Arapça makale, Farsça’da belirli bir konu üzerinde yazılıp söylenen şeylerin bütünü için Farsça sühan (söz), güftâr (deyiş], nevişte (yazılı şey) ve Arapça kelâm, kavi kelimeleriyle birlikte kullanılmıştır. Kelimenin zamanla anlam değişikliğine uğradığı görülmektedir. Nitekim bir sûfînin meclislerinde söylediği, müridleri tarafından tesbit edilen sözlerini içeren kitaplara bunun çoğulu olan “makâlât” denilmiş Nizâmî-i Arûzî’nin Çehâr Makâle’sinde olduğu gibi bir kitabın bölümlerine de aynı ad verilmiştir. Makale bu anlamları dışında Fars edebiyatında “konuşma, söyleşi, tartışma, ağız kavgası” mânalarında da kullanılmıştır.
Fars edebiyatında makale türü XIX. yüzyıla gelinceye kadar daha çok tavsife, temsile ve öğüt vermeye dayanıyor, bu sebeple de kanıt getirmeye ve bu kanıtlara dayanarak sonuç çıkarmaya daha az yer veriliyordu. Kaçar hanedanı döneminde İran Avrupa teknolojisi, Batı bilimi ve yeni düşünce akımları ile tanıştı, başta siyasî akımlar olmak üzere birçok yeni düşünce ülkeye girdi. Yeni kurulan darülfünun bu akım ve düşüncelerin yayılmasında etkili oldu. Yazarların, baskıcı rejime karşı bir özgürlük ve ilerleme bilincinin dogmasını sağlamak amacıyla makalelerini halkın kolayca anlayabileceği bir dille yazmaya çalışmaları dilde sadeleşmeye yol açtı.
Cemâleddîn-i Efgânî, Ahundzâde Mirza Feth Ali ve Melkum Han’ın sert eleştiriler ihtiva eden makaleleri İran’da meşrutiyet döneminin başında yeni düşünce ve hareketlerin doğmasında etkili oldu. Bunların dışında Ali Ekber Dihhudâ’nm “Çerend ü Perend” başlıklı gazete maka-leleriyle Seyyid Muhammed Ali Cemalzâ-de’nin “Yekî Bûd Yekî Nebûd” adlı makaleler toplamı edebî ve sosyal eleştiride gerçekçiliğe ve dilde sadeliğe yönelen bir akımın doğmasına zemin oluşturdu. Sade yazma zevki anlaşılması güç Arapça kelimelerin dilden atılmasını sağladı. Zamanla Farsça makaleler teknik ve muhteva bakımından İngilizce’de “article”, Fransızca’da “essai” denilen makalelerin düzeyine ulaştı. Meşrutiyet döneminden sonra halkın siyasal ve sosyal sorunlara karşı ilgisi artınca makalelerin konularını daha çok vatan severlik ve toplumsal eleştiriler oluşturmaya başladı.
Fars edebiyatında makaleleri tarihî gelişim sürecini göz önünde bulundurarak konularına göre şu gruplara ayırmak mümkündür:
1. Edebî makaleler. Klasik İran edebiyatında Hâkânî-i Şirvânî’nin münşeatında ki mektuplar, Hamîdî’nin Makarnacında görülen konularla Sa’dî-i Şîrâzî’nin Güiis/dn’ındaki hikâyeler, modern İran edebiyatında Abdülhüseyn-i Zerrînkûb’un Nakş her Âb adlı eserindeki “Der Cüst u Cûy-i İnşân” başlıklı makalesi bu türün örnekleridir.
2. Araştırmaya yönelik ilmî makaleler. Bir olay, bir eser, bir kişi veya bir konu hakkındaki incelemeler bu grupta yer alır. Makale niteliğini taşıyan yazılar bir araya getirildiğinde “makâlât” veya “mecmûa-i makâlât” adını alır; Makâlât-ı Takizâde, Makâlât-ı Kesrevî gibi. Bir araya getirilen seçme makalelere “güzîne-i makâlehâ” denilir. Bazı makale mecmuaları ise içindeki ma-kale sayısına göre adlandırılır; Bist Ma-küle-i Kazvînî, Bist Maköle-i Takizâde, Çend Makale-i Naşrullah-i Felsefî gibi.
3. Gazete ve dergilerde yayımlanan makaleler. Özellikle gazetelerin ilk sayfasında yayımlanıyorsa “sermakâle”, birkaç sayı devam ediyorsa “makâlât-ı müsel-sel” veya “silsile-i makâlât” adı verilen bu tür makaleler siyasî, iktisadî, kültürel ve tarihî nitelikteki konuların yorumlamalarını İçerir. Bunlara nakd (tenkit), tebliğ (propaganda) ve âgehî(ilân) gibi türler de eklenebilir.
4. Hikâye yönü ağır basan makaleler. II (VI11) ve III. (IX.) yüzyıllara kadar uzanan bu tür makaleler daha çok halk hikâyeleri tarzında manzum ve mensur olarak yazılmıştır. Merzübönnâme, Tûtînâme, Bahüyârnâme ile Hint kökenli Kehle ve Dimne bu türün ilk örnekleridir.
5. Edebî eserlerle ilgili eleştiri makaleleri.
6. Mizah ve eğlence yönü ağır basan makaleler.
7. Ahlâkî ve dinî konularla ilgili makaleler.
İran edebiyat, tarih ve kültürüne dair eserler için bibliyografyalar hazırlanmıştır. Bunlardan îrec Efşâr’ın derlediği, 1915 yılından itibaren yazılan makalelerin bir bölümünü içine alan Fihrist-i Makâlât-i Fârsî ile (üç cilt) Mâhyâr-i Nevâ’nın Ki-tâb-ı Şu’arâ-yi hân (7 cilt) adlı eserleri önemlidir.
TDV İslâm Ansiklopedisi