Lafzıyye -Kuran'a Mahluk Diyenler- Nedir, Hakkında Bilgi

Lafzıyye. Kur’an lafızlarının ve bunları okumanın mahlûk olduğunu kabul edenlere verilen ad.

Allah’a nisbet edilen kelâm sıfatının doğrudan tecellisi konumundaki Kur-‘an’ın kadîm veya hadis olduğu tartışma­ları sürerken or­taya çıkan akımlardan biri de lafzıyyedir. Cehmiyye ve Mutezile âlimleri tarafından Kur’an lafızlarının mahlûk olduğu ileri sü­rüldüğünde başta Ahmed b. Hanbel ol­mak üzere muhafazakâr âlimler önce Kur’an’ın mahlûk olup olmadığını tartış­mayı uygun bulmamış, fakat meselenin gittikçe büyüdüğünü görünce, “Kur’an Allah kelâmı olup mahlûk değildir” tarzın­da bir kanaat belirtmişlerdir. Bu kanaat, Sünnî âlimler arasında Kur’an’ı telaffuz edişin ve lafızlarını yazmanın mahlûk olup olmadığı tartışmalarına yol açmış ve or­taya çıkan problem “mes’eletü’Mafz” diye isimlendirilmiştir. Kaynaklarda belirtildi­ğine göre ilk defa Ebû Ali el-Kerâbîsî (ö. 248/862), “Kur’an mahlûk değildir, fakat onu telaffuz ediş ve okuyuş mahlûktur” şeklinde bir görüş ortaya koyunca Ahmed b. Hanbel buna tepki göstermiş, böyle bir inancın bid’at olduğunu belirterek sahibini Cehmiyye’den olmakla itham et­miştir. Zira ona göre ne şekilde olursa ol­sun Kur’an ile mahlûk kelimesinin bir ara­da zikredilmesi yanlıştır, böyle bir ifade Cehmiyye ile Mu’tezile’yi bir yönden teyit etmek anlamına gelir Ahmed b. Hanbel’in bu tavrı ha­dis âlimleri arasında farklı tepkilere yol açmıştır. Aslında Ahmed b. Hanbel, Kur­’an’ı telaffuz etmenin ve yazmanın mah­lûk olmadığını söylemediği, aksine bunu da bid’at kabul ettiği halde Muhammed b. Yahya ez-Zühiî, Ebû Abdullah el-Ezdî, İshak b. Râhûye, Ebû Hatim er-Râzî, Ebû Bekir Ahmed b. Ali el-Mervezî gibi mu-haddisler sözlerini bu doğrultuda yorum­lamışlardır. Bu görüş Hanbelîler’in büyük çoğunluğu arasında hâkim olmuştur.

Buhârî. Dâvûd ez-Zâhirî ve İbn Kuteybe gibi diğer bir grup muhafazakâr âlim ise Kur’an’i telaffuz edişle ilgili meselede Ahmed b. Hanbel’e ait sözlerin yanlış yo­rumlandığını ve hatta bu konuda ona asılsız bazı rivayetlerin nisbet edildiğini açıklayarak insana ait bir fiil olması dola­yısıyla Kur’an’ı telaffuz etme, yazma ve okumanın mahlûk olduğunu kabul etmek gerektiğini belirtmişlerdir. Bu görüşü be­nimseyenler Hanbelîler tarafından Iafzıy-ye diye anılmıştır. Nitekim Ebû Abdullah İbn Mende ile İbn Ebû Hafs’ın er-Red ‘ale’l-lafzıyye adıyla risaleler yazmaları bunu göstermekte­dir. Daha sonra Kur’an’ı telaffuz ediş ve okuyuşun yanı sıra lafızlarının da mahlûk olduğunu söyleyen Ehl-i sünnet kelâmcıları lafzıyye grubu içinde düşünülmüş ve tekfir edilmiştir. Ebü’l-Hasan el-Eş’arî, Kur’an’ı gerçek anlamda telaffuz etme­nin mümkün olmadığını belirterek onu telaffuz edişin mahlûk olduğunu ileri sür­meyi isabetli bulmaz. Ona göre “lafz” ke­limesi “ağızdaki bir nesneyi dışarıya at­mak” anlamına gelir. Kur’an cisim olma­dığından onun hakkında böyle bir tabir gerçek anlamında kullanılamaz. Şu halde Kur’an’ı telaffuz ediş mahlûktur veya de­ğildir diye bir hüküm vermek yanlıştır. Ebû Nuaym el-İsfahânî. Kur’an lafızlarının ve onları telaffuz et­menin mahlûk olmadığını söyleyenleri Hurûfiyye diye adlandırmış ve bu konu­da er-Red ‘ale’l-Hurûfiyye ve’I-Hulû-îiyye adıyla bir eser yazmıştır.

Makdisî, muhaddisler zümresinin çe­şitli fırkalardan oluştuğunu ve lafzıyyenin bunlardan birini teşkil ettiğini belir­tir. Ona göre İafzıyye Kur’an’ı telaffuz edişin mahlûk olmadığını söyleyenlere ve­rilen bir ad olup Kerâbîsî’nin görüşünü benimseyenlerden ibarettir. Kur’an’ı telaffuz etmenin mahlûk olduğunu söyleyenlere “kavliyye” adı da verilmiştir. Muhtemelen aynı kay­naktan yararlanan Şerîf Yahya el-Emîn de lafzıyyeye verilen mânalardan birinin bu olduğunu zikretmiştir. Ancak her iki mü­ellifin lafzıyyeye bu anlamı yüklemesi hatalıdır. Zira erken dönemden itibaren he­men hemen bütün kaynaklara göre Kur­’an’ı telaffuz edişin mahlûk olduğunu ilk defa ileri süren kişi Sünnî âlimi Ebû Ali el-Kerâbîsf dir ve bu görüşünden dolayı Ahmed b. Hanbel’in tenkitlerine mâruz kalmıştır. Günü­müzde geleneksel hadis anlayışını benim­seyenlerle Selefi Hanbelî mezhebine bağ­lı olanların Kur’an’ın mahlûk olmadığını kabul etmekle birlikte telaffuzunun ya­ratılmış olduğunu söyledikleri görülmek­tedir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski