Kırgızistan Eğitim, Kültürel, Sanat Özellikleri Hakkında Bilgi

Dağlık arazide göçebe hayatı yaşayan, hayvancılık ve tarımla geçinen Kırgızlar arasında eğitim ve kültür faaliyetleri çar­lık döneminde zayıftı. Bununla beraber bir rivayete göre on iki hayvanlı takvimi ilk kullanan Türkler olan Kırgızlar aynı za­manda bu takvimin mucidi idiler. Ayrıca okuma yazma oranı yüksekti ve bilhassa Kur’an öğretilen okullar yaygındı. Yüksek sınıf ve zenginler tahsillerini Kazan ve Öz­bek medreselerinde yaparlardı. XX. yüz­yılın başlarında mektep ve medreselerin sayısı arttırılmıştır. Buna rağmen Kırgı­zistan’da istenen eğitim seviyesine ulaşılamamasının en önemli sebebi Ruslar’ın uyguladığı eğitim politikasıdır. Rus eğitim sistemi çerçevesinde Rus-Kırgız okullarında Kırgız çocukları Nikolay İlminski’nin önderliğinde Rusça eğitim görmeye ve dinden uzaklaştırılmaya ça­lışıldı. Onun 1896’da ölümünden sonra Rus okullarına tepki gösteren Kırgız Türk­leri arasında millî eğitim faaliyetleri ol­dukça gecikti. Nitekim Kırgızistan’da yedi yıllık ilkokul mecburiyeti 1934’te konul­muş, kız çocuklarını bu okullarda okutma mecburiyeti ise 1950’lerde gerçekleşmiştir. Kırgızistan İlimler Akademisi 1954’te kurulmuştur. 1971-1972 istatistiklerine göre Kırgızistan’daki ilköğretim kurum­larının sayısı 1810 olup bu okullara 1 mil­yon civarında öğrenci devam ediyordu. Çeşitli dallarda eğitim veren orta dere­celi okul sayısı otuz altı olup buralarda 42.000 civarında öğrenci okuyordu. Kır­gız Devlet Üniversitesi, çeşitli dallarda eğitim veren Bişkek Tarım, Sağlık, Poli-teknik ve Pedagoji enstitüleriyle Spor Akademisi, Oş Politeknik Enstitüsü baş­lıca yüksek öğretim kurumlarıdır. 1971′-de bu kurumlarda yaklaşık 50.000 tale­be eğitim görmüştür.

1923 yılında bazı işaretlerin ilâvesiyle Arap alfabesini alan Kırgızlar 1928’den sonra Latin, 1941’den itibaren de Kiril al­fabesini kabul etmişlerdir. Bağımsız Kır­gızistan Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra diğer Türk cumhuriyetleri gibi tek­rar Latin alfabesinin kullanılması yolunda çalışmalar yapılmaktadır. Kırgızistan’da 1924’te 4S7 ilkokul ve iki ortaokul varken 1935’te bu sayı 1562 ve 106’ya yüksel­miştir. Aynı yıl içinde kırk civarında gaze­te ile 124 eser neşredilmiştir.

Türkçe’nin kuzeybatı grubuna dahil olan Kırgızca Kazakça’ya yakın bir dildir. Kıpçak lehçeleri arasında yer alır ve Aral-Hazar grubuna girer. Kırgızistan Cumhu­riyeti’nin kurulmasından sonra açılan ve sayıları gittikçe artan okullarda Kazan ve Özbek Türkçesi’nin yerini alan Kırgız leh­çesi kendi içinde Kuzey ve Güney Kırgız­ca diye iki gruba ayrılır.

Yakın zamanlara kadar şifahî olarak de­vam eden Kırgız edebiyatı özellikle kah­ramanlık destanları, halk türküleri, ata­sözleri, bilmeceler ve çeşitli hikâyelerle kendini gösterir. “İrci” veya “akin” denilen halk ozanlarının büyük itibarı vardır. Bun­ların en meşhur temsilcileri Toğolok, Moldo takma adıyla bilinen Bayimbet Abdur-rahman Olu, Toktogul Satılganov, İsakSa-ibekovve T. Talkanbayev’dir. Türk destan edebiyatının en güzel örnekleri arasında yer alan Manas müslüman Kırgızlar’la gayri rnüslimler, özellikle de Kalmuklar arasındaki mücadeleleri anlatır. İslâmi­yet’in Türk halkına söylettiği ilk büyük destan olan ve eski Türk inanışından da izler taşıyan Manas zamanla Orta Asya TürKleri’nin ortak destanı olmuştur.

Kırgız yazılı edebiyatının ilk örnekleri, Orta Asya’daki diğer Türk boylarına göre geç bir dönem olan XX. yüzyılın ilk çeyre­ği içinde kaleme alınmıştır. Kırgızca ba­sılan ilk eser. Kılıç Mamurkan’ın 1911 yı­lında yayımlanan Zelzele adlı kitabıdır. 1913’te Esenkalı Arabay Kırgızlar için bir alfabe düzenlemiştir. Aynı yıl Osman Saduk’un ve 1914’te Manap Sabdan”ın Kır­gız Tarihi adlı eserleri neşredilmiştir.

Rus istilâsı öncesi ve sonrası şairlerin­de genellikle ümitsizlik duygusu hâkim­dir. Fakat zamanla kabile hayatı yerine millî cemiyet ve devlet mefhumunun geç­mesiyle Sadık Karaç, Cıdık ve Kasım Tınıs-tan gibi milliyetçi şairler yetişmiştir. Bu şairlerin ortak ideali Kırgız ve Kazaklar’ın, düşmanlarına karşı birleşmesiydi. 1924′-te ilk Kırgızca gazetenin neşrinden sonra Kırgız edebiyatı hızlı bir gelişme kaydet­miştir. Kasım Tinistan, Kırgız millî eğiti­minde önemli hizmetlerde bulunmuş, çe­şitli ders kitapları hazırlayarak Kırgızca’­nın okul dili haline gelmesine çalışmıştır. Bu dönemde Tokombay’in Kanlı Yıllar adlı manzum eseriyle Turusbek’in ilk müzikal dramı 1916 yılı Kırgız ayaklan­masını tasvir eder. Yine Tokombay’ın ve Elebay’ın köy hayatını ele alan romanları Kırgız millî edebiyatının ilk örneklerin­dendir. Nesrin ilk temsilcilerinden T. Sıdıkbekov Zamanımızın İnsanları adlı romanıyla 1949’da ödül almıştır. Sıdıkbekov’un Rus edebiyatından tercümeleri de vardır. Lenin ödülüne lâyık görülen ün­lü Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov’un ro­man ve hikâyelerinin çoğu Türkiye Türkçesi’ne çevrilmiştir.

Kırgız mûsikisi sözlü halk edebiyatına bağlı olarak gelişmiştir. En çok kullanılan müzik aletleri kamus, kiyek. surnay, çoor idi. Ünlü musikişinas Maldıbay’ın altmış civarında bestesi vardır. 1926’da açılan tiyatro stüdyosu dört yıl sonra devlet ti­yatrosu olmuş ve burada birçok Kırgızca piyesi oynanmıştır. Kırgız sanatının en güzel Örnekleri halı ve keçe gibi el işlerin­de görülür. Son zamanlarda Aytuy ve Kilbek gibi Kırgız ressamları da yetişmiştir. Kırgız mimarisinin en güzel Örnekleri ise Talaş (Evliyaata) vadisindeki Er Manas’a ait olanlardır.

  • Kırgızistan Tarihi-Tarihçesi, Hakkında Bilgi
  • Kırgızistan Fiziki, Coğrafi Özellikleri, Başkenti, Nüfusu, Hakkında Bilgi

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski