Medârikü’t-tenzîl. Ebü’l-Berekât en-Nesefî’nin (ö. 710/1310) Kur’ân-ı Kerîm tefsiri.
Genellikle Tefsîrü’n-Nesefî veya Medârik diye anılan kitabın giriş kısmında müellif eserini adını zikretmediği bir kişinin isteği üzerine kaleme aldığını ve kısa sürede tamamladığını ifade eder. Yaşadığı dönemde Mâverâünnehir bölgesinde Mu’tezile, Cehmiyye ve Kerrâmiyye gibi Ehl-i sünnet dışı fırkalara ait görüşlerin yaygınlık kazanması müellifin bu kararında etkili olmuş, esas itibariyle Ehl-i sünnet itikadını âyetlerle destekleme amacı göz önünde bulundurulmuştur.
Medârikü’t-tenzîrin ana kaynağı Zemahşerî’nin el-Keşşâf’ıdır. Nesefî, bazı âyetlerin tefsirinde kendi üslûbuna uyarlayarak el-Keşşâftan sayfalarca alıntı yapmış, bu arada Zemahşerî’nin Mu’te-zile’yi destekleyen te’villerini ayıklamış ve yeri geldikçe bunlara eleştiriler yöneltmiştir. Ancak alıntıların fazlalığı, Medârikü’t’tenzîl’n özgün bir tefsirden çok el-Keşşâf’ın i’tizâlî fikirlerden arındırılmış muhtasarı olduğu şeklinde bir kanaatin meydana gelmesine yol açmıştır.
Bir dirayet tefsiri olan Medârikü’t-tenzîl’de hadislere, sahabe ve tabiîn görüşleriyle rivayet malzemesine de geniş ölçüde yer verilmiştir. Eserde görüşlerine sıkça atıfta bulunulan sahâbîlerin başında Abdullah b. Abbas ve Abdullah b. Mes-‘ûd, tabiîlerin başında ise Hasan-ı Basrî, Mücâhid b. Cebr ve Katâde b. Diâme gelmektedir. Nesefî, gerek Hz. Peygamber’e gerekse sahabe ve tabiîne nisbet ettiği rivayetlerle esbâb-ı nüzule dair bilgileri senetsiz olarak aktarmış, bazı âyet ve sûrelerin faziletlerine dair zayıf, hatta mevzu rivayetlere de yer vermiştir. Ayrıca geçmiş toplumlar ve peygamberlerle ilgili âyetlerin tefsirinde yer yer İsrâiliyat nakIetmiştir.
Muhtevası büyük ölçüde dil ve belagatla ilgili izahlardan oluşan eserdeki filolojik tevcih ve te’villerin önemli bir kısmı Zeccâc’a dayandırılmış, bunun yanında Basra dilcilerinden Halîl b. Ahmed ve Sîbeveyhi’nin açıklamalarına da sıkça atıfta bulunulmuştur. Nesefî, âyetlerin tefsir ve tevcihinde hemen hemen bütün kıraatlere işaret etmeye çalışmış, bunu yaparken kırâat-i aşereyi esas almış, zaman zaman sahabeye nisbet edilen mushaflar-daki farklı kıraatlere de yer vermiştir.
Bazı âlimlerce mezhepte müctehid olarak kabul edilen Nesefî ahkâm âyetlerini Hanefî mezhebinin görüşlerine uygun biçimde yorumlamıştır. Ancak bu âyetlerin tefsirinde ictihadda bulunmamış, çok defa Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf, İmam Muhammed ve Züfer’in görüşlerini nakletmekle yetinmiştir. Bazan da mezhep imamlarının isimlerini vermeden “bize göre, bizce” gibi tabirlerle yetinmiş, yer yer Şafiî ve Mâlikî mezheplerinin görüşlerini zikrettiği de olmuştur.
Medârikü’t-tenzîl’de kelâm konularıyla ilgili âyetlerin tefsirinde Mâtürîdî mezhebinin görüşleri tercih edilmekle birlikte Eş’arî mezhebine hiçbir eleştiride bulunulmamış, bu iki mezhep arasındaki görüş ayrılıklarına değinilmemiştir. Müellifin bir tarikata mensubiyetinden söz edilmese de eserinde Hasan-ı Basrî, Mâlik b. Dînâr, İbrahim b. Edhem, Fudayl b. İyâz, Zünnûn el-Mısrî. Cüneyd-i Bağdadî ve Sehl et-Tüsterî gibi erken dönem mutasavvıflarına ait hikmetli sözler nakledilmiştir.
Süleymaniye Kütüphanesi başta olmak üzere Türkiye’de ve Türkiye dışındaki kütüphanelerde çok sayıda yazma nüshası bulunan eserin 1862 yılından başlamak üzere İstanbul, Mısır, Beyrut, Delhi ve Bombay’da müstakil veya Hâzin’in Lübâbü’f-feViTinin kenarında baskılan yapılmıştır. Eser ayrıca İbrahim Muhammed Ramazan’ın kontrolünde Üç cilt (Beyrut 1408/1989) ve Şeyh Mervân Muhammed eş-Şa”âr’ın tahkikiyle dört cilt (Beyrut 1416/1996) olarak neşredilmiştir.
Özlü bir tefsir olmasının yanı sıra bilhassa itikadda Mâtürîdî, fıkıhta Hanefî mezhebine ait görüşlerin Kur’an’daki dayanaklarını anlaşılabilir bir üslûpla ortaya koyması bakımından oldukça önemli olan Medârikü’t-tenzîl Ehl-i sünnet muhitinde daha çok Hanefîler arasında şöhret bulmuş, üzerine haşiyeler yazılmış ve ihtisar çalışmaları yapılmıştır. Abdülahad b. İshak el-Kandehârî’nin et-Tefsîrü’l-müzîl li-muğlakati Medâriki’t-tenzîl’i (Lahor 1904) ve Muhammed Abdülhak el-Hindî’nin el-îklîl hlâ Medâriki’t-ten tefsirin haşiyeleridir. Ebû Muhammed Zeynüddin Ab-durrahman b. Ebû Bekir el-Aynî, Burhâ-neddin en-Nesefî, Ahmed b. Aybek el-İmâdî ve Ebû Abdullah Sıddîk b. Ömer el-Herevî Medârikü’t-tenzî! üzerine ihtisar çalışması yapmışlardır. Bedrettin Çetiner, Ebü’l-Berekût en-Nesefî ve Medârik Tefsin adıyla bir doktora tezi hazırlamış Hasan Selbes Medârikü’t-Tenzîl ve Haküiku’t-Te’vil’in İsrâiliyyat Açısından Tahlili ve Halis Ören Keşşaf ve Nesefî Tefsirlerinde Hz. Musa ile İlgili İsrâiliyyat adlarıyla yüksek lisans çalışması yapmışlardır.
TDV İslâm Ansiklopedisi