el-Mevâhibü’l-ledünniyye. Ahmed b. Muhammed el-Kastallânî’nin (ö. 923/1517) Hz. Pcygamber’în hayatı ve şahsiyetine dair eseri.
Klasik siyer kaynaklarında iki ayrı metot takip edildiği bilinmektedir. Bunlardan birincisinde Resûl-i Ekrem’in hayatı doğumundan vefatına kadarki gelişmeleriyle ve tarih sırasına göre ele alınır; İbn İshak’ın İbn Hişâm yoluyla gelen Sîre’sl ile kronolojik esasa göre tarihî olayları inceleyen tarihçilerden meselâ Taberî’nin Tâ-rîh’i buna örnek olarak gösterilebilir. İkinci metotta Resûlullah’ın huyu ve tavırları (şemail), peygamberliğini kanıtlayan özel halleri ve mucizeleri (delâil), kendine has nitelikleri (hasâis) ve ahlâkı gibi konulara ağırlık verilir; bunun en meşhur Örneği de Kâdî İyâz’ın eş-Şi/â’ adlı eseridir. Kastallâ-nî ise bu iki metodu birleştirerek kendisini büyük şöhrete ulaştıran el-Mevâhibü’l-ledünniyye bi’l-minahi’l-Muhammediyye’y] telif etmiştir.
Kastailânfnin hac için gittiği Mekke’de. Muharrem 898’de [Kasım 1492] başlayıp yirmi ay sonra 15 Şaban 899 günü [21 Mayıs 1494] tamamladığı el-Mevûhibü’l-ledünniyye “maksad” adı verilen çeşitli alt başlıklara ayrılmış on ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Hz. Peygamber’in doğumundan vefatına kadar gelişen olaylar kronolojik sırayla ele alınır. İkinci bölüm Resûl-i Ekrem’in isimleri, çocukları, eşleri, akrabaları, hizmetçileri, kumandanları, elçileri, kâtipleri, mektupları, müezzinleri, hatipleri, şairleri, savaş aletleri ve hayvanları ile kendisine gelen heyet ve elçiler hakkındadır. Üçüncü bölümde yaratılış ve ahlâkındaki yüceliklerden, yeme içme ve giyim kuşamından, dördüncü bölümde mucizeleri ve kendine has nitelikleriyle ümmetinin Özelliklerinden, beşinci bölümde isrâ ve mi’rac mucizelerinden, altıncı bölümde yüksek şahsiyetine dair âyetlerden, yedinci bölümde ona sevgi beslemenin ve sünnetine sarılmanın gerekliliğinden, sekizinci bölümde tibb-ı nebevî ile yaptığı rüya tabirlerinden ve geleceğe yönelik olarak verdiği haberlerden, dokuzuncu bölümde ibadet hayatından, onuncu bölümde vefatından, kabriyle mescidini ziyaret âdabından ve onun âhiretteki yüce mevkiinden bahsedilir. Eser birçok defa basılmış Beyrut müftüsü Yûsuf b. ismail en-Nebhânî tarafından eJ-Envârü’l-Muhammediyye mine’l-Mevâhi-bil-ledünniyye adıyla ihtisar edilmiştir.
Süyûtî, el-Mevâhibü’l-ledünniyye-nin kendisinin el-Haşâ^işü’l-kübrâ adlı eserinden intihal edildiğini ileri sürmüş, bundan ve konunun büyük tartışmalara yol açmasından etkilenen Kastallânî bizzat Süyûtî ile görüşerek eserinin intihal olmadığını ona kanıtlamıştır. el-Mevâ-hîbü’l-ledünniyye güzel bir tasnife, sade bir üslûba ve siyer-i nebiye dair muhtevalı bir çeşitliliğe sahip olduğu için İslâm dünyasında şöhret yapmış, Şebrâmellisî bir haşiye. Muhammed b. Abdülbâki ez-Zürkânî de şerh yazmıştır. Nuruosmaniye Zürkânî’nin şerhi sekiz cilt halinde birçokdefa basılmıştır.
Eser Osmanlı dünyasında da sevilerek okunmuş, özellikle şair Bakînin Veziriazam Sokullu Mehmed Paşa’nın teşvikiyle akıcı bir üslûpla yaptığı çeviri Türk halkı arasında onun daha çok ilgi çekmesini sağlamıştır. Bakî, yazdığı mukaddimede kitabın büyük şöhretinden bahsettikten sonra konuların anlatılış tarzını cennet bahçelerinde gezinmeye benzetir ve aslı Arapça olduğu için onu herkesin okuyamadığını belirterek “bu ay çehrelinin önündeki perdeyi kaldırıp” aydınlığından çok kişiyi yararlandırmak istediğini söyler. Bakî eseri sadece tercüme etmemiş, içinde geçen âyetlerin tefsirini, hadislerin tahkikini ve diğer rivayetlerin yer yer tenkidini yapmış, bu arada Kastallânî”nin Şafiî olduğu için kaydettiği kendi mezhebine ait meselelere Hanefî meselelerini de eklemiştir. Böylece yüzden fazla kaynağa müracaat edilerek genişletilen eser hem hacim bakımından büyümüş hem de ilmî açıdan değer kazanmıştır. Bâkf-nin Meâlimü’l-yakin üsîreti seyyidi’l-mürselîn adını verdiği bu çalışmanın pek çok yazma nüshası bulunmaktadır. Tercüme İstanbul’da basılmış (1261, 1313-1316, 1322-1326), ayrıca Necip Fazıl Kısakürek tarafından Gönül Nimetleri İhsan Uzungüngör tarafından Mevahib-i Ledünniyye adlarıyla sadeleştirilerek yayımlanmıştır.
TDV İslam Ansiklopedisi