Lezgiler. Kafkasya’da yaşayan müslüman bîr halk.
Dağıstan’ın güneydoğusu ile Azerbaycan’ın kuzeydoğusunu içine alan kurak ve çıplak Samur havzasında yaşarlar. Kuzey ve kuzeybatıda Çeçenler, batı ve güneybatıda Gürcüler, güney ve doğuda Azerîler’le komşudurlar. Kafkasya’nın en eski yerli halklarından olan Lezgiler’e Latin müellifleri Legea, Gürcüler Leki Lekzi, İranlılar’la Araplar Lekz ve Ruslar Lezgin adını vermişlerdir. Bir Gürcü efsanesine göre Lezgiler’le Kattveller (Gürcüler), Likos ve Kartlos adlı iki kardeşten türemişlerdir ve adları bu iki kardeşin adlarından gelmektedir. Belâzürî’nin Fütûhu’l-büİ-dûn’ında Lekz şehir, kale, halk ve ülke adı olarak geçerken Yâküt el-Hamevî’nin Mu’cemü’l-büidân’ında sadece Hazar denizi sahilindeki Derbend yakınlarında yaşayan halkın adı olarak verilmiştir. Ebü’l-Fidâ, Takvîmü’l-büldânda Lekz ve Lekzî dediği Lezgiler’in iri cüsseli bir yapıya sahip bulunduklarını, kalabalık bir halk olduklarını ve ziraatı iyi bildiklerini söyler. Daha çok Dağıstan Özerk Cumhuriyeti’nde Ahtı, Dokuz-para, Kasımkent, Kurak, Magaramkent, Rutul ve Azerbaycan’da Küba, Nuha, Semaha idarî birimlerinde toplanmış olan Lezgiler’in 1979’daki nüfusunun (382.611) % 49,3’ü (188.804) Dağıstan Özerk Cumhuriyeti’nde, % 41,3’ü (158.057) Azerbaycan’da, geri kalanı da (% 7,4’ü) Sovyetler Birliği’nin diğer bölgelerinde yaşamaktaydı. 1998’de 466.000 civarında olduğu tahmin edilen nüfusun büyük bir kısmı bugün Dağıstan’da, % 40 kadarı da Azerbaycan’da yaşamaktadır. Halkın çoğunluğu Sünnî, Dokuzpara bölgesinde oturanlar ise Şiî’dir.
Şehirleşme nisbetinin düşük olduğu Lezgiler’in en önemli kültür ve ekonomi merkezleri Dağıstan’daki Kurak şehridir. Nüfusun % 80 kadarı köylerde yaşamakta ve daha çok tarım ve hayvancılıkla ilgilenmektedir. Yaz aylarında yüksek yaylalara çıkarak hayvancılıkla uğraşanlar kışın Baku, Semaha ve Küba gibi şehirlerde çalışırlar. Evlerde halı ve kilim dokumacılığı gelişmiştir.
Lezgiler, Kafkas dillerinin Kuzeydoğu öbeğinde yer alan Çeçen -Lezgi kolundan Lezgice’yi konuşurlar. Arapça, Farsça, Türkçe ve Rusça’nın etkisinde kalan Lezgice Kürî, Ahtı ve Küba olmak üzere başlıca üç diyalekti İçine alır. Küba diyalekti Azerbaycan’ın kuzeyinde, Ahtı ve Küri de Dağıstan’ın güneydoğusunda yaygındır. 1928 yılına kadar Arap, bu tarihten 1938’e kadar Latin ve 1938’den itibaren Kiril alfabesiyle yazılan Lezgice halen radyo ve televizyon yayınlarında, yazılı yayıncılıkta ve eğitim alanında kullanılmaktadır.
Cesur, muharip ve genelde uzun ömürlü olmalarıyla tanınan Lezgiler’in tarihi hakkında fazla bilgi yoktur. Yüzyıllardır aynı bölgede yerleşmiş oldukları ve tarih boyunca başka devletlerin otoritesi altına girmeden serbest halde yaşadıkları bilinmektedir. Hazar denizinin kuzeyinden Kafkasya’nın güney taraflarına inmek isteyenlerle güneyden gelip kuzey bölgelerine çıkmak isteyenlerin geçecekleri bir bölgede bulunmaları Lezgiler”i devamlı surette çeşitli akınlarla karşı karşıya bırakmış, fakat onlar varlıklarını koruma başarısını gösterdikleri gibi bazı komşularını da aralarına alarak eritmişlerdir. VII ve VIII. yüzyıllarda müslüman Arap savaşçılarının bölgeye ulaşmalanyla İslâm’la tanışan Lezgiler’in bir kısmı o dönemde müslüman olmuş, halkın hepsinin müslüman olması ise ancak XV. yüzyılda Şirvan Şahı Halil’in bölgeyi fethinden sonra gerçekleşmiştir. Bir ara Timur’un işgalinde kalan bölgeyi Osmanlı hâkimiyetine sokan Özdemiroğlu Osman Paşa ile Lezgiler arasında 1578’de bir antlaşma yapılmıştır. Buna göre Lezgiler Osmanlı padişahı adına hutbe okutacaklar, zaman zaman Kırım’dan gelecek 30.000 Tatar askerinin topraklarından geçmesine izin verecekler ve Osmanlılar’ın yanında savaşa katılacaklardı. Osmanlılar da “şemhal” adı verilen liderlerine dokunmayacak ve padişah ona iktidar alâmeti olan eşyayı gönderecekti.
XVIII. yüzyıla kadar Azerbaycan’daki Türk hanlıklarının etkisi altında kalan Lezgiler, 1775’te merkezi Kurak olan bağımsız Küri Hanlığı”m kurdular. Ancak bu hanlık Lezgiler’in” yaşadığı toprakların sadece bir bölümünü içine aldığından birçokları siyasî otoritenin dışında serbest bir hayat sürdürdüler; bazıları ise Küba, Derbend ve Gazikumuk hanlıkları içinde bulunuyorlardı. Küri Hanlığı, XVIII. yüzyılın sonlarına doğru Rusya’nın himayesine giren Gürcüler’e karşı tavır aldı ve Lezgiler, Osmanlı Devleti’nin destek ve teşvikleriyle 1784te Çıldır’a kadar ilerleyip Tiflis hâkimi Iraklı Han’a büyük zarar verdikten sonra Ermenistan’a akınlar yaptılar. Fakat Osmanlı Devleti’nin desteğini kesmek zorunda kalması üzerine bir yıl sonra ülkelerine döndüler. Küri Hanlığı 1812’de Rusya’nın himayesine girdi ve 1864’te hanlık yönetimine son verilerek toprakları Rusya İmparatorluğu’na bağlı bir idari bölge haline getirildi. ŞeyhŞâmil’in Ruslar’a karşı yürüttüğü bağımsızlık mücadelesinde (1828-1859) önemli rol oynayan Lezgiler’in XX. yüzyılda Sovyet idaresi altında fazla bir etkinlikleri olmadı. Bugün Azerbaycan ve Dağıstan cumhuriyetlerinde varlıklarını sürdüren Lezgiler, 1965’ten beri birleşik ve otonom bir Lezgistan’ın kurulmasını istemektedirler. 1990″da Dağıstan Lezgileri “Sadval” ve 1991’de Azerbaycan Lezgileri “Samur” adlı hareketleri başlattılar. Önceleri silâhlı tedhiş yolu seçildiyse de yeterli halk desteği sağlanamadı ve Çeçenistan örneği de göz önünde tutularak 2000’li yılların başından itibaren bağımsızlık isteğinden vazgeçilip daha çok kültürel ve sosyal haklar üzerinde yoğunlaşmaya gidildi.
TDV İslâm Ansiklopedisi