Câhiliye devrinde Kusay, dağınık halde yaşayan Kureyş’in kollarını Mekke’de iskân ederek şehirde yerleşik hayatı başlattı. Ma’lât ve Mesfele olmak üzere iki bölümden oluşan Mekke’nin içine yerleştirilenlere “Kureyşü’l-bi-tâh”, şehrin dışında iskân edilenlere de “Kureyşü’z-zevâhir” adı verildi. İslâm’ın ilk yıllarında Mekke’de Kabe merkezli olarak kurulmuş on iki kadar mahalle vardı. Kabe’yi kuşatan ve Hz. Ömer zamanında etrafı duvarla çevrilen Mescid-i Haram Mekke’deki hayatın bütün fonksiyonlarının yerine getirildiği bir merkez haline geldi, zaman İçinde yapılan bakım ve onarımlarla da genişletilip güzelleştirildi.
Hulefâ-yi Râşidîn döneminin sonlarında ve Emevîler devrinde Mekke’de daha önce yerleşimin olmadığı yerlere evler inşa edilmeye başlandı. Muâviye b. Ebû Süfyân’ın, Hz. Peygamber’in Mekke evlerinin alınıp satılmasını ve kiraya verilmesini onaylamamasına rağmen şehirde çok sayıda mülk satın alması ve önemli bir yapılaşma hamlesi başlatması tartışmalara yol açtı. Ona karşı çıkanlar, Resûl-i Ekrem’in uygulamasını delil gösterip Mekke’nin sadece hac ibadetinin yapılabileceği bir şehir olarak kalması gerektiğini söylüyorlardı. Mekke’nin yerlileriyle hac için dışarıdan gelen müslümanların Kabe’yi ziyaret konusunda eşit haklara sahip olmaları da [Hac 22/ 25]bu görüşü destekliyordu. Ancak Muâviye mülk edinmekle kalmadı, ayrıca şehirde yeşil alanlar oluşturdu, kuyu ve kanallar açtırdı. Abdülmelik b. Mervân ile oğlu Velîd ve Abdullah b. Zübeyr tarafından Mekke’de bazı düzenlemeler yapıldıysa da Emevî devrinin ikinci yarısında hizmetler önemli ölçüde azaldı. Mekke Abbasîler zamanında Ebû Ca’fer el-Mansûr, Muhammed el-Mehdî, Hârûnürreşîd, Mu’tasım-Billâh, Mu’tazıd-Billâh gibi halifeler döneminde Suriye ve Mısır’dan getirilen usta ve malzemelerle Mescid-i Haram merkez olmak üzere yeniden düzenlendi. Memlûk sultanları da Mekke’deki birçok yapıyı yeniledikleri gibi IX. (XV.) yüzyıl boyunca çok sayıda inşaat projesi geliştirdiler.
Mekke’nin coğrafî konumu itibariyle sık sık mâruz kaldığı ve özellikle Kabe’yi tehdit eden su baskınlarının yol açtığı zararın en aza indirilmesine yönelik tedbirler şehirleşmeye paralel olarak arttı. Câhiliye devrinde yapılan bentlerle sellerin önüne geçilmeye çalışılırken Hz. Ömer zamanından itibaren de çeşitli düzenlemeler gerçekleştirildi.
Abbasîler döneminden itibaren hac mevsimlerinde Mekke’ye gelenlerle burada mücavir olanların ikamet etmeleri için ribâtlar inşa edilmeye başlandı. Mekke’de ilmî ve fikrî hayatın gelişmesine büyük katkısı olan bu yapılar Eyyûbîler ve Memlükler devrinde yaygınlaştı. Eyyûbî ve Memlûk devlet adamları ile şerifler ve özellikle hükümdar eşleri Mekke’de bazı evleri satın alarak ribât haline getirdiler. Mescid-i Harâm’ın kuzeyinde Abbasî Halifesi Müstansır Billâh tarafından yaptırılan, 759 (1358) ve 816’da (1413) tamir ettirilen bîmâristanın vakfiyesi 628 (1231) tarihlidir. Fâsî Memlükler devrinde Mekke’de biri hanımlara ait sekiz adet umumi hamamın bulunduğunu, bunlardan birinin kullanılmadığını kaydeder.
Mekke, Arap yarımadasında su kaynakları bakımından fakir olan yerleşim birimlerinin başında gelir. Kabe’nin yapımıyla birlikte su ihtiyacını karşılamak için kuyular açılmıştır. Hz. İbrahim’in, eşi Hâcer ve oğlu İsmail’i Mekke’ye getirmesinden sonra bulunan Zemzem Kuyusu şehirdeki en önemli su kaynağı olma özelliğini günümüzde de sürdürmektedir. Cür-hümlüler’in Mekke’yi terkederken kapattıkları Zemzem Kuyusu, Hz. Peygamber’in dedesi Abdülmuttalib tarafından yeniden açılmıştır. Mekkeliler, su ihtiyaçlarını bu kuyudan başka dağların eteklerinde oluşan pınar ve havuzlardan karşılıyorlardı. İslâm’dan sonra yeni kuyular açılıp eskileri ıslah edilirken Mekke dışından kanallarla şehre su getirildi. Şehrin su sisteminde yapılan düzenlemeler sadece Harem bölgesiyle sınırlı kalmadı, başta Arafat olmak üzere diğer yerlerde de yeni su kaynaklan bulundu. Hârûnürreşîd’in hanımı Zübeyde tarafından 213’te 1,7 milyon miskal altın harcanarak Tâif yolu üzerindeki Tâd dağının eteğinden çıkan su Arafat’a getirilmiş, burada yapılan havuz vasıtasıyla çevreye taksim edilmiş, kalan su kanallarla Mekke’ye ulaştırılmıştır. Çeşitli dönemlerde harap olan bu tesis birçok defa onarılarak yenilenmiştir. Mekke’de imar faaliyetlerinde bulunan Zengîler’in ünlü veziri Cemâleddin el-İsfahânî Arafat’a bir su hattı döşetti, Mescid-i Hayf’ı tamir ettirdi. İlhanlılar’dan Ebû Said Bahadır Han’ın veziri Emîr Çoban, 726’da (1326] Huneyn tarafında Aynibâzân denilen suyu büyük kuraklığın yaşandığı bir zamanda Mekke’ye getirtti. Mısır sultanları bundan hoşlanmamakla beraber döşenen boru hattının yanına yeni bir hat ilâve ettirdiler.
İlk donem Abbasî halifeleri, Mekke-Kûfe güzergâhında dinlenme yerleri ve haberleşme kuleleri inşası başta olmak üzere ulaşım ve haberleşmeyi kolaylaştıracak çeşitli faaliyetlerde bulundular. Bağdat başşehir olunca (149/766) yeni hilâfet merkezîyle Mekke arasında bir bağlantı kurularak Mekke-Kûfeyolu kuzeye doğru uzatılıp 3 milyon dinar harcanarak Bağdat’a bağlandı, bu yol daha sonra Nizâmülmülk ve Büveyhî Hükümdarı Adudüddevle tarafından tamir ettirildi. 834’te (1430-31) Emîr Şahin Mekke-Kahire yolu üzerinde bazı düzenlemeler yaptı ve dinlenme yerleriyle su sistemini onarttı.
- Mekke Tarihi -Mekke Emirliği-
- Mekke Tarihi -Bugünkü Mekke, Nüfusu, Ekonomisi vd. Özellikleri-
- Mekke Tarihi -Literatür, Kitapları-
- Mekke Tarihi -Osmanlı Dönemi, Devri-
- Mekke Tarihi -Mekke’nin Fethi-
- Mekke Tarihi -İlim ve Kültür Hayatı, Osmanlı Devrine Kadar-
- Mekke Tarihi -İslam Fethinden Sonraki Dönem-
- Mekke Tarihi -Başlangıçtan Mekke Fethine Kadar-
- Mekke İsminin Anlamı, Eski İsmi, İsimleri,
- Mekke Coğrafi Konumu, Özellikleri,
TDV İslâm Ansiklopedisi