1. Roma ve Bizans Dönemi.
Şehir merkezinde en eski sanat eserleri Roma ve Bizans dönemine aittir. Bugün yıkılmış olan Alâeddin tepesindeki XII. yüzyıla tarihlenen Eflâtun Mescidi eski bir kilise idi.[bk. Eflâtun Mescidi] Tepenin güney eteğindeki mozaikli yapı, Sır-çalı Medrese yanındaki yer altı kilisesi VI. yüzyıla tarihlenmektedir. Roma ve Bizans döneminde de şehrin bir parçası olan Sille ve çevresinde önemli kilise ve manastırlar inşa edilmiştir. Sille yakınlarında kayalara oyulmuş Hagios Khariton Manastırı [Deyri eflâtun Akmanastır] Türk tarihine de girmiştir.[bk. Akmanastır] Aynı bölgedeki başka kilise ve manastırlar kısmen ayaktadır.
2. Selçuklu Dönemi.
Konya fethedildiği zaman şehir Alâeddin tepesini çevreleyen surun içindeydi. Yapı kalıntılarına göre Selçuklular zamanında tepenin kuzey tarafının Türkler’e, güney tarafının hıristiyanlara ayrılmış olduğu ve bu mahalleler arasında bir duvarın varlığı düşünülmektedir. Türkler’in yaşadığı bölümde saray. hükümet konağı, medrese, mescid, hankah ve hamamlar yapılmıştı. Hızla büyüyüp surların dışına doğru genişleyen şehir I. Alâeddin Keykubad tarafından daha geniş bir surla çevrilmiştir. Surların planlaması ve inşasında bizzat sultan ve emirleri görev almış, antik heykel ve kabartmalar âdeta sergilenircesine surların kuleleri ve kapılan üzerinde kullanılmıştır. Bu surların üstünde her 30 metrede bir olmak üzere 108 kule vardı ve hepsinin üzerinde yaptıran vezir veya emîrin adı yazılı idi. Surun dışında derin bir hendek mevcuttu. Bunların üstünde geçit için kapı hizasında köprüler bulunuyordu. Surlardan dışarıya on İki kapı açılıyordu. Bu kapıların dördünü bizzat sultan yaptırmıştı; diğerleri Aksaray, Atpazarı, Debbağlar. Ertaş, Fâhirânî, Halkabeguş, Meydan ve Çeşme kapılan adlarıyla anılıyordu. Bu kapıların bazıları XIX. yüzyılın başına ait Leon de Laborde’un gravürlerinde açıkça görülmektedir. Dış surlara batı tarafında yeni bir iç kale yapılmıştı. Dış kalenin bu bölümü Zindankale olarak adlandırılmıştı.
Camiler. Selçuklular tarafından Konya’da yaptırılan ilk cami ulucami konumundaki Alâeddin Camii olup 1220 yılında bugünkü haliyle tamamlanmıştır.[ bk. Alâeddin Camii] İplikçi Camii ise 1201′-den önce inşa edilmiştir.[bk. İplikçi camii] Bir diğer Selçuklu yapısı, Lârende Kapısı dışında 1258yılında Sâhib Ata’nm Kölük b. Abdullah’a yaptırdığı camidir.[bk. Sâhib Ata Külliyesi] 1274’te İnşa edilen Sadreddin Konevî Camii 1899’da esaslı bir şekilde tamir edilmiş kırma çatılı bir yapıdır. Çini mihrabı Selçuklu zamanından kalmıştır.
Mescidler. Selçuklu dinî yapıları içinde mescidler önemli bir grubu meydana getirir. Sadece kübik bir hacimden ibaret olanlar, önünde bir dehliz veya tonozlu bir revakı olanlar, bir türbe veya tekke ile birlikte yapılanlar gibi çeşitleri vardır. En önemlileri Mihmandar (1207), Beşâre Bey (1216), Hoca Fakih, Erdemşah( 1220), Abdülaziz (1253), Abdülmü’min (1278) mescidleridir. Kitabesi olmayanlar ise şunlardır: Sırçalı, Kara Arslan. Sakahâne, Tâhir ile Zühre, Cemal Ali Dede, Tercüman, Zevle Sultan, Beyhekim, Hatuniye, Bulgur Tekkesi, Hoca Hasan, Zenburî, Karatay, İnce Minareli Medrese (Sâhib Ata) Mescidi. Hatuniye ve Hoca Hasan mescidlerinin çifte şerefeli minareleri vardı.
