek orada yurt tutmuş olup bunlar bugünkü Malatya Türkleri’ni meydana getirmişlerdir. Bunlardan başka yine XVI. yüzyılda Ankara ve Aydın san­cakları ile Halep Türkmenleri arasında bazı Kınık oymakları görülmektedir. Ha­lep Türkmenleri içinde yer alan Kınık oy­mağının II. Selim devrinde 2S4 vergi nüfusu olduğu ve Emet oğlu Kırım Kethüdâ’nin idaresinde bulunduğu bilinmekte­dir. Bu grup, XVII. yüzyıl ortalarında Si­vas (Rum) vilâyetinde Aralıkevi adı veri­len bir yerde iskân edilmişti. Öte yandan 1104 (1693) yılında Hama ve Humus san­caklarına yerleştirilmek istenen oymak­lar arasında Kınık Uşak adlı altmış vergi nüfuslu küçük bir oymak bulunmaktadır. Aynı yüzyılda Sivrihisar yöresinde 123 vergi nüfuslu. Aydın sancağında Karacakoyunlu topluluğu arasında da otuz yedi vergi evli Kınık oymakları görülmektedir. Bu sonuncu oymağın ayrıca on bir vergi evli Alalar adlı küçük bir obası da vardı. Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti sınırlan içinde çok sayıda yerleşme yerinde Kınık adının yaşamakta olduğu görülmektedir (otuz altı tanesi sadece Kınık şeklînde, ayrıca Kınikbala, Kınıkdelileri. Kınıkderesi, Kınıkhasan, Kınıkkoz, iki yerde Kmıklar, Kı-nıklı, Kınıkyeri olmak üzere toplam kırk beş yerde). Bunlar arasında sadece bir tanesi 2000 sayımına göre nüfusu 10.000’in üzerinde (13.118) ve ilçe merkezi duru­munda (İzmir’e bağlı) önemli bir merkez­dir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski