Makale Nedir, Tarihçesi, Türk Edebiyatında Tarihsel Gelişimi, Hakkında Bilgi

XIX. yüzyıldan önceki dönemde yazma kitaplarda maka­le adıyla bazı yazılara rastlanmakla bir­likte daha çok tasavvuf Önderlerinin bir kısım sözlerini ya da soh­betlerini derleyen ve “makâlât” adıyla ta­nınan eserler de bulunmaktadır. Bunla­rın içinde Hacı Bektâş-ı Velî’ye izafe edi­len, aslı Arapça Makâlât en tanınmışla-rındandır. Eser, tamamı elde bulunma­yan Arapça aslıyla değil nesir çevirisi ve bundan yararlanılarak Hatiboğlu’nca hazırlanmış manzum metni yoluyla meşhur olmuştur. Makalât-ı İsmail Hakkı, Makâlât-ı Hazret-i İmâm Ca’ferü’s-Sâdık (İstanbul 1288) gibi aynı bağlamda ele alınabilecek basılı eserler de bulunmaktadır.

Diğer milletlerde olduğu gibi Türk ya­yın hayatında da modern anlamıyla ma­kale gazeteyle beraber XIX. yüzyılda orta­ya çıkmıştır. Bunların ilk örnekleri 1840’lı yıllarda ilk Türkçe gazetelerden Ceride-i Havadiste ilim, ahlâk ve edebiyat üzeri­ne bir kısmı imzasız olarak kaleme alınan metinlerdir. 1860 yılından itibaren Şinâ-si’nin. Agâh Efendi’yle birlikte çıkardığı Tercümân-ı Ahvâl ile daha sonra kendi başına yayımladığı Tasvîr-i Efkâr’da (1862) bazılarına imza koyarak yazdığı başmakaleler, hem bu türün ilk yetkin örnekleri olması hem de siyasî ve İçtimaî meselelere eğilmesiyle dikkat çekmekte­dir. Aynı dönemde Ziya Paşa Muhbir ve Hürriyet, Nâmık Kemal Tasvîr-i Efkâr, Hürriyet ve İbret, Ali Suâvi Muhbir ve Ulûm gazetelerinde tartışmalara da ko­nu olan siyasî ve edebî muhtevalı maka­leler yazmışlardır. Ahmed Midhat Efen­di, Ebüzziya Mehmed Tevfik, Şemseddin Sami, Muallim Nâcİ ve Beşir Fuad aynı de­virde makale türünde eser vermiş diğer yazarlardandır. Bu makalelerin bir kısmı daha sonra kitap halinde basılmıştır. Şinâsi’nin Müntehabât-ı Tasvîr-i Efkâr, Makaleler, Nâmık Kemal’in Makâ­lât-ı Siyâsiyye ve Edebiyye (İstanbuİ 1327), Nâmık Kemal ve İbret Gazetesi, Ahmed M’ıdhat’ın Müntehabât-ı Ahmed Midhat, Mual­lim Naci’nin Yazmış Bulundum (İstanbul 1301), Muallim (İstanbul 1303) gibi eser­leri bunların belli başlıcalandır. Bu dö­nemde makaleden daha çok ilim, ahlâk, edebiyat ve siyaset konularıyla ilgili ga­zete yazıları anlaşılmıştır.

Bu tarz makale yazarlığı yanında Mecmûa-i Fünûn ve Hazîne-i Evrak gibi ilk ilmî muhtevalı dergilerle başlayan maka­le yazarlığının II. Abdülhamid devrinde dergilerin çoğalmasıyla mahiyeti genişle­miş ve gelişmiştir. Daha sistematik hale gelen edebî tenkit, sanat ve sanat felse­fesi konulan etrafında Edebİyât-ı Cedîde dönemi makale yazarları arasında Cenab Şahabeddin, Tevfik Fikret, ve Hüseyin Câhid, yer almaktadır.

Özellikle II. Meşrutiyeften sonra Avru­pa ilim ve metotlarının Türkiye’ye akta­rılması çalışmalarının belli bir safhaya gir­mesiyle Rıza Tevfik, Ziya Gökalp, ve M. Fuad Köprülü gibi ilim ve fikir adam­larınca dünyadaki örneklerine uygun, dipnotlu, kaynakçalı ilmî makaleler de ya­yımlanmaya başlanmıştır.

Bu arada ilimle uğraşan belli bir kesi­mi ilgilendiren alan dergilerdeki araştır­ma ürünü makaleler dışında gazete ve dergilerde siyaset, edebiyat ve sosyal ha­yatın problemleri başta olmak üzere her konuda baş muharrirler ve diğerleri tara­fından makale yazarlığı bir meslek haline dönüşerek Cumhuriyet’ten sonra da de­vam etmiştir. Tanınmış makale yazarları arasında Süleyman Nazif, Ali Kemal, Abdullah Cevdet, Mehmed Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Ağaoğlu, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Falih Rıfkı Atay, Necmettin Sadak, Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu, Ali Naci Karacan, Hakkı Tarık Us, Refi Cevat Ulunay gibi isimler bulunmaktadır.

196O’lı yıllardan sonra gazetelerde baş­makale formu alışılmış özelliğini yavaş ya­vaş kaybederek bu yıllara kadar fıkra de­nilen türle birleşip köşe yazısı şeklinde yaygınlaşmıştır. Bu tip fıkra ve köşe ya­zarları arasında Burhan Felek, Necip Fazıl, Peyami Safa, Abdi İpekçi, Bedii Faik ve Ahmet Kabaklı sayılabilir.

Günümüzde makale denildiğinde belli ölçülere göre yazılmış, dergilerde yer alan ilmî ve fikri yazılar anlaşılmaktadır. Ah­met Hamdi Tanpınar, Hilmi Ziya Ülken, Mümtaz Turhan, Remzi Oğuz Arık, Cemil Meriç, Nurettin Topçu, Mehmet Kaplan, Erol Güngör bu tür yazılarıyla tanınmış isimler arasında yer alır. Süreli yayınlar­daki ilmî makalelerin tesbiti yolunda atı­lan en önemli adım, her zaman düzenli çıkmamış olsa bile 1952’de Türkiye Ma­kaleler Bibliyograiyası’nm yayımlan­maya başlanmasıdır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

 

Daha yeni Daha eski