Ma Dexing (1794-1874) Çinli müslüman âlim.
Batı Yunnan bölgesinde bulunan Tal-he’de (günümüzdeki Xiaguan) doğdu. Ticaretle uğraşan bir ailenin çocuğudur. Daha ziyade Ma Fuchu olarak bilinmekle birlikte Yunnanese müslümanları arasında en yüksek dinî rütbeye sahip olduğu için Ma Lao Baba ve Yûsuf isimleriyle de anılır. Buhârî soyundan Seyyid Ecel Şemseddin’in torunu olduğu, din âlimleri yetiştirmiş olan ailesi tarafından İslâmî geleneklere göre eğitildiği söylenir. Bununla birlikte Batı kaynakları onun mahallî Çin okulunda okuduğunu ve bu sırada Çin klasiklerine vâkıf olduğunu ileri sürer. İslâm dini ve Arapça eğitimine medresede devam ederek “ahung” olan Ma Dexing eğitimini, Shanxi’de Hu Denzhou’nun dördüncü nesil talebesi Zhou Baba’nın yanında sürdürdü, daha sonra öğretmenlik mesleğine başladığı ve çok sayıda medrese açtığı yer olan Yunnan’a döndü.
Ma Dexing, politik ihtirasları olmamasına rağmen 1857’de Doğu Yunnanese müslümanlarının lideri olarak ilân edildi ve bu yüzden 1855-1873 Yunnanese isyanıyla ilişkilendirildi. Ancak İslâm ile Konfüçyanizm’in kan dökmeye karşı olmasından dolayı Ma Dexing silâhlı mücadele verenleri fikirlerinden vazgeçirdi. müslü-manların meşru yollardan hak arayışında bulunmaları gerektiğini savundu. Olaylar esnasında Yunnan’ın Manchu hükümetiyle barışçı bir çözüm arayışında bulunmasına rağmen onlarla mücadele eden müslüman direnişçilere manevî desteğini de sürdürdü.
Bir müddet sonra liderliği bırakan Ma Dexing kendini dinî hizmetlere adadı; Manchu tarafından Yunnan şeyhülislâmı rütbesiyle ödüllendirildi. Bu teveccühü Manchu’dan bir barış işareti olarak değerlendiren Ma Dexing, Batı Yunnan’da Du Wenhiu başta olmak üzere müslüman direnişçi liderleri ikna etmeye ve Manchu’nun önerdiği ateşkes teklifini kabul ettirmeye çalıştı. Ancak bu öneriyi benimsemeyen Du Wenhiu yenilerek idam edildi. Direnişçilerin Manchu tarafından bastırılması ve müslümanların toplu halde öldürülmesinden sonra Ma Dexing, Yunnan valisinin uyguladığı zulüm ve baskılara rağmen ülkesini terketmedi. 1874 yılında direnişle doğrudan ilişkisi bulunmakla suçlandı, nihayet camide Kur’an okurken şehid edildi.
Ma Dexing Çin İslâm tarihinde ileri görüşlü, uzlaşmacı ve İslâm’ı savunan bir kişi olarak tanınmıştır. İslâm ile Konfüçyanizm’i uzlaştırma hususunda kendisinden öncekileri takip etmiş ve dünya görüşü evrensel kardeşlik ve yardımlaşma ilkeleri üzerine kurulmuştur. Ona göre İslâm’ın Allah’ı Konfüçyanizm’in Tlan’ıdır, çünkü her ikisinin de birliğine ve âlemin tek yaratıcısı olduğuna inanılmaktadır. Ma Dexing, ayrıca İslâmî kozmoloji anlayışını yorumlamak için Song-Ming okulunun metafizik ilkelerinden yararlanmıştır. Ona göre Konfüçyüs ve talebelerinin öğretileri İslâm ile uyuşmaktadır.
Çalışmaları İslâm ile Konfüçyanizm arasında bir uzlaşma vasıtası olarak kabul edilen Ma Dexing’in talebeleri onun çalışmalarının müslüman ve Han topluluklarına barış getirdiğine inanmış, Han Çin âlimleri de Ma Dexing’in ilkelerinin aralarındaki çatışmayı yavaşlatabileceğine kanaat getirmişlerdir. Bu âlimler, onun çalışmalarının tıpkı Konfüçyüs ve Mencius’un ahlâk klasikleri gibi hizmet gördüğünü ifade etmişlerdir. İslâmî inançları savunma esasına dayanan bu uzlaştırma metodu sayesinde Ma Dexing, Çin’e has unsurlar taşıyan bir İslâm anlayışı ortaya koymuştur.
Üretken bir âlim olan Ma Dexing. Arapça ders notlarından Kur’an tefsirine kadar çok çeşitli alanlarda eser kaleme almıştır. Otuzu aşan eserlerinin çoğu müslümanlara dinî inançları ve dinî terimleri öğretmek amacıyla yazılmıştır. Bunların içinde en tanınmışı 1841’de çıktığı hac yolculuğunu anlatan Arapça seyahatnâmesidir. Öğrencisi Ma Anli’nin Choojin adıyla Çince’ye çevirdiği eser (Yinchuan 1988) Batılı Çin uzmanları tarafından onun en iyi çalışmalarından biri olarak kabul edilir. Eser, Çinli bir müslümanın kaleme aldığı ilk hac seyahatnamesi olması yanında Ma Dexing’in hayatının en önemli bir safhasını da aydınlatmaktadır. Ma Dexing’in Sidian Yaohui (dört kanunun özeti) adlı eseri (Xining 1988) onun dinî ve ilmî seviyesini göstermesi açısından önemlidir. Müellifin İslâm inançlarını oldukça başarılı bir yöntem ve üslûpla ortaya koyduğu kitap dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm imanın şartları, ikinci bölüm namazın önemi, üçüncü bölüm hayat ve ölüm hakkındadır. Üçüncü bölümde dünya hayatıyla öteki âlemi anlatan müellif, bu konuda sadece Sünnî anlayışı vererek sapık inanışları reddetmekle kalmamış, ayrıca mevcut Çin kültüründen etkilenen Çinli müslümanların inançlarındaki müphem noktalan da aydınlatmaya çalışmıştır. Eserin dördüncü bölümünde iyi ve kötünün ne olduğu anlatılmaktadır. Burada İslâm’daki çeşitli mezheplerin ve tarikatların doktrinleriyle bunların kaynaklarını açıklayan müellifin bu kitapta ortaya koyduğu İslâm ve Konfüçyanizm hakkındaki tesbitleri, onun kendisinden öncekilerin hiçbir zaman ulaşamadığı dinî ve felsefî derinliğini gözler önüne sermektedir. Eser Çinli müslüman tarihçiler tarafından da takdir edilmiş, İslâmî Çin edebiyatının en kapsamlı ve sistematik ürünü olarak değerlendirilmiştir.
TDV İslâm Ansiklopedisi