Marifetü's-Sahabe Nedir, Türü, Özellikleri, Örnekleri, Hakkında Bilgi

Ma’rifetü’s-sahâbe. İlk dönemlerde sahabenin hayatına dair eserlerin ve hadis usulü kitaplarında sahabe hakkında verilen bilgilerin ortak adı.

Sözlükte “bilgi” anlamındaki ma’rife ile sahabe kelimesinden meydana gelen ter­kip “sahâbîlerin hayatına dair nakledilen rivayetler, bilgiler ve sözler” mânasına gelmektedir. Ma’rife kelimesi ilk dönem­lerden itibaren hakkında bilgi edinilmek istenen kişi, yer ve konularla birlikte “ma’rifetü’l-büldân, ma’rifetü’l-kurrâ. ma’rifetü’rrical, ma’rifetü ulûmi’l-hadîs” şeklinde kullanılmış, ma’rifetü’s-sahâbe tabiriyle de ashaba dair bilgiler kastedil­miştir.

Ashap Kur’an âyetlerinin şahidi, Hz. Peygamber’in hadislerinin bir parçası ve râvisi, siyer ve megâzînin fiilen içinde bu­lunmuş birer unsuru, Resûl-i Ekrem’den sonraki devrin etkili şahsiyetleri olduğun­dan müslümanlar onlarla ilgili bilgileri nakletmeye büyük önem vermişlerdir. Daha I. (VII.) yüzyılda tefsir, hadis, siyer, megâzî ve ensâba dair rivayetlerin yazılı metinler halinde veya şifahî olarak nak­ledilmesiyle sahabe bilgisi sonraki nesil­lere intikal etmeye başlamış, bu bilgiler tefsir ve hadisle ilgili rivayetler yoluyla dağınık bir şekilde ve siyer, megâzî, ensâb kitaplarıyla ilk asra dair tarihî bilgiler arasında yoğun olarak ve daha düzenli biçimde gelmiştir.

Sahâbîlerin özellikle isim ve sayılarına dair yazılı belgeler daha Resûlullah döne­minde ortaya konmuş, hicretin ardından Medine’de yapılan nüfus sayımı ile daha sonra gerçekleşen savaşlara katılan sa­hâbîlerin isim ve sayılarına dair önemli bilgiler nakledilmiştir. Ancak bunlarla il­gili sağlıklı bilgiler Hz. Ömer tarafından oluşturulan divanda yer almış, sahabe tabakatına dair eserler de büyük ölçüde bu divana dayanmıştır.

Hz. Ömer 20 (641) yılında fetihlerle ar­tan devletin fey’ gelirlerini düzenli bir şe­kilde dağıtmak üzere divan denilen bir teşkilât kurmuş, bunun için kabile men­supları tesbit edilmiş, mevâlî ile birlikte muhacir ve ensarın adları yazılmış, bun­ların özellikle İslâm’a girişteki önceliği göz önünde bulundurularak dine yaptıkları hizmetlere, Hz. Peygamber’e olan yakınlıklarına ve onunla beraber mücadeleleri­ne göre kendilerine maaş bağlanmıştır. Bu divanın Urve b. Zübeyr b. Avvâm, Ebân b. Osman b. Affân, İbn Şihâb ez-Zührî, Mûsâ b. Ukbe, İbn İshak ve Ebû Ma’şer es-Sindî gibi ilk megâzî müellifleri tara­fından sözlü ve yazılı olarak nakledildiği anlaşılmaktadır. Ensâb âlimlerinin de fay­dalandığı divanı Vâkıdî, Vazcu cÖmer ed-devâvîn ve taşnîfü’l-kabâ’ü ve merâti-bihâ ve ensâbihâ adlı eserinde değerlendirmiş, bu çalış­ma, ashaba dair isim listelerini koruduğu gibi kabile esası göz önüne alınarak yazı­lacak tabakat kitaplarına öncülük etmiş­tir. Nitekim talebesi İbn Sa’d et-Tabakâtü’l-kübrâ’sını divana göre tasnif etmiş, eserinin III. cildine Bedir Gazvesi’ne katı­lan muhacirlerle başlamış, onları kabile­lerine göre sıraladıktan sonra ensardan Bedir Gazvesi’nde bulunanlara, bu gazve­ye katılmayan muhacir ve ensarla Mekke fethinden önce İslâm’a girenlere işaret etmiştir. Sahabe hakkında bilgi veren ve neseb esasına göre yazılan Halîfe b. Hayyât’ın Kitâbü’t-Tabakât’ı, Belâzürî’nin Ensâbü’l-eşrâf’ı ve İbn Ebû Âsım’ın el-Âhâd ve’l-mesânî’siyle ensâb konusun­daki belli başlı kitapların telifinde bu di­vanın etkisi olmuştur.

III. (IX.) yüzyıldan itibaren hadis râvileri hakkında kaleme alınan eserlerde genel­likle sahabeye ayrılan bölümler bulunma­sına rağmen Kitâbü Aşhâbi’n-nebî ve Esmâ’ü’ş-şahâbe gibi eserler yazmış olan, Buhârîden sonra saha­beye dair müstakil eserler kaleme alın­maya başlanmıştır. “Esmâü’s-sahâbe, kitâbü’s-sahâbe, târîhu’s-sahâbe, mu’cemü’s-sahâbe, tesmiyetü ashâbi’n-nebî” gibi adlarla anılan bu eserler arasında ma’rifetü’s-sahâbe adıyla telif edilenler dikkat çekmektedir. Ma’rifetü’s-sahâbe türü çalışmalar genellikle bütün ashap hakkında bilgi vermek amacıyla kaleme alınan eserler olup Ebû Bekir Ahmed b. Abdullah el-Berki, Ebû Mansûrel-Bâverdî, Ebû Abdullah İbn Mende, Ebû Nuaym el-İsfahânî, Müstağfırî ve Ebû Muhammed Abdullah b. Muhammed el-Kayserânî’nin, MaVi/e/ü’s-sahâbe’leri bunların belli başlılarıdır. Belli özellikleri olan ya da bir bölgeye yerleşen sahâbîleri tanıtmak maksadıyla yazılan eserler de vardır. Hey­sem b. Adî’nin Men reva’ani’n-nebî mine’s-sahâbe Ali b. Medînî’nin Mcfrifetü men nezele stfire’l-büldân mine’ş-şahâbe ve Abdüssamedb. Saîd el-Hımsf-ninMen nezeie Hımş mine’s-sahâbe adlı eserleri bu çalışmalar arasında sayılabilir.

Türün günümüze ulaşan en hacimli ki­tabı Ebû Nuaym el-İsfahânî’nin Mcfrife-tü’ş-şahâbe’sid\r. Müellif eserinde mu­hacirleri ve ensan tanıtıp onların fazilet­lerine işaret etmekte, Bedir Gazvesi ile Hudeybiye’de bulunanların sayısını ve de­ğerini gösteren rivayetleri sıralamakta, ashabın faziletlerine, özelliklerine ve sa­yılarına dair bilgiler nakletmekte, önce aşere-i mübeşşereyi ve adı Muhammed olanları ele almakta, ardından alfabetik sıraya göre diğer sahâbîleri tanıtmakta­dır. Kitabın sonunda künyesiyle bilinen­leri ve kadın sahâbîleri zikretmektedir. Ebû Nuaym, her sahâbî için onun nakletti­ği hadislerden veya hakkında rivayet edi­lenlerden örnekler vermekte, zaman za­man bunların sıhhatini değerlendirmek­tedir. Mafrifetü’ş-şahâbe’nin mükem­mel bir nüshası iki cilt halinde günümüze kadar gelmiş bu nüshanın başından itibaren Sevr es-Sülemî’nin biyografisine kadar olan kıs­mını Muhammed Râzî b. Hâc Osman ya­yımlamıştır. V. (XI.) yüzyıla kadar telif edilen ma’rifetü’s-sahâbe türü eserler daha son­ra bütün sahâbîleri bir araya toplamayı hedef alan çalışmaların, özellikle de İbn Abdülber en-Nemerî’nin el-İstı’âb, İz-zeddin İbnü’l-Esîr’in Üsdü’l-ğâbe ve İbn Hacer el-Askalânî’nin ei-İşâbe adlı eser­lerinin birinci derecede kaynağı olmuş­tur.

Hadis usulüne dair eserler yazılmaya başlanınca sahabeyle ilgili teorik bilgiler bu eserlerde ma’rifetü’s-sahâbe başlığı altında verilmiştir. Bilindiği kadarıyla sa­habe hakkındaki bilgileri bir usul konusu olarak ilk defa ele alan kişi Hâkim en-Nî-sâbûrî olup bu bilgileri Ma’rifetü culû-mi’1-hadîş’inde “Ma’rifetü’s-sahâbe” başlığı altında özetlemiştir. İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî ma’rifetü’s-sahâbe konusu­nu hadis İlimlerinden biri olarak ele al­mış, sahabeye dair daha önceki usûl-i ha­dîs kitaplarında verilen bilgileri genişlete­rek bu başlık altında kaydetmiştir. Ardından Nevevî frşâdü tullâbi’l-hakâ’ik’te, İbn Kesîr İhtişâru culûmi’l-hadîş’te, Zeynüddin el-Irâki Fethu’l-muğiş’te ve Süyûtî Tedribü’r-râvî’de (II, 206-234) aynı metodu takip etmiştir. Fezâilü’s-sahâbe konusu da ma’rifetü’s-sahâbenin bir dalıdır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski