Lenk fahte. Türk mûsikîsi usullerinden.
Farsça’da “topal güvercin, aksak üveyik kuşu” anlamına gelen bu tabir Türk mûsikisinin küçük usullerinden biri olup on zamanlıdır. Usulün iç yapısında bir aksaklık özelliğinin bulunması sebebiyle aksak fahte de denilmiş, yirmi zamanlı fahte usulünün sadece zaman sayısı bakımından tam yarısı olduğu için ayrıca nîm fahte adıyla anılmıştır.
Usul, bir altı zaman ile bir dört zamanın (bir yürük semaî ve bir sofyan) veya diğer bir görüşe göre bir iki zamana iki adet üç zaman ile sonda yine bir iki zamanın (bir nîm-sofyan, iki semaî ve bir nîm sofyan) birbirine eklenmesiyle yahut bir beş zamana bir üç zamanın ve bir iki zamanın (bir Türk aksağı, bir semaî ve bir nîm-sofyan) sıralanmasıyla meydana gelmiştir. Usulün yapısı gereği beşinci zaman sonunda (ikinci darb) bir aksaklık ve altıncı zamanla (üçüncü darb) onu takip eden dördüncü darb arasında bir senkopun (bayım) yer alması usulde gizli bir aksaklık özelliği meydana getiren unsurlardır.
Lenk fahte usulünün 10/8’lik birinci ve 10/4’lük ikinci mertebeleri varsa da daha çok ikinci mertebesi kullanılmıştır. Usul, küçük usuller arasında yer almasına rağmen şarkı gibi küçük formlarda değil peşrev, beste, Mevlevi âyinlerinin belli bölümlerinde, yani büyük formlardaki eserlerde kullanılmıştır. Nakış bestelerin pek çoğu bu usulle ölçülmüş ve âdeta nakış bestelerin geleneksel usulü durumuna gelmişse de bundan, bu usulle sadece nakış bestelerin meydana getirilebileceği anlamı çıkarılmamalıdır. Zira lenk fahte usulüyle ölçülmüş murabba besteler de bulunmaktadır.
Zekâî Dede’nin suzinak makamında, “Serde hevâ-yı kâkül dilde hayâl-i canan” ve hicazkâr makamında, “Hicr-i lebinde yârin bir dil ki oldu nahoş”; Hamâmîzâde İsmail Dede’nin şehnaz-bûselik makamında, “Nevrûze erdin ey gönül”; Ali Rıfat Bey’in nihâvend makamında. “Zülfün görenlerin hep bahtı siyah olurmuş”; Mehmet Suphi Ezgi’nin hicaz makamında, “Baktıkça hüsn-i ânına hayran olur âşıkların” mısraiyla başlayan nakış beste-ieriyle Hamâmîzâde İsmail Dede’nin, “Cânâ beni aşkınla ferzâne eden sensin” mısraıyla başlayan hicaz-bûselik murabba bestesi bu usulle ölçülmüş eserlerden bazılarıdır.
TDV İslâm Ansiklopedisi