el-Merasil. Ebû Dâvûd es-Sicistânî’nin (ö. 275/889) mürsel hadisleri ihtiva eden eseri.
J223 râvi (mürsil) tarafından rivayet edilen 544 mürsel hadisi içermektedir. Eserin müstakil bir kitap mı, es-Sünen’m son bölümü veya tekmilesi mi olduğu hususu tartışılmış ve es-Sünen’in tekmilesi olduğu, sonraki dönemlerde ayrıca istinsah edildiğinden müstakil bir eser zannedildiği İhtimali ağırlık kazanmıştır. Nitekim Ebû Davud’un es-Sünen’i tanıtmak için Mekkeliler’e yazdığı mektupta kitabını on sekiz cüze ayırdığını, bu cüzlerden birinde mürsel hadisleri konularına göre tertip ettiğini belirtmesi yine bu mektubunda es-Simen’İn 4800 kadar hadis ihtiva ettiğini, bunlardan 600 kadarının mürsel olduğunu söylemesi ve el-Merâsîl’deVÂ hadis sayısının bu rakama yakın olması, eserin bazı yazma nüshalarının es-Sünen’ln sonunda yer alması el-Merâsîl’i neşreden Abdülazîz İzzeddin es-Seyrevân’in neşrine esas aldığı Ezher Kütüphanesindeki üç nüshadan birinin son varağında “Hazâ âhirü’l-merâsîl min Kitâbi’s-Sünen” kaydının bulunduğunu söylemesi eserin es-Sünen’in tekmilesi olduğunu göstermektedir.
Ebû Davud’un böyle bir kitabı niçin derlediği veya es-Süneriine böyle bir bölümü niçin eklediği sorusu, onun mürsel hadislerin delil olarak kullanılıp kullanılmayacağı hususundaki görüşüyle bağlantılıdır. Mekkeliler’e yazdığı mektupta Süfyân es-Sevrî, Evzâî, Mâlik b. Enes gibi âlimlerin mürsel hadisle ihticac ettiklerini, mürsel hadisleri delil olarak kullanma konusunu ilk tartışmaya açan kişinin İmam Şafiî olduğunu belirttikten sonra, mürsel rivayetin kuvvet bakımından müsned gibi olmamakla beraber mürsel hadislere zıt düşen müsned rivayetler olmadığı veya herhangi bir konuda mürsel hadis dışında bir rivayet bulunmadığı takdirde mürsel hadisle amel edileceğini ifade etmektedi. Ebû Davud’u mürsel hadisleri bir araya toplamaya sevkeden âmilin onun bu görüşleri olduğu anlaşılmakta, müellifin bütün mürselleri değil ayıklamaya tâbi tuttuğu mürselleri eserine aldığı daha kuvvetli bir ihtimal olarak kabul edilmektedir. Bu mürsellerden hangilerinin müsned tarikleri bulunduğunu tesbit etmek amacıyla naşirlerin yaptığı tahricler yeterli değildir. Konunun aydınlanması için daha geniş çaplı araştırmalar yapmaya ihtiyaç vardır.
el-Merasil’ı hadislerin isnadlarını hazfederek yayımlayan Ali el-Mağribî et-Trablusî, Abdülazîz İzzeddin es-Seyrevân ve Abdülmu’tî Emîn Kal’acî’den sonra eserin en güzel neşrini Şuayb el-Arnaût yapmıştır. Naşir, neşrine esas aldığı Köprülü Kütüphanesindeki yazmanın son yaprağında bulunan bir kayıttan hareketle bu nüshanın İbn Hacer el-Askalânî’nin elyazması olduğunu ileri sürmektedir. el-Merâsil’in Kütahya Vahîd Paşa İl Halk Kütüphanesi’ndeki nüshasının eseri yayımlayanlar tarafından görülmediği anlaşılmaktadır. Tuhfe-tü’l-eşrûî bi-ma’rifeti’l-etrâf adlı eserinin son kısmını mürsel hadislere ayıran Yûsuf b. Abdurrahman el-Miz-zî, Kütüb-i Sifte’deki mürselleri râvilerine göre alfabetik olarak bir araya getirmiş, Ebû Davud’un ei-Merasil’indeki rivayetleri de on kadarı hariç aynen iktibas etmiştir. Mizzî bu eserinde, Ebû Dâvûd”un el-Merâsîl İndeki 544 rivayet dışında aynı türden 712 rivayete daha yer vermek suretiyle en fazla mürsel rivayeti toplayan kişi olmuştur.
TDV İslâm Ansiklopedisi