Kûfiyyun. Küfe dil mektebine mensup âlimlere verilen ad.
İslâm fetihleri neticesinde ana dili Arapça olmayan unsurların İslâmiyet’i kabul edip Araplar’la karışmasının bir sonucu olarak Kur’an kıraatinde yanlış okuyuşlar. Arap dilinin kullanımında hatalar (tahn) ortaya çıkmıştır. Bu durumu önlemek ve yeni müslümanlara doğru Arapça’yı öğretmek amacıyla Arap dilinin doğru kullanım kaidelerinin tesbitine dair ilk çalışmalar I. (Vll.) yüzyılın ikinci yansında Basra’da başlamış, yaklaşık bir asır sonra da ona paralel çalışmalar Kûfe’de ortaya çıkmış ve üç asır kadar devam etmiştir. Bu İki muhitteki dil ve edebiyat çalışmaları, prensipleri ve meselelere bakış tarz-lan birbirinden farklı olan, dolayısıyla aralarında ihtilâflar bulunan iki dil mektebinin doğmasına yol açmıştır.
Önceleri Basriyyûn’dan faydalanarak yetişen ve II. (VIII.) yüzyıl sonlarında ayrı bir grup oluşturan Kûfıyyûn rekabet duygusunun etkisiyle hararetli bir çalışma içine girmiştir. Kûfe’de Ali b. Hamza el-Kisâî (ö- 189/805) ve Yahya b. Ziyâd el-Ferrâ (ö. 207/822) gibi iki büyük gramer âlimi yetiştikten sonra bu iki mektep mensupları arasında görüş ayrılıkları çoğalmış, ihtilâfları müstakil kitaplara konu teşkil eden çalışmaları, Arap dilinin gramer ve edebiyatına dair ürünlerinin derlenmesi ve kurallarının tesbitinde önemli rol oynamıştır.
İlk ihtilâf, Kûfe’nin temsilcisi Ebû Ca’fer er-Ruâsî ile (ö. 187/803) Basra’nın temsilcisi Halîl b. Ahmed (ö. 175/791) arasında başlamış, daha sonra Kûfeli Ki-sâî ile Basralı Sîbeveyhi arasında devam etmiştir. Bu iki âlimin, Hârûnürreşîd’in emriyle Vezir Yahya el-Bermeki’nin huzurunda “Zünbûriyye” meselesi üzerinde yaptıkları tartışma meşhurdur. Kûfeli Sa’Ieb ile Basralı Müberred arasında cereyan eden dil ve edebiyat tartışmaları da bilinmektedir. Çoğu halifelerin saraylarında geçen bu münazaralarda tarafların müdafileri ve muhalifleri vardı. Basralılar’ın Emevî sempatizanı olmasına karşılık Kûfe’nin Bağdat’a yakın olması ve Kûfeli-ler’in Hâşimîler’e olan sempatileri sebebiyle Abbasî hanedanı ve vezirleri daha çok Kûfeliler’in tarafını tutmuştur. Dolayısıyla-ihtilâfların ilmî olduğu kadar siyasî boyutu da vardı. Bu tartışmalar, nahivci-lere dair ilktabakat kitapları ile Zeccâcî’-nin Mecâiisü’i-‘ulemâ’sında yer almış, daha sonraki eserler de bu kaynaklardan nakilde bulunmuştur.
Kûfeli İlk gramerciler Basralılar’ın öğrencileriydi. Kûfeli dil âlimi Züheyr b. Meymûnel-Furkubî (ö. 155/772), Ebü’l-Esved’in öğrencilerinden ders aldığı gibi Abdurrahman et-Temîmî de (ö. 164/781) Basralılar’dan okuyan ilk Kûfeliler’den sayılmıştır. Bazı kaynaklarda Küfe mektebinin kurucusu ve ilk temsilcisi olarak kaydedilen Ebû Ca’fer er-Ruâsî de Basralı îsâ b. Ömer es-Sekâfî ile Ebû Amr b. Alâ’dan ders aldıktan sonra Kûfe’ye yerleşerek nahiv dersleri vermiş, öğrencileri için Kitâbü’l-Fayşal fi’n-nahv adlı eserini yazmıştır. Küfe mektebinin ilk temsilcileri arasında yer alan ve Ruâsî’nin amcası olan Muâz b. Müslim el-Herrâ da Kûfe’de sarf dersleri vermiştir. Kisâî. Halîl b. Ahmed’in öğrencisi olduğu gibi Ahfeş el-Evsat’tan da Kitâbü Sîbeveyhi’y’ı okumuş, öğrencisi Ferrâ, Yûnus b. Habîb’den ders almış, Kitâbü Sîbeveyhi’yi kendisinden okumuştur.