Medreseler. Karatay Medresesi’nin kuzey tarafındaki Ali Gav Medresesi, Konya’nın ilk medreselerinden olup kapalı av-‘ulu planda kubbesi ayaklar üzerine oturan tiptedir. Günümüze sadece güneydeki ana eyvanı ile yanlardaki iki odası sağlam durumda gelmiştir. Medrese XIII. yüzyılın başlarına tarihlenir. Celâleddin Karatay’ın banisi olduğu Karatay Medresesi 12S1 tarihlidir.[bk, Karatay Medresesi] Karatay Medresesi ile plan bakımından benzerlik gösteren İnce Minareli Medrese, Vezir Sâhib Ata Fahreddin Ali tarafından yaptırılmıştır.[bk. İnce Minareli Medrese] Konya’daki tek açık avlulu, iki katlı Selçuklu Medresesi Sırçalı Medrese olup 1242 yılında inşa edilmiştir. Taçkapıdaki taş, ana eyvan üzerindeki çini süslemeler döneminin nâdir örneklerini teşkil eder.[bk. Sırçalı medrese] Varlığı tarihî kaynaklardan öğrenilen diğer Selçuklu medreseleri de şunlardır: Sultaniye (Alâeddin Camii yanında), Altınapa [İplikçi Camii yanı, 1202] Kemaliye (Küçük Karatay), Sadreddin Hangâhtıraş. Nizamiye (Nalıncı), Atabekiye, Akıncı, Lala, Sadreddin Ömer, Tâcülvezir, Hatuniye, Kadı Kalem Şah, Calâleddin Mahmud, Kadı Hürrem Şah. Şifâhâne ve Zaviyeler. Konya merkezinde II. Kılıcarslan’ın yaptırdığı Mâristân-ı Atık ile I. Alâeddin Keykubad’ın yaptırdığı Konya Dârüşşifâsı’ndan günümüze intikal eden hiçbir kalıntı yoktur. Önemli eğitim yapılan olan tekke, zaviye ve hankahlar surlar dışında inşa edilmiştir. Sâhib Ata Hankahı [bk. Sâhib Ata külliyesi] ve Sadreddin Konevî Zaviyesi kısmen günümüze gelmiştir. Mes’ûd b. Şerefşah Hankahı Uluırmaktarafında bulunuyordu.
Türbeler. Selçuklular devrinde şehirde birçok hazîre ve türbe inşa edilmiş, surlar dışında büyük mezarlıklar kurulmuştu. Konya’daki türbeler yapı malzemesi, plan ve süsleme bakımından ayrı bir önem taşır. En eski türbe Alâeddin Camii avlusunda taştan yapılmış, ongen planlı, piramidal külâhlı II. Kılıcarslan Türbesi’dir. Mimarı Abdülgaffâr b. Yûsuftur. Türbenin eşsiz çini sandukaları sağlam olarak günümüze ulaşmıştır. Bu türbede Sultan I. Mesud. II. Kılıcarslan, II. Süleyman Şah. I. Gıyâseddin Keyhusrev, I. Alâeddin Keykubad, II. Gıyâseddin Keyhusrev, IV. Kılıcarslan ve III. Gıyâseddin Keyhusrev medfundur. II. Alâeddin Türbesi (yarım kümbet) Alâeddin Camii avlusunda yer alır. Sekizgen planlı olup XIII. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenir. Bütünüyle taştan veya taş-tuğla karışımı olarak sekizgen planlı, piramidal külâhlı olarak inşa edilen XIII. yüzyıl Selçuklu türbeleri şunlardır: Tâcülvezir, Necmeddin Karaaslan, Kesikbaş. Seyfeddin Karasungur, Emîr Nûreddin ve Âteşbâz-ı Velî. Şeyh Alaman Türbesi kübik gövdeli ve kubbelidir. Bütünüyle tuğladan yapılmış kare planlı ve kubbeli Hoca Cihan Türbesi ile eyvan şeklinde inşa edilmiş Gömeç Hatun Türbesi [bk. Gömeç Hatun Türbesi] farklı özellikler gösteren XIII. yüzyıl yapılarıdır. Mevlânâ Dergâhı’nın çekirdeğini oluşturan ilk türbe baldöken şeklinde ve yüksek külâhlıydı. Mimarı Şemseddin Tebrîzî’dir. Karamanoğlu Alâeddin Ali Bey zamanında yüksek, dilimli ve çini kaplı bir külah eklenmiştir.[bk. Mevlânâ Külliyesi]
Şems-i Tebrîzî Medrese ve Türbesi’nin ne zaman inşa edildiği bilinmemektedir. İlk olarak türbenin XIII. yüzyılda yapıldığı düşünülebilir. Bugünkü haliyle XV-XVI. yüzyıl mimari özelliklerini göstermektedir. Eyvan şeklindeki türbenin üzerinde piramidal bir külah vardır. Semahane olarak inşa edilen türbenin önündeki bölüm mescid şeklinde kullanılmaktadır. Vilâyet binasının batı bitişiğinde iken yıktırılmış olan Alevî Sultan Türbe ve Mescidi de XIII. yüzyılın sonlarında yapılmıştı.
Ticari Yapılar. XIII. yüzyıla kadar çarşı ve pazarlar Alâeddin tepesinin etrafında iken daha sonra dış surların dışına taşınmıştır. Buğday pazarı kuzeyde, kapan ve odun pazarı batıda, bezzâzistan doğuda idi. Aksaray Kapısı civarında ise at ve koyun pazarları bulunuyordu. Çarşı içinde tüccarların kaldıkları hanların bazıları şunlardır: Şekerciler, Pirinççiler, Vezir Ziyâeddin, Bedreddin Yalman, Demre Hatun. Alışveriş yapılan mekânlardan sadece Sâhib Ata Hankahı’nın bitişiğindeki birkaç dükkân günümüze kadar gelmiştir. Şehirde karşılamalar, törenler, spor gösterilerinin yapıldığı büyük meydanlar vardı. Bunların en büyüğü kuzeyde bugünkü Musalla Mezarlığı’nın yerinde bulunuyordu. Başşehir Konya’nın çevresinde birçok kervansaray yapısı mevcuttur. Ankara yolu üzerindeki Horozlu Hanı’nı 1246-1249 yıllarında Emîr Esedüddin Rûzbe yaptırmıştır. Dokuzun Hanı. Akşehir yolu üzerinde Emîr-i İğdiş Hacı İbrahim b. Ebû Bekir tarafından inşa ettirilmiştir. Mimarı Osman b. Abdurrahman’-dır. Akşehir yolu üzerindeki bir diğer han da Argıt Hanı olup yapıyı Şemseddin Altun-Aba yaptırmıştır. Aksaray yolu üzerindeki Zazadin Hanı 1238 yılında Sâded-din Köpek tarafından inşa ettirilmiştir. Aynı güzergâhtaki Akbaş Hanı XIII. yüzyıl sonlarında yapılmıştır. Beyşehir yolu üzerindeki Kızılören (1206) ve Kuruçeşme (1207) hanları çok harap durumdadır. 1202 tarihli Altınapa Hanı ise baraj suları altında kalmıştır.
Su Mimarisi. Selçuklu dönemi su mimarisine ait önemli yapılar günümüze kadar gelmemiştir. Tarihî kaynaklardan öğrenildiğine göre şehrin içme suyu şehrin batısında Meram civarındaki dağlardan sağlanmıştır. Mukbil ve Beypazarı kaynaklarından temin edilen su I. Alâeddin Keykubad zamanında şehre getirilmiştir. Suyun taksimatı kale dışında Hav-zan’da yapılarak çeşmelere akıtılıyordu. Vezir Sâhib Ata Fahreddin Ali de Meram çayından Sahip Irmağı adıyla bir kol alarak Havzan’daki buzhanelerine, Sadreddin Konevî Zâviyesi’ne, mescid, medrese ve Lârende Kapısı’ndaki külliyesine su veriyordu. Selçuklu devrinin emzikli sebillerin nâdir örnekleri buradaki caminin cümle kapısının iki yanında yer alır. Kışın havuzlarda toplanan su donduktan sonra kalıplar halinde buzhanelere yığılarak yazın kullanılıyordu. Beşik tonozlu, kalın toprak örtülü buzhaneler restore edilerek korunmaktadır. Çeşmelerin yanı sıra sarnıçlar da kullanılmaktaydı. Lâlebahçe mahallesinde Şerefeddin Sarnıcı, Aksarnıç ile Ana Sultan Sarnıcı Selçuklular zamanında yapılmıştır. Selçuklu devri hamamlarından sadece biri günümüze ulaşmıştır; bu da Sâhib Ata Külliyesi’nin bir parçası olan Sultan Hamamı’dır. Sungur Ağa Hamamı, İhtiyârüddin Hamamı. Nakışlı Hamam, Develi Hamam ve Kaliçe Hamamı yıkılmıştır.
Sivil Mimari Eserleri. Halkın oturduğu evlerin avlular içinde taş temeller üzerine kerpiçten tek veya iki katlı olarak inşa edildiği söylenebilir. Devlet büyüklerinin köşkleri ve sarayları taş ve tuğladan yapılmıştı. Şehrin dışında Meram’da büyük bahçeler ve bağlar vardı. Alâeddin Köşkü, |JçHa3e’de II. Kılıcarslan tarafından yapti-ive I. Alâeddin Keykubad tarafından Ftamir ettirilmiş bir yapıdır. Yapılan kazılarda zengin alçı ve çini süslemelere ait parçalar bulunmuştur.
- Konya Mimari Eserleri -Osmanlı Dönemi- Hakkında Bilgi
- Konya Mimari Eserleri -Karamanoğulları Dönemi- Hakkında Bilgi
TDV İslâm Ansiklopedisi