Merdud Nedir, Merdud Hadis Anlamı, Hakkında Bilgi

Merdûd. Zayıf rivayetleri ifade etmek üzere kullanılan hadis terimi.

Sözlükte “reddedilmiş” anlamına gelen merdûd kelimesi, terim olarak “senedinde kopukluk bulunması veya râvilerinden birinin ya da birkaçının zayıf olması gibi sebeplerden dolayı sağlam olmama ihti­mali yüksek rivayet” mânasında kullanılmaktadır. “Sahih ve hasen hadisin özel­liklerini taşımayan rivayet” diye de tarif edilmiştir. Makbul hadisin karşıtı olan merdud reddedilmesi gereken bütün za­yıf hadis çeşitlerini ifade etmektedir. Bir­birine muhalif iki hadisten tercihe şayan görülmeyeni gösteren şâz ve münker te­rimleriyle birlikte “merdud şâz” ve “mer­dud münker” şeklinde kullanıldığı da gö­rülmektedir.

Merdud kelimesi, bir hadis çeşidi ola­rak ortaya çıkmadan önce de aynı kökten gelen başka tabirlerle birlikte cerh lafzı olarak kullanılmıştır. Ebû Hâtim’İn nak­lettiğine göre Fellâs. Ömer b. Riyâh el-Abdfnin güvenilir bir kişi olmadığını ifa­de etmek için “hüve reddün  O merdud-dur” demiştir. Çok yaygın olma­makla birlikte bu kökten “rudde hadîsü-hû Hadisi reddolunmuştur”; “reddû hadîsehû  Hadisini reddetmişlerdir” ve “merdûdü’l-hadîs  Hadisi reddedilmiş­tir” şeklinde değişik cerh lafızları ortaya çıkmış ve IV-VI. (XXII.) yüzyıllarda kullanıl­mıştır. Râmhürmüzî, Hâkim en-Nîsâbûrî ve Hatîb el-Bağdâdî gibi mütekaddimîn hadis usulcüleriyle onlardan sonra gelen İbnü’s-Salâh, Nevevî, Ebü’l-Fidâ İbn Kesîr ve Zeynüddin el-Irâki gibi usul âlimlerinin eserlerinde merdud teriminin geçmeme­sine karşılık İbn Hacer el-Askalânî’nin ha­disleri taksim ederken ona yer vermesi, merdudu hadis çeşidi olarak ilk defa onun kullandığını ve daha sonra yaygın­laştığını göstermektedir. İbn Hacer, yap­tığı taksimde mütevâtir dışında kalan haberleri makbul ve merdud olmak üze­re ikiye ayırmış, sahih hadislere makbul, herhangi bir illet sebebiyle zayıf sayılan hadislere de merdud ismini vermiş, bu­nunla bütün zayıf hadis çeşitlerini kastet­miştir. Bu­na göre senedinden bir veya birkaç râvisi düşen muallak, münkatı’, mu’dal, mür-sel, müdelles gibi hadislerle râvilerinden birinin veya birkaçının ahlâkî ve dinî ku­surları (adalet) ya da zabt yönünden cerhedilmeleri neticesinde ortaya çıkan met­ruk, münker, muallel, müdrec, maklûb, muztarib, musahhaf ve muharref gibi za­yıf hadis çeşitlerinin tamamı merdudun kapsamına girmektedir.

Bu terimin kapsamına dahil edilen za­yıf hadis çeşitlerinin sayısı hakkında farklı rakamlar ortaya atılmış, İbn Hİbbân’a da­yanarak İbnü’s-Salâh bunların kırk dokuz kısım Zeynüddin el-Irâki kırk iki kısım olduğunu söylemiş, bu sayıyı altmış üçe çıkaranlar olduğu gibi Yahya b. Mu-hammed el-Münâvî zayıf hadislere dair risalesinde merdud hadisin kapsamına girmeye müsait zayıf hadis çeşitlerini na­zarî olarak 129 kısma ayırmış, bunlardan seksen bir çeşidinin örneği bulunmasa da vukuunun mümkün olduğunu söylemiştir. Ancak hadis usulü eser­lerinde üzerinde durulan merdud hadis çeşidi on beş civarındadır.

“Merdûdü’l-hadîs” ile bu kökten gelen diğer cerh lafızları Zeynüddin el-Irâki’ye göre cerhin üçüncü, Şernseddin es-Sehâvî’ye göre dördüncü mertebesinde bulu­nur. Bu lafızlardan biriyle cerhedilen râ-vinin hadislerinin prensip olarak alınma­yacağı, yazılmayacağı ve dinî konularda delil kabul edilmeyeceği söylenmekle be­raber birçok zayıf hadis çeşidinin genel adı olan merdud hadisin dinî meselelerde delil olup olmayacağı konusunda kesin bir görüş bulunmamaktadır. Zayıf hadis çe­şitleri derece ve değer bakımından birbi­rinden farklı olup bazan bir kısmının ku­surlarını çeşitli yollarla gidermek müm­kündür. Ayrıca belli şartlardaki zayıf ha­dislerle bazı durumlarda amel edilebile­ceğine dair görüşler bulunmaktadır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski