Masonluk -Öğretisi, Felsefesi, Ritüel, Teşkilat- Hakkında Bilgi

Masonluk öğreti ve ritüellerinin üç yüzyıla yakın bir geçmişten bugüne değişmeden geldiği ileri sürülmektedir. Genel olarak Tanrı’ya, Tann’nın evrenin ulu mimarı olduğuna ve ölümden sonra bir hayatın bulunduğuna inanmak masonlukta önemlidir. Mason­lukta ferdin evrenin ulu mimarının var oluş sırlarını araştırıp öğrenerek olgun­luğa eriştiğine inanılır. Masonlar, hayatın her döneminde kendi aralarında yardım­laşmak ve birbirlerine destek olmakla gö­revli olduklarına inanırlar. Ritüeller, bü­tün locaların başkanı olan üstâd-ı muh­teremin başkanlığında mâbed ve mahfel de denilen locada icra edilen ve belli ha­reketleri, konuşmaları ve yeminleri kap­sayan oldukça karmaşık bir seremonidir.

Masonluk insanla Tanrı, insanla insan ve insanla madde arasındaki ilişkileri sem­bol ve mecazlarla anlatır. Hiyerarşide en alt derece olan çıraklık, insanın doğusun­daki zayıf ve çaresiz durumu temsil eden çocuklukla sembolize edilmiştir. Bu dö­nemde çırak bütün dillerin yerini tutan sembollerle ifade edilen masonik dili öğre­nir. Gençlikle sembolize edilen ikinci dere­cenin adayına (kalfa) daima sebat tavsiye edilir, sanata ve bilime yönlendirilir. Usta­lıkla sembolize edilen üçüncü derecede “ruhun lisanına işlenmiş olan” semboller önem kazanır. Bu üç dereceye “remzî de­receler”, 4-33. derecelere “felsefî derece­ler” denir. Masonlar birbirine “birader”, mason olmayana da “haricî” derler.

Masonların bulundukları mekânların, kullandıkları malzemelerin, toplantı gün­lerinin, ritüellerdeki hareket ve duruşla­rın da sembolik anlamları vardır. Hakikat ışığının doğudan geldiğine inanıldığı için masonluk esaslarına uygun bir hayat tarzının sürdürüldüğü yer olan loca doğudan batıya dikdörtgen şeklinde olup doğuya dönüktür. Masonluk Öğretisi­ne göre locaların yıldızlı tavanı gökyü­zünü, dolayısıyla masonluğun bütün in­sanlığı kuşatmasını, siyah-beyaz da­malı yer döşemesi iyi-kötü, sıcak-so­ğuk gibi zıtlıkları temsil eder. Locadaki iki büyük tunç sütundan soldaki gücün, sağdaki devamlılığın sembolüdür. Lo­ca dünyanın sembolü, masonun kalbi de locanın sembolüdür. Locadaki gönye, tes­viye ve şakul amblemleriyle sembolize edilen üç baş görevliden üstâd-ı muhte­rem ruhu. birinci nazır canı, ikinci nazır insandaki bedeni remzeder. Çoğu ülke­lerde çıraklık, kalfalık ve ustalık (üstatlık) şeklinde üç aşamalı bir süreç ihtiva eden yapılanma 33. derecede son bulur. Ancak pek çok yerde bu ana aşamalara eklenen sayısız ara dereceler söz konusu olabilmektedir. Çıraklık, kalfalık ve üstatlık de­recesine ve bunun üzerindeki otuz üçe kadar her derecenin sınıfları ve sembolik isimleri vardır.

Masonluğa yalnız belli bir meslek sahibi ve mesleğinde başarılı yetişkin erkekler üye kabul edilmekle birlikte son yıllarda kadınların da mason locaları kurma giri­şimleri bulunmaktadır. Tekris” adı veri­len masonluğa giriş âyin ve merasimleri farklı geleneklerde bazı değişiklikler gös­terse de yaygın uygulamaya göre aday tekrise hazırlanırken önce üzerindeki bü­tün madenleri çıkarır: ardından lamba, kum saati, tuz, kükürt vb. sembollerin bulunduğu bir odada tek başına bırakılır. Bu arada sorumluluklarıyla ilgili soruya cevabı ile vasiyetnamesini yazması istenir. Bazı elbiselerini çıkardıktan sonra gözleri bağlı olarak mabede alınır ve kılıçla tekris edilir. Masonluğun bütün geleneklerine ve esaslarına gönüllü uyacağına ve mason­luk sırlarını ifşa etmeyeceğine dair inan­dığı kutsal kitap üzerine yemin eder. Bun­dan sonra locanın bütün faaliyetlerine ve toplantılarına devam ederek belli aşama­lardan geçip 33. derece masonluğa ula­şabilir. Hiyerarşik yapının her birimi yılın sembolik değeri olduğuna inanılan bazı günlerinde bir araya gelir. Büyük konsey yılda dört defa, 21 Mart, 25 Haziran, 21 Eylül, 27 Aralık günlerinde toplanır. Ma­sonlar genel toplantı yapmayıp en az ye­di kişiden oluşacak localar halinde faaliyet gösterirler. Yeni bir locanın kurulması bü­yük locanın iznine bağlıdır. Yönetici her yıl gizli oyla seçilir. Bütün locaların başkanı üstâd-ı muhteremdir. Masonlukta doğu ışık ve aydınlanmanın kaynağı olarak kabul edildiğinden büyük locaların adı her dilde “büyük doğu” anlamındadır.[büyük maşrık, great orient vb]

Dinî gerekçelerin ve tekris merasimlerindeki uygulamaların dışında masonla­ra yöneltilen yaygın eleştirilerin başında bulundukları ülkelerde yerleşmiş mil­lî, siyasî ve ahlâkî değerlerin ve yapı­lanmaların üstüne çıkarak masonlu­ğun ilkeleri dışında her türlü otoriteye karşı gelmeleri, güç merkezlerini ele ge­çirip yönetimlerde söz sahibi olmaları gi­bi hususlar gelir. Ayrıca eleştirilerde ma­sonların teşkilâtlanma biçimi, kendi anla­yışlarında dogmatizmi reddederek akla ve bilimselliğe değer verdiklerini, formel dinî düşüncelerden uzak olduklarını söyle­melerine rağmen dinler üstü yeni değer­ler sistemi içeren öğretiler benimseme­leri, bu öğretilere dayanan evrensel bir birlik tesisini hedeflemeleri, belli oranda Yahudilik efsaneleriyle bezenmiş sembol­leri ve mistik-ruhanî öğeler taşıyan mera­sim ve uygulamaları, kadınları ve çocuk­ları dışlayan hiyerarşik ve oligarşik bir ya­pılanmaya sahip olmaları gibi hususlara sık sık dikkat çekilmekte, bu çerçevede za­man zaman günümüz Avrupa ülkelerinde de güçlü tepkiler oluşmaktadır. Mason­luğun, bazan fazla abartılmış muazzam sırların ve dünya çapında karşı konulma­sı imkânsız bir güç ve iktidar organizas­yonunun adı olarak takdim edilmesinde muhalifleri kadar bizzat masonların yap­tıkları propagandaların da tesiri olduğu­na inanılmaktadır.


TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski