Kuveyt. Basra körfezinin kuzeybatı köşesinde bulunan Arap devleti.
I. Fizikî Ve Beşeri Coğrafya
II. Tarih
Resmî adı Devletü’l-Küveyt olup yüzölçümü 17.818 km2, başşehri Kuveyt ve resmî dili Arapça’dır. Körfez Savaşı’ndan önce 2 milyonu geçen nüfusu İrak istilâsı sırasında 1.2 milyona inmiş, 2003 tahminlerine göre ise 2.014.100’e yükselmiştir. İdarî olarak Ahmedî, Fervâniye, Âsime, Cehrâ ve Havallî olmak üzere beş muhafazaya ayrılmıştır. Ülke kuzeyde ve batıda 240 km. boyunca Irak, güneyde 250 km. boyunca Suudi Arabistan ile komşudur. Suudi Arabistan ile olan sının tabii bir temele dayanmayıp düz bir hat şeklinde uzanır. Kuveyt, I. Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda Osmanlı Devleti’nin Basra vilâyetinin Basra sancağına bağlı üç kazadan biri iken (Kuveyt’in devletlerinin bir parçası olduğu yolundaki Irak iddiası buna dayanır) uzunca bir süre Türk hâkimiyetinde kaldıktan sonra İngiliz himayesinde bir şeyhliğe dönüştü; 19 Haziran 1961 tarihinde İngiliz Parlamentosunun kararı ile bağımsız bir devlet statüsüne kavuştu.
I. Fizikî Ve Beşerî Coğrafya
Kuveyt toprakları Şattülarap deltasının hemen güneyinde, büyük gemilerin girmesine elverişli derin bir körfezin çevresinde yer alır. Kuveyt Halici denilen bu körfez doğu-batı doğrultusunda uzunluğu 80, kuzey-güney doğrultusunda genişliği 20 kilometreyi bulan büyük bir girinti meydana getirir. Halicin karşısında ve orta yerde biri daha büyük iki ada bulunmakta (Feylekeve Mesken], dolayısıyla içeriye üç ayrı kanaldan girilmektedir. Ancak bunlardan sadece güneydeki ağır tonajlı gemilerin geçebilmesine elverişlidir. Bu sebeple de ülkeye adını veren Kuveyt şehri, XVII. yüzyılın ilkyansmda bu girişin kenarındaki bir burnun üzerine kurulmuştur. Şehrin ve Kuveyt körfezinin yıldızı, Osmanlı Devleti’nin büyük ticaret merkezleriyle (istanbul, İzmir, Bağdat, Basra, Halep, Şam) Hindistan arasında yapılan ticaretin, XVIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren tonajları giderek artan gemilerin girişlerine uygun olmayan Basra nehir limanından Kuveyt’e yönelmesi sonucunda parlamaya başlamış ve böylece Kuveyt bütün Kuzeydoğu Arabistan’a hizmet eden en büyük liman ve antrepo durumuna gelerek ekonomik, stratejik, dolayısıyla da politik önem kazanmıştır. Buna paralel olarak bölgeye önce, halen ülkeyi yöneten Sabah ailesinin (ÂI-i Sabah) mensup olduğu Necid kökenli Uneyze kabilesi, ardından yine aynı kesimden Benâri ve Hamed kabileleriyle Irak ve İran kökenli diğer bazı kabileler gelerek yerleşmişlerdir; bunun sonucunda da bölge bir emirliğe dönüşmüştür. Buna rağmen Kuveyt, I. Dünya Savaşi’nı izleyen 1920’li yıllarda dahi halkı inci avcılığı, balıkçılık, tekne yapımı ve sınırlı Ölçüde ticaretle uğraşan ve toplam nüfusu 40-50.000 kişiyi geçmeyen geri kalmış bir bölge idi. Bu durum, 1936 yılında petrol yataklarının bulunması ve 1946’dan itibaren petrol ihracatının başlamasıyla kökünden değişmiş, Kuveyt hızla zengin ve bayındır bir refah devleti haline gelmiştir.
Ülke sıcak ve kurak bir çöl ikliminin etkisindedir. Yaz ortasında sıcaklık gölgede 40-45 C° dolayındadır; 50 dereceyi bulan ve hatta geçen sıcaklıklar da ölçülmüştür. Yazve ilkbahar kuraklığın en şiddetli olduğu mevsimlerdir. Kışlar ılık geçer. En soğuk ay ortalama 8 derece ile ocak ayıdır. Bununla beraber sıcaklığın 0 (sıfır) derecenin altına indiği de görülmüştür.[ölçülen en düşük sıcaklık 20 Ocak 1964’te -6C] İklim kıyı ile iç kesimler arasında bazı önemli farklılıklar gösterir. Büyük kısmı kasım-mart arasındaki soğuk dönemde düşen yağışların tutarı yıllara göre 10-300 mm. arasında değişir. İlkbahar yağışlanyla kısa ömürlü bazı otlar yeşerir ve bu ot topluluklarından otlak olarak yararlanılır. Vahaların sayısı azdır. Bunların en büyüğü ve en önemlisi Kuveyt şehrinin batısındaki Cehrâ vahasıdir. Ülkede devamlı su sağlayan kaynaklar ve sürekli akan akarsular yoktur. Bu sebeple önceleri çoğu hafifçe tuzlu kuyulardan sağlanan veya gemilerle Basra’dan getirilen içme suyu günümüzde yüksek kapasiteli arıtma tesisleriyle denizden temin edilmektedir.[günde 536.000 m3]
XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar dünyanın en tenha ve en fakir ülkelerinden biri olan Kuveyt, petrol yataklarının bulunması ve petrol ihracatının başlamasıyla yükselen refah düzeyine paralel biçimde hızla değişmiş, 1910 yılının 3S.000 civarındaki nüfusu 1939’da 75.000’e, 1957’de 206.000’e, 1970’te739.000’e, 1980’de 1.358.000’e, 1990’da 2.142.000’e ulaşmıştır. Körfez Savaşı öncesinde görülen bu olağan üstü hızlı nüfus artışındaki en büyüketken dış göçlerdir. Meselâ 1990 yılında nüfusun 1.316.000 kadarını sayısal önemlerine göre Filistin, Ürdün, Mısır, Irak, Suriye, Hindistan, Lübnan, Pakistan ve Suudî Arabistan’dan gelenler meydana getiriyordu ve bunların toplam nüfustaki oranı i 957’de % 45 iken 1990 yılında % 61’i aşmıştı. Bununla birlikte asıl Kuveytliler arasındaki nüfus artış oı anı da yüksektir (binde 38 dolayında). Günümüzde zengin Kuveyt Devleti’nin sağladığı çeşitli sosyal, siyasal ve malî hak ve yardımlardan ancak Kuveyt doğumlularla 1920’den beri Küveytte ikamet edenler faydalanabilmektedir.
1930’dan itibaren inci avcılığı başlıca müşteri olan Avrupa ülkelerinin yaşadığı ekonomik buhran, Japonya’nın rekabeti ve daha sonra petrol yataklarının bulunması sebepleriyle önemini kaybetti. İlk petrol arama ve üretme imtiyazı 1934’te Anglo-Amerikan Kuvvait Oil Co. şirketine verilmiş, iki yıl sonra bulunan petrolün 1946 yılından itibaren ihracına başlanmıştır. Petrol ihracatı bazı yıllarda meydana gelen değişmelere rağmen ülkenin en büyük gelir kaynağını oluşturmaya devam etmektedir (yılda ortalama 35-40 milyar dolar). Ülkenin petrol yatakları çok zengindir; bilinen rezervin 13 milyar ton dolayında olduğu sanılmaktadır ki bu miktar dünya petrol rezervinin % 9’una eşittir. Bu büyük kaynak sayesinde Kuveyt, kişi başına yılda 15-20.000 dolar civarındaki millî geliriyle dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alır. Başlıca sanayi dalları da petrol ve petrokimya üzerine olup en önemli ihraç maddeleri ham ve işlenmiş petrol ile petrol ürünleridir. 1988 yılında 1.997 milyon Kuveyt dinarı [1 Kuveyt dinarı yaklaşık= 3,3 dolar] tutarındaki ihracatın 1.783 milyon dinarı (yaklaşık % 90’ı) başta Japonya olmak üzere Hollanda, İtalya, Tayvan ve Pakistan gibi ülkelere satılan petrol ve petrol ürünlerinden sağlanmıştı. Aynı yılda ithalâtın değeri 1.492 milyon dinar ve ithalât yapılan başlıca ülkeler de Japonya, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, İngiltere ile İtalya idi.
Bugün Kuveyt bir refah devletidir ve petrolden elde edilen gelirin bir kısmı ile vatandaşlarına her alanda destek sağlar. Muhtaçlara para yardımı, konut temini, ücretsiz sağlık hizmetleri, parasız öğretim, öğrencilere karşılıksız eğitim bursu, kitap ve barınacak yer sağlanması bu desteğin kapsamındadır.
- Kuveyt Tarihi, Kuveyt Ülke Tarihi, Hakkında Bilgi
TDV İslâm Ansiklopedisi