Küfe mektebi II. (VIII.) yüzyılın sonlarına doğru Kisâî ve Ferrâ ile Basra mektebinden tamamen bağımsız hale gelmiştir. Özellikle Ferrâ tarafından ortaya konan özgün terimler, kurallar ve ölçülerle Küfe grameri kemaline ulaşmıştır. Bu bakımdan Küfe mektebinin gerçek lideri Ferrâ sayılır. Küfe mektebinin bağımsızlığı III. (IX.) yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir. Sa’leb’in vefatıyla birlikte (ö. 291/904) Küfe mektebi ve gramer çalışmaları duraklamış, yerini Bağdat mektebi almıştır. Kisâî ve Ferrâ’ya Basralı Halîl ve Sîbeveyhi’ye muhalefet etme çığırını açan, dolayısıyla Küfe gramer mektebinin teşekkülünde önemli rol oynayan dilci Bas-ralı Ahfeş el-Evsat olmuştur. Ahfeş, otuz kadar meselede Halîl ve Sîbeveyhi’ye muhalefet ederek Kisâî, Ferrâ ve diğer Kûfeli gramercilerle ittifak etmiştir. Ayrıca Kûfeliler’e şâz kıraat, şiir, lügat ve rivayetlerle istişhâdın kapısını da Ahfeş açmıştır. Bunlardan başka Mufaddal ed-Dabbî, Ali b. Hasan el-Ahmer. Ebû Amr eş-Şeybânî, Hişâm b. Muâviye ed-Darîr, Ali b. Mübarek el-Lihyânî, Muhammed b. Sa’dân, Ebû Abdullah İbnü’l-A’râbî, Tuval, İbnü’s-Sikkît, Muhammed b. Habîb, İbn Kadim, Niftâveyh. Ebû Bekir İbnü’I-Enbârî, Ebû Ömer ez-Zâhid, Şair Mütenebbî, İbn Miksem el-Attâr, İbn Hâleveyh ve İbn Fâris de Küfe mektebine mensuptur.
Her iki mektebin çalışmaları semâa ve kıyasa dayanmakla beraber farklı sonuçlar elde etmelerinin başlıca sebebi, Arap dilini hatasız bir şekilde konuşan bedevilerin çöle yakın bir şehir olan Basra’da toplanmasına karşılık Kûfe’nin dil bakımından karışık unsurlarla dolu olmasıdır. Dolayısıyla Basriyyûn. titizlikle seçtikleri bedevi Araplar’ın fasih lehçesini esas alıp dile ait genel kurallar koyarken Kûfıyyûn semâm kaynağını seçmede aynı titizliği göstermeyerek Araplar dan rivayet edilen her kullanıma itibar etmiştir. Bu çerçevede iki mektep mensuplarının kullandığı terimlerin de farklı olduğu görülür. Meselâ Basriyyûn’un kullandığı na’t, bedel, zarf, hurûfü’l-cer, ismü’l-fâil, temyiz, zamîrü’l-fasl, müteaddi ve zamir / muzmer terimlerine karşılık Kûfiyyûn, sıfat, red tebyin terceme, mahal, hurûfü’l-hafd, el-fi’lü’d-dâim, tefsir, zamîrü’l-imâd, vâki” ve kinaye / meknî terimlerini kullanmıştır.
Basra ve Küfe dil mekteplerine mensup dilcilerin biyografilerini anlatan eserler arasında Ebü’t-Tayyibel-Lugavî’nin Merâtibü’n-nahviyyîn, Ebû Bekir ez-Zübeydî’nin Tabakâtü’n-nahviyyîn ve’l-luğaviyyîn, İbn Mis’ar’ın Târihu’l-Cule-mtfi’n-nahviyyîn mme’I-Başriyyîn ve’l-Kûfiyyîn, Kemâleddin İbnü’l-Enbârrnin Nüzhetü’l-elibbâ’, Takıyyüddin İbn Kâ-dÂŞühbe’ninTabakütü’n-nühâtve’l-Ju-ğaviyyînı anılabilir. Abdülkâdir e!-Ken-garâvî el-İstanbûlî ve Mehdî el-Mahzû-mî de Küfe mektebi ve grameri konusunda müstakil çalışmalar yapmıştır.
Her iki mektep mensuplarının ihtilâfları, fıkıhta ihtilâfıyata dair kaleme alınan eserler gibi nahvin meseleleri hakkında eserler yazılmasına vesile olmuştur. Bunların en tanınmışları Kemâleddin İbnü’l-Enbârî’nin el-İnşâl fî mesâ’ili’l-hilâf beyne’n-nahviyyîn el-Başriyyîn ve’l-Kû/iyyîn’idir. Eserde 121 temel ihtilâf konusu her iki tarafın delil ve gerekçeleriyle derinlemesine incelenmiştir. Ancak bu hususta ilk çalışmayı yapan Sa’leb olup onu İbn Keysân takip eder.[el-Mesâ’il’alâ mezhebi’n-nahuiyyîn mimma’h-tetefe fîhi’l-Başriyyûn ve’l-Kûfıyyûn] Daha sonra Ebû Ca’fer en-Nehhâs, İbn Dü-rüsteveyh, Ubeydullah e!-Ezdî, Rummâ-nî, İbn Fâris, İbnü’1-Irs el-Gırnâtî, Ebü’l-Bekâ el-Ukberî, İbn İyâz. M. Hayr el-Hulvânî, Abdüllatîf ez-Zebîdî, Seyyid Rızk et-Tavîl gibi âlimler bu konuda eserler kaleme almışlardır.
TDV İslâm Ansiklopedisi