Beni Mustalik / Mustalikoğulları. Kahtânîler’e mensup bir Arap kabilesi.
Mustalikoğulları Huzâa’nın bir koludur ve şeceresi Mustalik (Cezîme) b. Sa’d b. Amr b. Lühay (Rebîa) b. Harise (Huzâa) şeklinde olup Kalkaşendi’nin Mustalik”in asıl ismi Cezîme’yi Huzeyme şeklinde yazması doğru değildir. Kaynaklarda “Mustalik” lakabının Cezîme’ye sesinin güzelliği ve tizliği dolayısıyla verildiği belirtilir ve onun Huzâa kabilesi arasında şarkı söyleyen ilk kişi olduğu nakledilir.
Mustalikoğulları, Huzâa’nın başlangıçta Mekke civarında birlikte yaşadığı Cürhüm’e karşı Amr b. Lühay önderliğinde açtığı savaşı kazanarak Mekke ve Kabe’nin idaresini ele geçirmesinden sonra Kureyş reisi Kusay b. Kilâb’a yenik düşüp şehri terket-mesi sırasında diğer bazı kollarla birlikte kuzeye doğru gittiler ve Mekke-Medine yolu üzerindeki Kudeyd bölgesine yerleştiler. Medine’ye yaklaşık 96 mil mesafede bulunan Fur” bölgesi onlara aitti; ayrıca Mekke ile Medine arasında önemli bir liman şehri olan Râbiğ civarında ve Usfân ile Râhatüferva’da oturuyorlardı. Musta-lik’e ait en önemli su kaynakları Şühde ile Müreysî idi. Ticarî faaliyetlerini daha çok Ukâz panayırında gerçekleştiren kabile Hü-bel’e ve onun yanı sıra İsaf ve Naile adlı putlara tapıyordu.
Câhilİye döneminde yapılan bir savaşta Mustalikoğulları Hüzeyl kabilesini mağlûp etmiş ve reislerini öldürmüştü. Buna karşılık Müdlicoğulları ile müttefikti ve Huzâa’nın diğer bir kolu olan Haya ile birlikte Ehâbîş arasında yer alıyordu. Bu ittifak çerçevesinde, Abdülmuttalib’in Mekke idaresi sırasında şehre hücum eden Benî Bekir b. Abdümenât’a karşı Zâtünekîfteki savunma savaşına katılmış ve kazanılmasında önemli rol oynamıştı. Aynı şekilde hicretten sonra müslümanlarla müşrikler arasında çatışma çıktığı zaman Huzâa’-nın birçok kolu, önceden Hâşimoğulları ile yaptığı bir dostluk anlaşması sebebiyle Hz. Peygamber’e yakın davranırken Mustalik yine Kureyş’in tarafını tutmuştu.
Kureyş, bütün müttefiklerini harekete geçirerek Hendek Gazvesi için hazırlıklara giriştiğinde Benî Mustalik reisi Haris b. Ebû Dırâr, Müreysî” suyu başında karargâh kurup müslümanlara karşı çevredeki kabileleri de kışkırtarak asker toplamaya başladı. Bu faaliyeti haber alan Hz. Peygamber, 2 Şaban 5 (27 Aralık 626) tarihinde otuzu süvari olmak üzere 700 kişilik bir orduyla Müreysî’ Gazvesi’ne çıktı. Onun büyük bir kuvvetle yaklaştığını öğrenen bazı kabileler düşman saflarından ayrılıp gittiler. İslâm ordusu Müreysr* suyuna vardığında müşriklerin müslüman olmayı reddetmesi üzerine savaş başladı ve müslü-manların zaferiyle sonuçlandı. On müşrik öldürüldü, geri kalanlar (600 veya 700) kişi esir alındı ve arasında 2000 deve ile 5000 koyunun da bulunduğu bol miktarda ganimet ele geçirildi. Bu sefer esnasında müslümanların düşman sanılarak yanlışlıkla öldürülen Hişâm b. Subâbe el-Kelbi’den başka kayıpları olmadı. Hz. Peygamber zaferden sonra Ebû Nemi et-Tâî’yi müjde vermesi için Medine’ye gönderdi ve kendisi de 1 Ramazan 8 (24 Ocak 627) tarihinde Medine’ye döndü. Mustalik Gazvesi’nin Hendek Gazvesi’nden sonra vuku bulmuş olabileceği de ileri sürülmektedir.
Resûl-i Ekrem esirler arasında bulunan kabile reisi Hâris’in kızı Cüveyriye ile evlendi. Bu evlilik dolayısıyla ashabın esirleri karşılıksız serbest bırakması sonucunda başta Haris b. Ebû Dırâr olmak üzere kabilenin hemen tamamı İslâm’a girdi. Bu savaşa Abdullah b. Übey b. Selûl gibi çok sayıda münafık da katılmış, müslümanlar arasına fitne sokmak için bazı küçük anlaşmazlıkları tahrik etmiş, bu arada seferden dönerken Hz. Âişe’ye de iftirada bulunmuşlardı Mustalİ-koğulları, İslâm’a girmelerinin ardından bölgede birçok mescid inşa ettiler ve zekâtlarını muntazaman ödediler. Hz. Peygamber, 8 (629) veya 9 (630) yılında zekât tahsili için Velîd b. Ukbe b. Ebû Muayt’ı Benî Mustalik’e göndermişti. Velîd kabileye yaklaştığı sırada silâhlı bir grubun üzerine doğru geldiğini görünce telâşa kapılarak hemen Medine’ye dönüp Resûl-i Ekrem’e Mustalikoğulları’nın zekât vermeyi reddettiklerini ve kendisini öldürmek istediklerini söyledi. Hz. Peygamber durumu incelemek için Hâlid b. Velîd kumandasında askerî bir birlik görevlendirdi. Hâlid bölgeye yaklaştığında kabile arasına casuslar yolladı. Bunlar, namaz vakitlerinde kabile mensuplarının ezan okuyup namaz kıldıklarını söyleyince Hâlid, Velîd b. Ukbe’-nin verdiği haberin asılsız olduğunu anladı. Diğer bir rivayete göre ise Mustalikoğulları, Resûl-i Ekrem’in kendilerine karşı askerî bir birlik hazırladığını öğrendiklerinde Medine’ye Haris b. Ebû Dırâr başkanlığında bir heyet göndermişler. Heyet Resûlullah’a durumu açıklarken, “Ey iman edenler! Eğer fâsıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden insanları incitir de sonra yaptığınıza pişman olursunuz” mealindeki âyet [Hucıırât 49/6] nazil olmuştur. Kaynaklarda daha sonraki dönemleri hakkında herhangi bir bilgi verilmeyen Mustalik’i mensubu olduğu Huzâa ile birlikte mütalaa etmek gerekir.
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi