Arap edebiyatında meviid, Hz. Peygamber için yazılan medih türündeki şiirleri ifade ettiği gibi onun doğumu, hayatı, isimleri hasâis ve şemaili, faziletleri, mucizeleri ve gazveleri gibi konularını kapsayan sîret türü eserler için de kulanılmaktadır.
604 (1207) yılında Erbil Atabeği Muzafferüddin Kökböri tarafından düzenlenen ihtişamlı mevlid kutlamalarında okunmak üzere İbn Dihye el-Kelbî’nin mensur olarak kaleme aldığı ve sonunda bir methiyenin de bulunduğu et-Tenvîr fî mevlidi’s-sirâci’l-münîr adlı eseri şöhretinden dolayı ilk meviid kitabı olarak kabul edilmiştir. Halbuki ondan çok önce de bu türde bazı eserler kaleme alınmıştır. Ali b. Hamzael-Kisâî’ye(ö. 189/805] nisbet edilen sîret formunda bir eserle Vâkıdî’ye (ö. 207/823) ait Mevlidü’l-Vâkıdîmcfa’ş-şerh ‘ale’t-temâm adlı manzumenin yazmaları Berlin Kraliyet Kütüphanesi’nde bulunmaktadır Muhammed b. İshak el-Müseyyebî’nin (ö. 236/850) bir meviid yazdığı, Ebü’l-Kâsim Abdülvâhid b. Muhammed el-Mutarriz’in (ö. 439/1047) kaleme aldığı kasidenin Bağdat’taki meviid kutlamalarında okunduğu belirtilmektedir. Aynı şekilde Gazzâlî’ye bir meviid kitabı nisbet edildiği gibi Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî’nin Mevlidü’n-nebi’si de meşhurdur. Dolayısıyla Arap edebiyatında “meviid” terimi II. (VIII.) yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkmış, meviid literatürü İbn Dihye’-den çok önce başlayıp gelişmiştir. Bununla birlikte ilk zamanlarda meviid teriminin “tarih ve siyer” anlamına geldiği de iieri sürmüştür.
İbn Dihye’nin çağdaşlarından Ebü’l-Abbas Ahmed el-Azefî’nin yazmaya başladığı ed-Dürrü’l-munazzam İbn Abbasîler zamanında Mervân b. Ebû Hafsa, Ebû Dülâme, Mutr b. İyâs ve Selm el-Hâsİr gibi Şiî şairlerinin Ehl-i beyt ve Hz. Peygamber için yazdığı methiyeler bu tür mevlidler için ilham kaynağı teşkil etmiştir.
Genel olarak meviid müellifleri, başta Kâ’b b. Züheyr’in Kasîdetü’l-bürde’si olmak üzere bu eserin çok sayıdaki nazîreleriyle Hassan b. Sâbit’in Resûlullah için yazdığs şiirlerden, Abdullah b. Revâhave diğer bazı sahâbîlerin nazmettiği methiyelerden ilham almıştır. Ali Fehmi Câbiç, sahabenin bu şiirlerini Hüsnü’ş-şıhâbe fî şerhi eşcâri’s-sahâbe adlı eserinin I. cildinde toplamıştır. Ancak mevlidlerin mevzu itibariyle asıl kaynağını siyer, megâzîve şemail kitapları oluşturur. Bunların başında İbn İshak’ın es-Sîre’siyle İbn Hişâm’in es-Sîretü’n-nebeviyye’si ve Ebû îsâ et-Tirmizî’nin Şemâ3ilü’n-nebıs gelir.
Hükümdarların doğum yıl dönümü münasebetiyle mevüd telifi ve okunması âdeti (mevlidü’l-imâmi’l-hâzır) Fâtimîler ve Ab-düivâdîier’le başlamıştır. Şîa geleneğinde Hz. Hüseyin için tutulan matemle Resûl-i Ekrem’in doğum yıl dönümünde yaşanacak sevinç olgularının çelişmesinden olmalıdır ki İran’da mevüd eserlerine nâdir rastlanır. Muhammed b. Mes’ûd el-Kâzerûnî’nin Arapça el-Müntekâ min sîreti’l-mevlidi’n-nebiyyi’l-Muştafâ adlı eseriyle bunun, oğlu Afîfüddin el-Kâzerûnî tarafından yapılan Farsça çevirisi Terceme-i Mevhd-i Mustafâ, Sûzenî ve Hasan b. Fethullah’ın Resûlul-lah için nazmettikleri medih manzumeleri kutlamalarda okunuyordu.
Arap dünyasında Hz. Peygamber’İn doğumu münasebetiyle eski zamanlardan beri birer mevlid gibi okunmakta olan şiirlerin başında Kâ’b b. Züheyr’in manzu-mesiyle bunun nazireleri gelir. Bûsîrî’nin Kaşîdetü’l-Bür’e ile Hemziyye ve Mudariyye kasideleri bunu takip eder. Ayrıca daha çok Mağrib’de tanınan Muhammed b. Ebû Bekir eş-Şukrâtîsî’nin Lamiyye’siyle Bağdatlı Ya’küb es-Sarsari’nin methiyeleri de meşhurdur.
Günümüzde Arap dünyasında, Hindistan’da ve Güneydoğu Asya İslâm ülkeleriyle bütün Afrika İslâm ülkelerinde Arapça’sı ve çeşitli dillerdeki tercümeleriyle en çok okunan mevlid, Medine Müftüsü Ca’fer b. Hasan el-Berzencî’nin adlı eseridir.
Doğu Afrika sahillerinde ise Abdurrahman İbnü’d-Deyba’ ez-Zebîdî’ninel-Mev-lidü’ş-şerîf ve Somali’de Ebü’l-Hasan Nû-reddin’in ‘Unvânü’ş-şerif adlı mevlidleri meşhurdur. Afrika Sevâhilî dilinde de çok sayıda mevlid kitabı bulunmaktadır. Şerif ei-Mansabî’nin bu dilde yazılmış Kitâbü’l-Mevlid”i Almanca’ya tercüme edilmiştir
Arapça mevlidler şekil ve muhteva bakımından birbirine benzer. Sadece mensur veya sadece manzum olanlar yanında bu eserlerin çoğunda mensur ve manzum parçalar birbirini izler. Genellikle Hz. Peygamber için salavat getirilmesini ifade eden nakarat beyitleri manzum ve mensur parçalan birbirine bağlar. Bunlar lafız ve mâna itibariyle kolay anlaşılır ve duygusal olduğundan halk üzerinde büyük tesir icra eder. Mevlidlerin sonunda zikirler ve dualar yer alır.
Mensur mevlidlerde veya mevlidlerin mensur kısımlarında seciler, hayal ve tasvirlerle bezenmiş, mübalağalarla dolu hissî ve edebî bir anlatım hâkimdir. Ancak İbn Hacer el-Heytemî, Ali el-Kârî ve M. Reşîd Rızâ’nın mevlidlerinde görüldüğü gibi kaynaklara dayanan, abartısız, gerçekçi, duygusallığa fazla yer vermeyen, didaktik metinler de bulunmaktadır.
Arapça mevlidlerin muhtevasını ana hatlarıyla Resûl-i Ekrem’in nurunun yaratılışı, diğer peygamberlerden intikal ederek ona ulaşması, annesinin hamile kalması, babasının vefatı, doğumu sırasında veya bundan önce ve sonra meydana gelen harikulade olaylar. Halîme’nin yanına verilmesi, Haîîme’nin şahit olduğu olağan üstü hadiseler, vasıfları, şemaili, ahlâkı, nübüvveti ve bunun alâmetleri, mucizeleri, isrâ ve mi’rac, tebliği ve gazveleri, evlenmesi, çocukları, vefatı teşkil eder. Ancak bunlar, başta tasavvuf ve tarikat erbabının yazdıkları olmak üzere Arapça mevlidlerin çoğunda zayıf rivayetler ve hurafelerle yüklü abartılı bir anlatımla dile getirilir.
V. (XI.) yüzyıldan itibaren Mağrib ve Endülüs’te Hz. Peygamber’in doğum yıl dönümü münasebetiyle sultan saraylarında düzenlenen kutlamalarda saray şairleri tarafından nazmedilip okunan, içerik bakımından diğer mevlidlerde yer alan konulara temas eden övgü şiirlerini de öze! bir mevlid türü olarak kabul etmek mümkündür. Bu kasidelere “mevlidiyye, mîlâ-diyye, îdiyye” ve halk tabiriyle “mûlûdiyye” gibi adlar verilmiştir. Mevlidiyyeler prensip olarak saray şairleri tarafından naz-medilmekle birlikte zaman zaman sarayın ileri gelen ricali, vezir, kadı, müftü, kâtip ve edipler tarafından da yazılmıştır. Lisânüddin İbnü’l-Hatîb, İbn Merzûk, İbn Zümrek ve Abdurrahman İbn Haldun gibi, şahsiyetler mevlidiyye nazmedenlerin başında yer almaktadır. Ancak bu eserlerden çok azı zamanımıza intikal etmiştir. Makkarî ve İfrenî tarafından tesbit edilmiş mevlidiyyeler 761-768 (1360-1367) yılları arasındaki kısa bir dönemle Fas Merîni Sultanı Ebû Salim İbrahim ve Gırnata Nasrî Sultanı V. Muhammed Ganî-Biliâh devirlerini (1354-1359, 1362-1391) kapsamaktadır. Abdülazîz el-Fiştâ-lî ile İfrenî, Sa’dîler döneminde ve özellikle Ahmed el-Mansûr zamanında (1578-1603) kadı Ebü’l-Kâsım eş-Şâtıbî, müftü Abdülvâhid b. Ahmed el-Hasenî, vezir Ali eş-Şeyzamî, kâtip Muhammed el-Fiştâlî, kadı Muhammed el-Hevzâlî, fakih ve edip Hasan el-Mesfîvî gibi İsimlerin mevlidiyye-lerini zikretmektedir.
VIII. (XIV) yüzyılda Gırnata Nasrî meliklerinin Elhamrâ Sarayı’nda düzenledikleri mevüd kutlamalarında nazmedilip okunmuş mevlidiyyeler konusunda V. Muhammed döneminin özel bir yeri vardır. Bu devirden kalan on bir mevlidiyyenin altısı İbn Zümrek’e aittir. Ahmed Selmî, İbn Zümrek’in mevlidiyyelerini derleyip yayımlamıştır. Nasrî hanedanından Ebü’l-Velîd İbnü’l-Ahmer de birçok mevlidiyye nazmet-miş, Neşîru ferû’idi’l-cümûn adlı eserinin sonunda iki mevlidiyyesine yer vermiştir. İbn Zeydân, el-Yümnü’l-veür isimli antolojisinde Mevlây Yûsuf b. Hasan zamanında (1912-1927) okunmuş mevlidiyyeleri kaydetmiştir. Mağrib’de müveşşah tarzında mevli-diyye yazanlar arasında İbn Zâkûr, İbnü’l-Hâc Muhammed b. İdrîs el-Amrâvî, İbnü’l-Hâc es-Sülemî, İbnü’t-Tayyib el-Alemî ve İdrîs es-Sinânî gibi şairler görülür.
Mevlidiyyeler şekil itibariyle genellikle planlı kasideye uyar. Ancak giriş fnesîb ve rahîi) kısmında peygamber aşkı, Medine’ye hayalî yolculukla Mekke’de hac vazifesinin ifası söz konusu edilir. Medih kısmında da diğer mevlid metinlerinde olduğu gibi Hz. Peygamber’in doğumu ve sîretiyle İlgili temalar işlenir. Sonuç kısmında İse sarayında mevlidiyyenin okunduğu hükümdarla veliahdı ve ailesi övülür; kaside onlara hayır dua ile bitirilir. Halk şairlerinin mevlidiyyelerinde ise hükümdara övgü kısmı yer almaz.
- Mevlid Nedir -Musikide, Türk Musikisinde-
- Mevlid Nedir -Türk Edebiyatında-
- Osmanlı’da Mevlid Kandili, Mevlid Törenleri
- Mevlid İslamda, İslam Dininde Mevlid Okumanın Hükmü
- Mevlid Nedir, Tarihçesi, Niçin Kutlanır
TDV İslam Ansiklopedisi