Memluk Devleti, Memluklar -İdari, Siyasi Teşkilat- Hakkında Bilgi

Memlükler, merkeze bağlı vilâyet ve eyaletlerle tâbi emirlik ve hükümdarlıklardan meydana gelen bir sultanlıktı. Devlet teşkilâtının başında mutlak hükümdar olan sultan bulunur, ancak çok defa bu mutlak otori­teyi büyük emirlerin aracısı olarak temsil ederdi. Çocuk sultanlar döneminde dev­let üst rütbeli kumandanlar tarafından yönetilirdi. I. Baybars’ın Kahire Abbasî ha­lifeliğini ihyasından itibaren Sünnî İslâm dünyasının merkez devleti haline gelen ülkede sultanlar dinî meşruiyetlerini ha­lifenin menşuruyla kazanıyorlardı. Fakat halifenin otorite kaynağı kabul edilmesi tamamen şeklî olup onun ülke yönetimin­de herhangi bir yetkisi yoktu. Uygulama­da sultanın maiyetinde bir memur duru­munda olan halife her yeni sultana men­şur vermek ve onun emirlerine uymak zorundaydı. Sultanlar sağlıklarında oğul­larından birini veliaht tayin etseler de Memlükler’de saltanatta veraset prensi­bi bir kural olarak kabul edilmedi ve genellikle uygulanmadı. Güçlü sultanlarının önemli bir kısmı muhafız birliklerinde ye­tişen azatlı emîrler arasından çıktı. Kahi-re”de Kafatülcebel’deki saraylarında otu­ran Memlûk sultanları, İktâ dağıtımı ve üst seviyedeki görevlilerin tayini hususun­da tek karar mercii idi. Savaş ve barış ka­rarlarını ise istişare meclisine danışarak alırlardı.

Eyyûbîler’den devralınan idarî, siyasî ve iktisadî görevler Memlükler’de büyük öl­çüde askerîleştirildi ve bu vazifeler emîr­ler tarafından yürütüldü. Dinî ve adlî gö­revlerle divan görevleri ise halk kesimine mensup ilim adamlarına verilirdi. Divan­larda bilhassa muhasebe işlerinde gayri müslimler de görevlendirilirdi. Eyalet ve vilâyetler memlûk nâib ve valileri tarafın­dan yönetiliyordu. Merkez teşkilâtında görevli emîrlerin başında ilk defa Memlükler döneminde görülen nâib-i saltanat bulunurdu. Vezirin görev ve yetkilerinin büyük kısmını üstlenen ve ikinci bir sul­tan gibi görünen sultan naibi iktâ dağı­tır, memurları tayin veya azlederdi. Hi­yerarşide nâib-i saltanattan sonra gelen ‘ atabek, nâibliğin kaldırılmasından itiba­ren sultanın ardından en yüksek yetkili haline geldi. Küçük yaştaki sultanların zamanında devleti atabekler idare etti. bu durumda onlara “müdebbirü’l-memleke” unvanı verilirdi. Sultan nâibliği gö­revinin ihdasıyla önemini kaybetmiş olan vezirin yetkileri sadece malî işlere tahsis edilmişti. Vezirliği lağveden Muhammed b. Kalavun vezirin görevlerini üç Önemli divan arasında taksim etti. Bunlardan devlet yazışmalarını yürüten Dîvân-ı İnşâ kâtibüssır başkanlığında çalışır, bu göre­ve ulemâ sınıfına mensup, üslûbu güzel edipler seçilirdi. Devletin istihbarat ve posta işleri de aynı divan tarafından yü­rütülürdü. Maliye bakanlığının yerini tu­tan nâzır-i mâl başkanlığındaki Dîvân-ı Nazar ise üç alt bölüme ayrılıyordu. Nâ-zır-ı hâs yönetimindeki Dîvân-ı Hâs sulta­nın mal varlığıyla ilgili işlere bakardı. Askerlerle ilgili işleri yöneten Dîvân-ı Ceyş de en önemli divanlardandı. Ayrıca dev­let işlerinin yürütüldüğü pek çok divan vardı. Merkez teşkilatındaki diğer önemli emîrlerin başında protokol işlerini yürü­ten ve askerler arasındaki davalara bakan hâcibü’l-hüccâb, devlet sekreteri gibi ça­lışan devâdâr-ı kebîr, sultan memlüklerinin başkumandanı re’sü nevbeti’n-nüv-vâb, divan toplantılarının gündemini be­lirleyen emîr-i meclis geliyordu.

  • Memluk Mimarisi, Memlük Sanatı Nedir,
  • Memluk Devleti, Memluklarda -Askeri Teşkilat-
  • Memluk Devleti, Memluklarda -Toplumsal, Ekonomik Hayat-
  • Memluk Devleti, Memluklarda -İlim, Kültür Hayatı-
  • Memluk Devleti, Memluklar Kimdir, Tarihi, Dönemi

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski