Günümüzde daha çok eğlence amacıyla oynanan tavlanın dinî hükmü konusunda ilk dönemlerden itibaren İslâm âlimleri değişik görüşler belirtmiş, bazı hadislerde geçen “nerd”, “nerdeşîr” ve “kiâb” kelimelerini genelde tavla olarak anlayıp açıklamışlardır. Konuyla ilgili olarak Hz. Peygamber’den nakledilen belli başlı hadisler şunlardır: “Nerdeşîr ile oynayan, elini domuz etine ve kanına batırmış gibidir”, Nerd ile oynayan kişi Allah’a ve Resulü’ne isyan etmiştir”, “Zar (kiâb) ile oynayan kişi Allah’a ve Resulü’ne isyan etmiştir”, “Nerd İle oynayıp sonra namaz kılmaya kalkan kişi, irin ve domuz kanı ile abdest almış ve namaz kılmış gibidir. Özellikle son iki hadis, sened bakımından zayıflığı ileri sürülse de ilk dönem âlimlerinin konuya bakışını yansıtması açısından dikkat çekicidir.
Satrancın haramlığına dair bazı zayıf hadisler bulunmakla birlikte bu oyunun daha ziyade, muhtemelen İran’ın fethinden sonra sahabe döneminde ortaya çıktığı, başta Hz. Ali ve Abdullah b. Ömer olmak üzere bazı sahâbîler onu bir tür kumar (meysir) olarak nitelendirirken Hz. Âişe, İbn Abbas, Ebû Mûsâ el-Eş’arî gibi sahâbîlerin mekruh, sahabe ve tabiîn âlimlerinden bir kısmının mubah saydıkları ve bazılarının ise nerdden daha kötü gördüğü nakledilir.
Özetle ifade etmek gerekirse klasik dönem İslâm âlimlerinin çoğunluğu, yukarıda başlıcaları anılan hadislerin lafzî delâletinden ve sahâbî uygulamasından hareketle nerdin haram olduğunu ifade etmişler, satranç konusuna ise daha müsamahalı yaklaşmışlardır. Ebû İshak el-Mervezî gibi bazı âlimler nerdin haram değil mekruh olduğu görüşündedir. Zar ile oynamak da sahabe çoğunluğu tarafından mekruh görülmüştür. İbn Mugaffel ve Saîd b. Müseyyeb, kumara vesile yapılmamak kaydıyla nerdi ve zarla oynamayı caiz görmüşlerdir.
Genelde Hanefî âlimleri nerd ile satrancı aynı hükme tâbi tutmuşlar, bunların kumar veya en azından faydasız oyun olduklarını öne sürerek nerd ve satranç oynamanın mekruh, bir kısmı ise haram olduğunu söylemiştir. Hanefî fakihi Kâsânî bu konuda sert bir tutum sergileyenler arasında yer alır. Ona göre eğer nerd ve satranç kumar ise, “Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar) ve şans okları birer şeytan işi pisliktir [Mâide 5/90] âyetinden ve, “Sizi Allah’ı anmaktan alıkoyan her şey meysirdir” hadisinden hareketle haram olmalıdır. Eğer nerd ve satranç kumar değil de oyun ise bu takdirde, “Kişinin eşiyle, ok ve yayiyla ve atıyla oynaması hariç her oyun haramdır” hadisinden hareketle yine haram olmalıdır. Ancak Hanefî kaynaklarının çoğunda ifade edildiği şekilde tavla ve satrancın kumara vesile kılınmamak şartıyla haram olmadığı, fakat zamanı boşa geçirme gibi noktalardan hareketle mekruh kabul edildiği söylenebilir.
İmam Mâlik, “Haktan sonra geriye sapıklıktan başka ne kalır?” [Yûnus 10/32] âyetinden hareketle satranç ve nerdin haram, bunlarla oynamanın bir sapıklık olduğu görüşündedir. Ahmed b. Hanbel’in görüşü de böyledir. Ancak birçok Mâlikî âlimi âyetin baş tarafında, “İşte sizin rabbinizolan Allah haktır” denildiğini, dolayısıyla burada davranışların değil iman ve küfrün söz konusu edildiğini ileri sürerek Mâlik’in bu gerekçelendirmesine katılmaz. Mâlikî fakihi Ebû Bekir İbnü’l-Arabî, buna ilâve olarak satrancı mubah görmenin sapıklık sayılmayacağını, bir şeyi mubahın dışına çıkarabilmek için delilin gerektiğini belirtip nerdeşir hakkında vâki yasağın Allah’ı zikretmekten alıkoyduğu takdirde satrancı da kapsayacağını ifade eder. Mâlik’in satrancı mekruh gördüğü veya onu nerdden daha kötü ve daha oyalayıcı kabul ettiği rivayetleri de vardır.
Şâfıî nerdi kural olarak haram görürken kavramayı keskinleştirmesi, muhakemeyi güçlendirmesi, savaş taktiklerine ve hilelerine alıştırması bakımından eğitici olduğunu ve bu yönüyle atıcılık ve biniciliğe benzediğini ileri sürerek satrancı nerdden daha sakıncasız görmüş ve oynamaya ruhsat vermiştir. Ancak konunun toplumsal değer yönüne dikkat çeken Şafiî oyun oynamanın ağır başlı ve dindar kimselere yakışmadığını, bu sebeple esasında bütün oyunların mekruh olduğunu da belirtir. Şâfıî, bu oyunlardan herhangi biriyle onu helâl görerek oynayan kişinin şahitliğinin reddedilmeyeceğini, fakat oyun sebebiyle namazlardan gafil olunması, bu gafletin namazları kaçıracak derecede artması durumunda, tıpkı unutma veya baygınlık gibi bir durum olmadığı halde boş oturup namaza devam etmeyen kişinin şahitliğinin reddedilmesi gibi namaz vakitlerini hafife aldığı gerekçesiyle bu kişinin şahitliğinin de reddedileceğini ileri sürmüştür. Şafiî fakihi Nevevî satrancın tenzîhen mekruh olduğu görüşündedir. Şîa ve özellikle İmâ-miyye, tavla ve satranç konusunda Sünnî fıkıh ekollerine göre daha katıdır ve bunları kumar aleti olarak gördüğünden kumar dışı amaçla oynanmasına da cevaz vermez.
Bu konudaki bilgilere topluca bakıldığında satrancı yasaklayan açık bir nassın bulunmadığı, nerd ve satrancın dinî hükmü ve yasaklık ölçüsünün ne olduğunun fakihler arasında tartışmalı olduğu, ayrıca nerdin mahiyetinde ve nerdeşîr adlandırmasının anlam ve kaynağı konusunda farklı açıklamaların bulunduğu görülür. Bir açıklamaya göre nerdeşîr. kendisiyle oynanan taşları bulunan kısa tahtadır. Bazı âlimler nerdin, insanı çalışıp kazanmayı bırakacak şekilde yıldızlardan medet umma noktasına getirdiği ve oyunun konuluş esprisinin davranışları yönlendirme olduğu gerekçesiyle haram kılındığını ileri sürmüşlerdir. Fakat nerd için getirilen açıklamaların hiçbiri günümüzde tavla olarak adlandırılan oyunu içerecek nitelikte ve açıklıkta değildir. Şevkânî’nin nerd ve nerdeşîrin anlamıyla ilgili olarak naklettiği açıklamalar göz önünde tutulduğunda nerd ve nerdeşîrin günümüzde tavla adıyla bilinen oyundan biraz daha değişik bir oyun olduğu sonucu da çıkabilmektedir. Bundan dolayı hadislerde geçen nerd ve nerdeşîr kelimelerinin günümüzdeki tavla oyununu kesin olarak anlattığını söylemek pek doğru olmaz. Sonuç olarak İslâm’da kumarın yasaklandığı, maddî kazanç ve kaybın şansa ve bilinmez bir sonuca bağlandığı her türlü bahis tutuşma ve talih oyununun kumar mahiyetinde olduğu, bu öğenin bulunmadığı oyunların ise doğrudan değil kumara vesile olma ve alıştırma yönüyle sakınca taşıdığı görülür. Böyle olunca satranç, tavla, iskambil gibi oyunlar ancak kumara alet edilmesi. Allah’a, aileye ve topluma karşı görevleri aksatmaya yol açması gibi bir sonuca götürmesi halinde o sonuca paralel bir dinî hüküm alır. Böyle bir ihtimal bulunmadığında ise bunların diğer oyun türlerinden farklılık arzetmediği söylenebilir.
- Tavla (Nerd) Oynamak Haram mıdır, Neden, Hadisleri, Hakkında Bilgi
TDV İslâm Ansiklopedisi