Laristan -İran- Tarihi, Nüfusu, Özellikleri, HakkındaBilgi

Lâristan. İran’da coğrafî bir bölge.

Adı yörenin en önemli şehri Lâr’dan ge­lir; İran’ın güneyindeki Zağros dağlarının güneydoğu ucuyla Hürmüz Boğazı arasın­da yer alan yarı tropikal iklim özelliklerine sahip alanı kapsar. Toprakları farklı coğra­fî özellikler taşır; sahilleri nemli ve sıcak, iç kesimleri çok sıcak ve kuraktır. Başlıca geçim kaynağı meyvecilik, sebzecilik ve koyun yetiştiriciliğidir. En yüksek zirvesi Furgun’dur. Lâristan aynı zamanda bir deprem kuşağı üzerinde yer alır.

XIII. yüzyılın sonunda Kürbâl civarına yerleşen Moğol gruplarının yanı sıra XIV. yüzyılda Lâr şehrine nüfuz eden Türk­menler, XVI. yüzyıldan itibaren Hunc’da görülmeye başlayan Kaşkaîler, Yezdi-hast’ta Baharlılar, kış aylarını Servistan ve Kürbâl’de geçiren bazı Bâşirî grupları, Dürc, Sâyibân, Sahrâyıbağ, Eşkenân, Bîd-şehir ve Cüyûm’da yaşayan göçebe ve yarı göçebe Türkler bölgenin başlıca sakinle­ridir; yerleşik Araplar da sahil boyunca Benderabbas ve Benderlinga’da oturur­lar. İslâmiyet, ilkzamanlarda Lâristan bölgesinde özellikle Sünnî tarikatlarının ağırlığını hissettirecek biçimde yer alıyor­du; Şiîlik Safevîler’le birlikte yaygınlık ka­zandı. Bugünkü yerleşik Araplar Sünnî iken bazı Türkler’le diğer göçebe toplu­lukları Şiî’dir. Lâristan’ın sınırlarının de­ğişkenliği nüfusu hakkında kesin bir ra­kam vermeyi mümkün kılmamaktadır. Bölgenin önemli şehirleri Lâr, Bîdşehir, Cüyûm, Hunc, Fûmistân-ı Lâristan, Ben-derlinga ve Kavristan’dır; bunların en bü­yüğü olan Lâr son idarî bölünmede Fars eyaletine bağlanmıştır.

İran’la ilgili tarihî kaynaklarda Lâristan’dan ancakXIII-XIV. yüzyıllara gelince bahsedilmeye başlanır; daha öncesine ait bilinenler, genellikle başlıca şehirlere ait efsanevî ve kısmen de arkeolojik bilgiler niteliğindedir. XIII-XVI. yüzyıllar arasında bölgede etnik kökenleri kesin şekilde bilinmeyen, ancak İbn Battûta’ya göre Türkmen asıllı olan bir hanedan hüküm sürmüş ve babalarından tevarüs ederek tahta geçen on beş emîr özellikle bastır­dıkları sikkelerle istikrarlı bir görünüm vermiştir. 748’de (1347) Lâr’a gelen İbn Battûta burayı büyük çarşılı ve suyu bol bir şehir olarak tanımlar; şehirde Şafiî der­vişlerine ait, ziyaretçileri ağırlayan bir de zaviyenin bulunduğunu söyler.

XV. yüzyılın sonunda bölgedeki ticarî yoğunluk, Portekizliler’in de görünmeye başlamasıyla Lârlı tüccarların Hindistan kıyılarına kadar yayılmalarına ve gittikleri yerlerde meşhur Lâr sikkelerinin teda­vülde kalmasını sağlamalarına yol açtı. Safevîler’in güç kazanmasıyla birlikte 1 SOB’de Lârlı elçiler emîrlerinin Şah İsma­il’e bağlılığını bildirmek için Şîraz’a gitti­ler ve o tarihten sonra Lâr emirleri emîr-i dîvân unvanıyla Safevîler’e bağlandılar. XVI. yüzyıl Lâristan şehirlerinde zenginlik­lerin ve yapısal gelişmelerin yoğun olarak yaşandığı dönemdir. XVII. yüzyıl boyunca Safevîler’in gerileme devrine kadar Basra körfezine giden yolların geçtiği Lâr şehri birçok tüccar, seyyah ve diplomatın uğ­rak yeri oldu. Seyyahlar yolları ve seyahat şartlarını ayrıntılı bir şekilde anlatırlar ve Özellikle bölgedeki yabancı devletlerin ti­carî faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgi verirler. Bu bilgiler arasında, Hollandalılar’ın Hürmüz-Lâr-Şîraz-İsfahan ekseninde koloniyal çalışmalarını yoğunlaştırmaları ve Portekizlilerin Benderkung’da-ki yerleşimlerini kuvvetlen d i rmeleriyle il­gili olanlar dikkat çekicidir. Bu sıkıntılı dö­nemde Lâristan yönetiminin de bir çeşit aile girişimciliği şeklinde olduğu anlaşılmaktadır.

Safevîler’in zayıflaması üzerine kara­dan Belûcîler’le Afganlar’ın, denizden Arap korsanlarının devamlı saldırılarına mâruz kalan Lâristan, XVIII. yüzyılın orta­larına doğru bölgenin İçinde bulunduğu karışık durumdan faydalanan Nasır Han Lârî adlı bir eşkiyanın kontrolüne girdi; Nasır Han 1750’den sonra hâkimiyetini körfez sahiline kadar genişletti. Ancak Şîraz ve Kirman emirleriyle mücadeleleri sonucunda gücü zayıflayınca ailesinden gelen valiler Zendler’e ve arkasından Ka-çarlar’a bağlı kalarak yönetimlerini sür­dürdüler. Kaçar döneminin sonuna doğru Lâristan 1877’de Fars kökenli bir vezir ailesi olan Kavâmîler’in kontrolü altına girdi. 1882’de Lâristan, Derâb, Hamse ve Fesâ valiliği Kıvâmülmülk Mirza Ali Mu-hammed Han’a verildi. 1913’teyeni bir idarî yapılanma geçiren Lâristan 1938′-de Lâr adıyla bir idarî bölge (şehristan), 1955’te dört şehrin (batış) bağlı bulundu­ğu Lâristan adıyla anılan şehristan haline getirildi. 1960’tan itibaren yapılan düzen­lemelerde ise Lâr şehri ve bölgenin büyük bir kısmı Fars eyaletine (ustan) bağlanır­ken Lâristan adıyla herhangi bir idarî yapılanmaya gidilmedi.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski