Libya Ekonomisi, Fiziki, Beşeri Coğrafya, Hakkında Bilgi

Ülke topraklarının onda dokuzu çöllerle kaplıdır. Bu geniş çöl alanında çöl tipleri­nin hemen her çeşidine ait örneklere rast­lanılır: Kayalık çöller (hâmideler, en meş­huru el-Hâmidetü’l-hamrâ), çakıllı çöller (serîrler, en meşhuruTibesti serîri) ve da­ha yaygın olan kum çölleri (ergler, Murzuk Merzûk) ergi) gibi. Ülkenin güneybatısındaki Fizan bölgesinde kum örtülerinin oluşturduğu hafif yükseltiler yaklaşık 160 km. uzunluğunda bir sıra meydana geti­rir. Libya’da çok sınırlı bir alanda yer alan dağlık kesimler, kuzeyde Sirte körfezinin doğusunda ve batısında Akdeniz kıyısı yakınında bulunur. Sirte körfezinin kuzey­batısında denize kadar uzanan Trablus dağlan (Cebelitrablus) batıya doğru deniz­den uzaklaşır ve bu kesimde denizle dağ­lar arasına verimli Cefera ovası girer. Bu körfezin doğusunda bulunan kalker yapılı Cebeliahdar Akdeniz kıyısını çokyakından izler ve denizle dağlık kesim arasında sa­dece dar bir kıyı ovası bulunur.

Libya’da kıyıdaki dar bir kıyı şeridine inhisar eden ve içeriye doğru fazla sokul­mayan Akdeniz iklimiyle ülkede çok geniş alana yayılan çöl iklimi olmak üzere iki ik­lim tipi görülür. Trablus dağlan ile Cebeliahdar’da yağışlar bollaşır. Bu kesimlerde yıllık ortalaması 600 milimetreyi aşan yağışlar görülür. Güneye doğru iyice aza­lan yağışlar bazı kesimlerde 50 milimet­renin de altına düşer. Libya ikliminin en dikkat çekici özelliklerinden biri, yeryü­zünde şimdiye kadar ölçülmüş en yüksek sıcaklığa bu ülkede rastlanmış olmasıdır. Trablus’un güneyindeki Aziziye’de 1922 yılında yapılan bir rasada göre termo­metre gölgede 58°’yi göstermiştir ki bu meteorolojik rekor ne bu ülkede ne de başka bir yerde aşılabilmiştir.

Akarsular bakımından fakir bir ülke olan Libya’da yer altı su şebekesi Önem taşımakta ve bundan âzami derecede is­tifade edilmeye çalışılmaktadır. Yer altı suları kıyı kesiminde yüzeye çok yakındır ve kolay çıkarılabilmektedir. İç kesimler­deki çöl alanlarında yer altı suyunun yü­zeye çıktığı yerler vahaları oluşturur. Yer altı suyunun bol bulunduğu sahra bölge­sinden sahildeki verimli arazileri sulamak ve başşehir Trablus İle diğer şehirlere iç­me suyu temin etmek için 1984 yılında başlatılan “Büyük Sun’î Nehir Projesi” büyük oranda tamamlanmıştır. Kıyı böl­gelerinde “sebha” adı verilen suları tuzlu ve sığ göllere rastlanır.

İkliminin sonucu olarak doğal bitki ör­tüsü de fakirdir. Cebeliahdar’ın Akdeniz’e yani kuzeye bakan yamaçlarında ardıç ve sakız ağaçlarının ağırlıklı olduğu orman örtüsü vardır. Buradan güneye doğru gi­dildikçe bozkır (step) görünüşü hâkim olur. Daha güneyde ise hiçbir bitki örtüsünün olmadığı mutlak çöllere geçilir. Bu mutlak çöl görünüşü vahaların bulundu­ğu yerlerde kesintiye uğrar.

Nüfusu seyrek bir ülke olan Libya’da nüfus yoğunluğu olarak kilometrekareye dört kişi düşer. Yalnız bu nüfus ülke yü­zeyine çok düzensiz yayılmıştır. Nüfusun % 90’ından fazlası kıyı kesiminde toplan­mıştır. Trablus ve Ahdar dağlarının nisbeten bol yağış alan yamaçları ile iç ke­simlerdeki vaha sahaları da nüfus top­lanma alanlarıdır. Resmî dili Arapça olan ülke nüfusunun % 9Tsi müslümandır.

Son dönemlere kadar Libya ekonomisi­nin temelini tarım, hayvancılık ve küçük el sanatları oluştururdu. Fakat günümüz­de Libya ekonomisi denince ilk akla gelen ham petrol ve petrol ürünleri ihracatıdır. Bu durum. 1955 yılında ülkede petrol emarelerinin belirmesi ve 1959’da Sirte körfezinin güneyinde Zelten’de ilk petrol kuyularının açılmasıyla başladı. Aynı yıl içinde yine denize çok uzak olmayan me­safede Raguba’da başka kuyular açıldı. Bu kuyular uzunluğu 160 kilometreyi bu­lan petrol boru hatlarıyla Akdeniz kıyısına bağlanınca üretim arttı. 1961’den 1968’e kadar beş büyük boru hattı daha devre­ye girdi ve boru hatlarının uzunluğu 400 kilometreyi aştı. 1967’deki Arap- İsrail sa­vaşının ardından Süveyş Kanalı’nın kapan­ması Libya petrolünün önemini büsbü­tün arttırdı ve petrol ihracatı da beklen­medik bir hızla yükseldi 1999:da kişi ba­şına düşen millî gelir 7000 dolar. Libya’­da petrol yanında doğal gaz üretimi de gittikçe önem kazanmaktadır.

Libya’nın geleneksel ekonomik uğraşı­larından olan tarım Cefera ovasında, dar kıyı kuşağında ve iç bölgelerdeki vahalarda yapılmaktadır. Tahıl türlerinden en fazla arpa, onu geriden izlemek üzere buğday ve çeşitli sebzeler yetiştirilir. Tü­tün, zeytin, portakal, vahalarda elde edi­len hurma ve diğer meyveler, tarımdaki çeşitliliği sağlar. Hayvancılık olarak koyun, keçi ve deve dikkati çeker. Akdeniz kıyısın­da ve açığında yapılan balıkçılık da ekonomiye katkı sağlar.

Petrol sanayii dışında bir dönem ağır sanayie ağırlık verilmiş olup halen sana­yi kuruluşları sigara, hasır, halı, sabun ve zeytinyağı üreten tesislerdir. Deri iş­lemeciliği eskiden beri önemlidir. Ulaşım 20.000 kilometreyi bulan karayolları ve sayılan on beş kadar olan havaalanlanyla sağlanır. En önemli liman faaliyeti Trab­lus ve Bingazi şehirlerinde olup Mersâ el-Büreyka’da petrol terminali bulunmak­tadır.

Petrol ülkesi olarak tanınmadan önceki yıllarda Libya ihracatında daima zeytin­yağı satımı ilk sırayı alırdı. Günümüzde ihracatın % 90’dan fazlası petrole aittir. Petrol dışında zeytinyağı, hurma ve çe­şitli meyveler, yer fıstığı ihracatı vardır. Dış ticaretinde aldığı mallar arasında çe­şitli makineler, motorlu taşıtlar, demir, çelik ve dokuma dikkati çeker. Libya’nın ihracatı ve ithalâtında ilk sırayı alan ül­keler İtalya, Almanya ve İngiltere’dir.

Libya’nın ilk yerli ahalisi olan Lîbîler hakkında yeterli bilgi bulunmamakla bir­likte bunların Berberî Levâte’nin atası olduğu ileri sürülmektedir. Birçok mede­niyete beşiklik eden Libya’yı Berberîler dışında Fenikeliler, Romalılar, Vandallar, Bizanslılar, yahudiler, Araplar, Zenciler, Tevârikler, Türkler ve Avrupalılar yurt edinmişlerdir. Berberîler Levâte (Berka’-da), Hevvâre (güneyde), Nefûse (Nefûse dağı) ve Zenâte adlı dört büyük kola ay­rılır. Libya’nın ikinci kalabalık nüfusunu oluşturan Araplar, ilk fetih faaliyetlerine katılanlar dışında özellikle XI. yüzyılda Fâtımîler’in Yukarı Mısır’dan buraya gön­derdikleri Benî Hilâl ve Benî Süleym kabi­lelerinin soyundan gelmektedir. Berberîler’in bir kısmı İslâm fethinden sonra dağ­lara ve çöllere çekilerek hem asıllarını hem dillerini korurken bir kısmı zamanla gi­yimlerini, âdetlerini ve dillerini terkedip Araplaşmalardır. XVI. yüzyılın zamanında buraya gönderilen Türkler’in Berberî, Arap ve Endülüs asıllı yerli ka­dınlarla evliliklerinden kuloğlu denilen bir nesil doğdu. Ayrıca XIX. yüzyılda Malta ve İtalya’dan Libya’ya gelenler de burada bir topluluk oluşturdu.

  • Libya Mimarisi, Eserleri, Hakkında Bilgi
  • Libya -Dil ve Edebiyat- Hakkında Bilgi
  • Libya -İlmi Hayat, Eğitim, Öğretim- Hakkında Bilgi
  • Libya -Dini Hayat, Mezhepler, Tarikatlar- Hakkında Bilgi
  • Libya Tarihi -Osmanlı Dönemi- Hakkında Bilgi
  • Libya Tarihi (1943-2012) Hakkında Bilgi
  • Libya Tarihi -İtalyan İşgali Dönemi (1911-1943)- Hakkında Bilgi
  • Libya Tarihi -İslam Fethinden, Osmanlı Devrine Dek- Hakkında Bilgi
  • Libya Tarihi -Başlangıçtan İslam Fethine Dek- Hakkında Bilgi
  • Libya Başkenti, Nüfusu, Yüzölçümü, Önemli Şehirleri, Hakkında Bilgi

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski