el-Muhassal - Razi Muhteva, Özellikleri, Hakkında Bilgi

el-Muhassal. Fahreddin er-Râzî’nin (ö. 606/1210) kelâma dair eseri.

Müellif kitabının mukaddimesinde ve hakimlerden oluşan bir grubun sinden kelâm ilminin temel ilkeleri ren muhtasar bir eser yazmasını ta tiklerini belirtmektedir. Bazı yazm halarında bina el-Muhaşşaİ adını verdiği kamektedir. Eser üzerine şerh yazanlardan Nasîrüddîn-i Tûsî de Râzi’nin çalımasını el-Muhaşşal olarak zikretmektedir. Bir kısım nüsha­ların mukaddimesinde ise kitabın adı ei-Envarü’l-Kıvâmiyye tî esrâri’l-kelâmiyye şeklinde yazılmıştır. Bu nüshalarda eserin Kıvâmüddin İzzülmelik diye nitelen­dirilen bir kişiye ithaf edildiğinin belirtil­mesinden hareketle ikinci ismin daha doğ­ru olduğunu söylemek mümkündür. Kitabın adı Kâtib Çelebi ta­rafından Muhaşşalü efkâri’l-müteketd-dİmîn ve’l-müteahhirin mine’I-hükemâi ve’i-mütekeUimîn şeklinde kayde­dilmiş matbu nüshalarda ise baştaki dört kelimeden sonra mine’l-‘ulemü’ ve’l-hükemâ’ ve’l-mütekeîlimîn biçiminde yazılmıştır.

Eser dört bölümden (rükün) oluşmak­tadır. “Kelâm İlminin rükünleri” başlığını taşıyan ve epistemolojiye ayrılan birinci bölüm üç mukaddimeden meydana gel­mektedir. Birinci mukaddimede tasavvur ve tasdik kategorisindeki idrak ele alın­mış, duyu yoluyla edinilen bilgilerle apa­çık bilgilere (hissiyyât, bedîhiyyât) yöne­lik kabul, red ve eleştiri konumundaki gö­rüşlere yer verilmiştir, ikinci mukaddime istidlal, üçüncü mukaddime delil bahsini içermektedir. Varlık konusuna tahsis edi­len ikinci bölümde bilinenler mevcûd ve ma’dûm gruplarına ayrıldıktan sonra ma’dûm hakkında Sünnî kelâmcılarla felâsife ve Mu’tezile’nin görüşleri işlenmiş, ardından mevcûd vacip ve mümkin kısım­larına bölünerek her birinin özelliklerine temas edilmiştir. Daha sonra filozofların mümkin anlayışı belirtilmiş, kelâmcıların yaratılmış telakkisi ele alınarak cevher, araz ve cisim üzerinde durulmuş, bu arada ilim, akıl, kudret, irade gibi özelliği bu­lunan arazlara değinilmiş, ardından cisim­lerin, dolayısıyla âlemin hudûsuna geçil­miş, bu konuda felâsife ve Mu’tezile gibi farklı görüş sahipleriyle olan tartışmalara yer verilmiştir. Eserin üçüncü bölümü ilâ-hiyyâta tahsis edilmiş olup zât, Allah’ın sı­fatlan, fiilleri ve isimleri olmak üzere dört kısma ayrılmıştır. Birinci kısımda Allah’ın varlığı hudûs ve imkân delilleriyle ispat edilmeye çalışılmış, ikincisinde ilâhî sıfat­lar selbî ve sübûtî grupları halinde zikre­dilmiş, üçüncü kısımda fiilî sıfatlar anla­tılmış, hüsün ve kubuh ile vücûb alellah meseleleri işlenmiştir. Dördüncü kısım birkaç satırdan ibaret olup burada bir şe­yin ismiyle mahiyeti arasındaki münase­bete değinilerek zât-ı ilâhiyyeye teorik ola­rak nihayetsiz isimlerin nisbet edilebilece­ği belirtilmiştir. Sem’iyyât konularına ay­rılan dördüncü bölüm dört kısım halinde düzenlenmiştir. Birinci kısımda nübüvvet bahsi mucize ve ismet sıfatı çerçevesinde ele alınmış, ikincisinde haşr-i cismânî ve ayrıca büyük günah işleyenlerin uhrevî so­rumluluğu tartışılmış, üçüncü kısımda “esma ve ahkâm” başlığı altında imanın tarifi ve unsurları gibi bazı meselelere de­ğinilmiştir. Dördüncü kısımda daha çok Şîa gruplarının telakkilerine yer verilerek imamet meselesine bakış yapılmıştır. Ki­tap, Keysâniyye ile Zeydiyye’nin tâli fırka­ları ve İmâmiyye’nin imametle ilgili bazı görüşlerinin değerlendirilmesiyle sona er­mektedir.

el-Muhaşşal’ı müellifin eî-Metâlibü’l-‘-âliye adlı eserinin muhtasar şekli kabul etmek mümkündür. Râzî bu çalışmasın­da daha çok filozoflarla, ayrıca Mu’tezile ve Kerrâmiyye gibi mezheplerle olan ih­tilaflı konulara yer vermiştir. Diğer telifle­rinde olduğu gibi bu kitabında da ayrıntılı bir iç sistem kullanmış, meselelerin ge­nel konumunu zihinde zaptedip işlenişin seyrini takip etmeyi güçleştirmiştir. Ebû Mansûr el-Mâtürîdî’yi ve mensuplarını bil­diği, tefsirinde onun Te’vîlâtü’î-Kur’ân’ına atıflar yaptığı halde muhaliflere karşı Sünnî kelâmın müşterek anlayışının zik­redilmesi sırasında sadece Eş’arîler’i kas­tederek “bizim ashabımız, bizden başka bütün fırkalar” ifadelerine yer vermiş bu davranışı yüzünden Nasîrüd­dîn-i Tûsî’nin eleştirilerine mâruz kalmış­tır. el-Muhaşşal felsefî konuları kelâma dercetme ve iç plan açısından Seyfeddin el-Âmidî, Beyzâvî, Adudüddin el-îcî ve Teftâzânî gi­bi âlimleri etkilemiştir.

Eserin çeşitli kütüphanelerde birçok nüshası bulunmaktadır. Bunlar arasında Süleymaniye, Topkapi Sarayı Müzesi, Konya Yûsuf Ağa kütüphaneleriyle Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’deki nüshalarını zikretmek müm­kündür. Eser tesbit edilebildiği kadarıyla iki defa Nasîrüddîn-i Tûsi’nin şerhiyle birlikte basılmıştır. Arthur Stanley Tritton, ilk baskı ile British Museum’da bulunan nüsha arasındaki farkları içeren bir liste yayımlamıştır. Kitabın her iki baskısı da başarılı değildir. Hüseyin Atay eseri önce Kelâma Giriş adıyla Türkçe’ye çevirmiş   daha sonra neşrini gerçekleştir­miştir.

Müellifinin meşhur olması yanında fel­sefî konuların kelâma dercedilmesi. ayrı­ca şerh ve haşiye türü eserlere ilgi göste­rilmesinin başlangıç dönemine rastlama­sı gibi sebeplerle el-Mufyaşşal âlimlerin İlgisini çekmiş ve üzerinde çalışmalar ya­pılmıştır. Kitabın ilk sârini Râzî’nin tale­belerinden İbrahim b. Ali es-Sülemî olup şerhi el-MuhaşşaTın üçüncü bölümünün başlarına kadar olan kısmını içermekte­dir. İbn Ebü’l-Hadîd’in ta’likatı sondan biraz eksiktir. İsâmüddin el-İsferâyî-nî eser için bir şerh, Tâceddin İbnü’t-Türk-mânî bir ta’lik kaleme almıştır. Nasîrüd­dîn-i Tûsî’nin Teîhîşü-Muhaşşoî’ı Nakdü’l-Muhaşşal diye de anılmaktadır. Bu adlandırmadan da anlaşılacağı üzere eser daha çok eleştiri niteliğinde bir çalışmadır. Telhîşü’l-Muhaşşal üzerine İbn Kemmûne ve daha başkaları tarafından çalışmalar yapılmıştır. Ali b. Ömer el-Kâtibî’nin de el-Muiaşşal fî şerhi’l-Muhaşşal adlı bir eseri mevcuttur. İbn Hal­dun’un Lübâbü’l-MuhaşşaJ. il uşûli’d-dîn, adından da anlaşılacağı üzere, el-Muhassal’ın Özeti niteliğindedir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski