Lale Çiçeği -Türk Sanatında- Örnekleri, Hakkında Bilgi

Lâle, yarı üslûplaşmış şekliy­le XVI. yüzyılın ilk yansından sonra Türk bezeme sanatlarında önemli bir yer tu­tar. Kanunî Sultan Süleyman devri saray nakişhânesi sernakkaşı Kara Memi, Türk tezyinatında yaprak ve goncasıyla bera­ber çizilen yarı üslûplaşmış gül, karanfil, lâle ve bahar dalı motifleriyle yeni bir üs­lûp ve anlayış getirmiştir. Bu tarz kısa za­manda saray ve sanatkârları etkilemiş, kitap, çini, maden, ahşap ve dokuma sa­natlarında çok yaygın olarak kullanılmış­tır. Kara Memi üslubuyla beraber Türk motif grupları arasına giren lâle kazandı­ğı farklı biçim ve renkleriyle çok beğenil­miş, ilgi görmüştür. Üslûplaştırılmış ol­masına rağmen karakterini kaybetme­yen bu lâle motiflerini farklı isimleriyle desen içinde XIX. yüzyıla kadar görmek mümkündür.

Yarı üslûplaşmış çiçek ve zengin lâle motifleriyle tezhip edilmiş kitap ve murakka’lar arasında en güzel örnekleri, Kara Memi’nin olgunluk dönemini temsil eden Dîvân-ı Muhibbî ve klasik desen içinde lâle motifle­rinin yer aldığı Şah Mahmud murakkaıdır. Türk ve İslâm Eser­leri Müzesi’nde muhafaza edi­len mushaf-ı şerifin tığlarında soğanıyla birlikte lâle çiçeği bütün özellikleriyle yer almaktadır.

Kırmızı renk ve zarif şekliyle XVI. yüz­yılın ikinci yansından sonra çini sanatında görülen lâle motifi ilk defa, 950’de (1543) yapılan Şehzade Mehmed Türbesi ile da­ha sonra inşa edilen Hadım İbrahim Pa­şa Camii çinilerinde yazı aralarına serpiş­tirilmiş olarak yer alır. Rüstem Paşa, Sokullu Mehmed Paşa, Sultan Ahmed cami­leri ve Haseki Hürrem Sultan Türbesi çini tezyinatında lâle motifinin renk ve desen çeşitliliği bakımından en zengin örnekleri verilmiştir. XVII. yüzyılın çini sanatında lâ­le motifi yarım asır önceki zengin çeşit ve desen güzelliğinden yavaş yavaş uzaklaş­mış, XVIII. yüzyılda ise önemini kaybet­miştir.

Çini süslemelerinde lâle çini kitabele­rinde yazı arasındaki boşlukları dolduran bir motif, bazan hatâî ve yaprak motifle­rinin içlerini süslemede kompozisyon gü­zelliğini arttıran bir eleman olarak işlen­miştir. Bazan da kompozisyon içinde tek başına veya çiçeklerle birleşmiş veya te­pelik tarzında oturtulmuş olarak tezyinî birlik meydana getirir.

Lâle, çini süslemelerde tabii renklerine bağlı kalınmadan kompozisyonun renk âhengine uyarak siyah dışında bütün renklerde boyanmıştır. Kompozisyonu oluşturan diğer süsleme unsurlarının oranlarına uygun bir irilikte tasarlanan lâle motifi göz hizasındaki çinilerde kü­çük, yükseklerde ise gözle eser arasında­ki uzaklık düşünülerek büyük yapılmıştır. Lâle mo­tifleri XVI. yüzyıl Bursa çatma. İstanbul kemha dokumalarında ve işlemelerinde büyük bir ustalık ve zevkle işlenmiş desen içinde yer almıştır.

Lâle motifinin tuğra bezemesinde de bolca kullanıldığı klasik dönem Türk bu­ketlerinin içinde lâlesiz bir desen çizilmemiştir. Lâle motifinin Kanunî Sultan Sü­leyman devri tombak miğferlerinde, Topkapı Sarayı Müzesî’nde bulunan silâh ko­leksiyonunda yer alan at miğferlerinde çok ustaca işlendiği görülmektedir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski