Kelime olarak, ölçülmüş meshedilmiş, üzerine yağ sürülmüş demek olan “Mesih” Kur’an’da on bir yerde ve sadece Hz. îsâ’nın adı veya lakabı şeklinde kullanılmıştır. Kur’an’da mesîh, Hıristiyanlık’ta olduğu gibi Hz. îsâ’nın ölümünden sonra dirilişi üzerine kendisine verilmiş bir sıfat olmayıp doğumundan itibaren onun için kullanılmıştır.
“Melekler demişlerdi ki: Ey Meryem, Allah sana kendisinden bir kelimeyi müjdeliyor. Adı Meryem oğlu İsa Mesih’dir: Dünyada da ahirette de itibarlı ve Allah’ın kendisine yakın kıldıklarındandır.” (Âli İmrân sûresi/45. ayet). Bu âyette mubârek manâsına gelen Mesîh, Hz. İsa’nın lakabı olarak kullanılmıştır. Diğer bir çok âyette ise Mesîh b. Meryem şeklinde de kullanıldığı görülmektedir.
Kavram Kur’ân-ı Kerîm’de Hıristiyanlık’taki anlamıyla yer almamakta, îsâ’nın kendisinden önce gelenler gibi bir peygamber olduğu vurgulanmaktadır. Bazı hadislerden hareketle Hz. îsâ’nın kıyamet alâmetleri kapsamında tekrar yer yüzüne döneceğini ifade eden anlayış, âlimler arasında tartışmalı bir husustur.