Masonluk Tarihi, Masonluğun Tarihçesi Hakkında Bilgi

Masonluk. Dünyanın en yaygın ve kısmen gizli loca örgütlenmesi, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Topluluğu’nun öğreti ve uygulamaları.

Mason kelimesi Fransızca “duvar usta­sı” anlamındaki maçondan gelir; mason­lara farmason veya franmason da (franc maçon: serbest duvarcı) denir. Masonlu­ğun son iki yüzyıllık geçmişi genel olarak bilinmekle beraber daha Öncesine ait ta­rihi sırlar, efsaneler ve mitlerle kaplıdır. Son zamanlardaki araştırmalar modern masonluğun temelini; Ortaçağ İngilteresi’nde duvarcı ve katedral inşaatçısı mes­lek birliklerinin [Fr. loge, İng. iodge; loca] gelişmesine dayandırmaktadır. Ancak zamanla katedral inşaatlarının azalması üzerine amelî (operatif) masonların oluşturduğu localar, üye sayılarını en azından koruyabilmek için başka meslek grupla­rından da aynı ilkeleri benimseyen kabul edilmiş  fahrî (spekülatif) üyeler almaya başladılar. Böylece masonlar amelî ve ka­bul edilmiş olmak üzere iki şekilde anıldı. XVII. yüzyılın sonlarında kabul edilmiş masonların sayısı giderek ağırlık kazandı. Bunların çoğunlukta olduğu localar, ken­dilerine tarihî kökler kazandırmak ama­cıyla eski tarikatların ve şövalye topluluk­larının mistik âyin usullerini benimseme­ye başladılar. Kudüs’teki Süleyman Mabe­di masonluk mesleğinin başlangıcı olarak benimsendi, bu mabedin mimarı olduğu kabul edilen Hiram Usta da masonluğun pîri sayıldı.

1717’de Londra’da dört büyük mason locasının birleşmesiyle Londra Büyük Lo­cası kuruldu. Bundan sonra toplumsal ha­yatta giderek etkin bir konum kazanan masonluk İngiliz kraliyet ailesinin ve Ang­likan kilisesinin desteğini alarak hızla ge­lişti, bir taraftan da İngiliz sömürgeciliği­ne paralel olarak dünyanın pek çok bölge­sine yayıldı. Masonluğun günümüzde de geçerli olan temel kanunları 1723’te rahip James Anderson tarafından hazırlandı.

Masonluk, XVIII. yüzyılın başlarında Fransa’ya girişiyle giderek Aydınlanma çağının kavramları çerçevesinde siyaset dışı yapısından uzaklaştı. Bunun sonucu olarak Fransız masonları 1789 Fransız İhtilâli’nde etkili oldular. Masonluğun hürriyet-eşitlik-kardeşlikilkeleri Fransız İhtilâli’nin de mesajı olarak tarihe geçti. Lo­ca yapılanmasındaki biraderlik ve sem­bolizm, yerini hiyerarşik derecelenmeye ve buna uygun ritüellere bıraktı. Aynı dö­nemde masonluk, İskoç ve York geleneği olmak üzere günümüze kadar devam eden iki ana sisteme ve kola ayrıldı. İskoç kolu Fransız. York kolu Anglo-Sakson mo­tiflerini taşımaktaydı. Bu dönemde ma­sonluğa geçen ritüeller arasında, tarihi Haçlı seferlerine dayanan ve Kudüs’ü mu­hafaza için teşkilâtlanan dinî karakterli tapınak şövalyeleri. Malta şövalyeleri gibi efsaneler en belirgin olanlarıdır. Masonlu­ğun sloganlarından biri olan ve Tanrı için kullanılan “evrenin ulu mimarı” ifadesi yine bu dönemde öğretiye yerleşti. Anglo-Sakson masonluğu daha sonra kendi için­de İskoç, İrlanda ve İngiliz localarına ay­rıldı.

XIX ve XX. yüzyıllarda Anglo-Sakson masonluğu İngiltere Krallığı’nın himaye­sinde Amerika, Kanada, Hindistan, Afrika ve Kuzey Avrupa’da: daha seküler ve siya­sî içerikli Fransız kolu ise Avustu rya – Ma­caristan, İspanya, Portekiz, İtalya, Orta­doğu ve Latin Amerika’da yayıldı. XIX. yüzyılın sonlarında bu iki kol Tanrı’ya iman hususunda farklı yaklaşımlar benim­sediği için birbirinden koptu. 1877’de Fransız Büyük Doğu Locası üyelik için Allah’a imanın gerekli olmadığını kabul ederken genel olarak İngilizce konuşulan bölgelerde masonluk rejimler ve kurum­sallaşmış dinlerle iyi ilişkiler halinde gelişti.

Masonluk önceleri sadece hıristiyanlara ait bir yapılanma iken XIX. yüzyıldan iti­baren yahudiler, müslümanlar ve diğer din mensupları da bu örgütlenmeye ka­bul edildi. Bununla birlikte masonluğun hıristiyan-yahudi geleneğinin eklektik bir formu mahiyetinde modern ve müstakil bir din olduğu yönünde yaygın bîr kanaat de vardır. Özellikle Fransız geleneğinin se­küler-rasyonalist içeriği ve kendine has dinî-ahlâkî öğretileri başından beri Ka­tolik kilisesinin muhalefetiyle karşılaştı. 1738’de Papa XII. Clement masonluğu din dışı ilân etti. Bu anlayış 1902’ye kadar diğer papalar tarafından da sürdürüldü. Protestan ve Ortodoks dünyasında bu ka­dar katı bir tavır söz konusu olmamakla birlikte Amerika’daki bazı Lutheryan ve Metodist kiliseler masonluğun Kilise dışı deist bir iman ve ahlâk sistemi içerdiğini, bunun hıristiyan inancıyla bağdaşmadı­ğını açıklamışlardır. Masonluk çarlık Rus­ya’sında yasaklandığı gibi komünizm dö­neminde de burjuva kapitalizminin bir kurumu sayılarak faaliyetlerine izin veril­medi. XX. yüzyılda diğer komünist ülkeler ve bazı totaliter devletlerde de masonluk yasaklandı.

I. Dünya Savaşı sonrasında üye sayısının hızla arttığı, loca sayısının 1919’da 4000’e, 1926’da 5000’e, 1950’de 7000’e, 1981’de 9000’e ulaştığı belirtilmektedir. Günümüzde masonluk, dünya ça­pında 6 milyon civarında mensubu bulu­nan evrensel bir örgütlenme haline gel­miştir. Her ülkedeki masonlar iki ana ge­leneğin birinden icazetli bağımsız büyük localar tarafından idare edilmektedir.


  • TDV İslâm Ansiklopedis
Daha yeni Daha eski