Miftâhu’s-sa’âde. Taşköprizâde Ahmed Efendî’nin (ö. 968/1561) ilimler tarihi ve tasnifiyle ilgili Arapça biyobîbliyografik ve ansiklopedik eseri.
Tam adı Miftâhu’s-sa’âde ve mişbâhu’s-siyâde ti mevzûcâti’l-iulûm olan kitap Osmanlı ilim zihniyetinin beslendiği birikim ve literatürü belirtmesi, bu ilim muhitinin ulaştığı seviyeyi kapsamlı bir ilimler tasnifi ve bibliyografya disiplini içinde ortaya koyması, özellikle de bu zihniyetin XVI. yüzyıldaki yansımalarını göstermesi açısından önemli bir eserdir. Dört mukaddime, iki bölüm ve yedi kısımdan meydana gelmiştir. Mukaddimelerde ilmin değeri, tahsilin fazileti, talebe ve hocanın görevleri, ilim ahlâkı ve bilgiye ulaşma yolları gibi konular üzerinde durulmakta ve yeri geldikçe zihniyet meseleleri tartışılmaktadır. Her ilmî disiplini yerine göre tanım, konu, ilkeler, pedagojik amaç ve genel yararları bakımından ele alan TaşkÖprizâde o disiplinin tarihi veya otoriteleriyle ilgili genel bilgiler vermekte, daha sonra da o alanın başlıca literatürünü tanıtmaktadır.
Eserin “taraf1 adı verilen iki ana bölümünün konularını bilgi edinme yöntemleriyle ilgili iki temel anlayış teşkil etmektedir. Bunların ilkinde teorik yöntemle (tarîku’n-nazar), ikincisinde ise mistik arınma yöntemiyle [tarîku’t-tasfiye] ulaşılan bilgiler ele alınmış, yetkinliğe de ancak bu iki yöntemi birleştirenlerin erişebileceği vurgulanmıştır. Kitapta ilimler yedi kısım (devha) halinde gruplandırılmış, her kısımdaki ilimier bir genel girişten sonra alt disiplinleriyle birlikte incelenmiştir. Bu kısımlar sırasıyla yazıya ilişkin ilimler hat sanatı ve Arap imlâsı, lisan ilimleri sarf, nahiv, belagat ve edebiyat, mantık ilimleri.[mantık disiplinleri ve tartışma yöntemleri] dış dünyayı konu alan ilimler metafizik, fizik, matematik, mekanik, tıp, coğrafya ve asi ronomi dahil bütün disiplinler, amelî hikme ahlâk, ev İdaresi, siyaset, şerî ilimler (kıra at, hadis ve usulü, tefsir, kelâm, fıkıh ve usul ve bâtın ilimleri ibadetler, âdetler, helake gc türen ahlâkî kötülükler ve necata ulaştıran er demler şeklindedir. Bâtın ilimleri, gerel plan gerekse muhteva bakımından Gaz zâlî’nin îfyyâ’ü ‘ulûmi’d-din’de işledik leriyle tam bir benzerlik arzederken İbı Sînâ’nın ortaya koyduğu felsefî ilimler şe masının hem teorik hem de pratik disiplinleriyle Taşköprizâde”nin genel tasnifin de yer aldığı görülmektedir. Taşköprizâ de, “ilim” terimini gelenekteki değişil kullanımlarına uygun biçimde yalnızca te mel ilimlerin alt disiplinleri tarzında de ğil sanat, zenaat ve meslek gruplarını hatta belirli konu başlıklarını da İçine ala cak şekilde çok kapsamlı biçimde kullana rak ilimlerin sayısını 300’ün üzerine çıkarmıştır. Bu tasnife yor veren ana fikir ise ilimlerin İbn Sînâ’dar ilham alınarak varlığın yazıda, sözde, zihinde ve dış dünyada bulunuşuna gön gruplandırılmasıdır. Taşköprizâde ilk üı kategorideki aktarım, dil ve düşünceyi ilgili olan disiplinleri “alet ilimleri”, sadec ontolojik gerçekliği konu edinen ilimler de “hakiki ilimler” saymıştır. Ontik varlı ğm hakikatini sabit gören Taşköprizâde bu ilimlerle varılan doğru sonuçların zamanın hatta dinlerin ve dinî geleneklerir değişmesiyle bile değişmeyeceği kanaa tindedir. Müellife göre söz konusu sonuçlara salt akılla ulaşılıyorsa bu ilimlere fel sefî ilimler, eğer İslâm’ın nasları esas alınarak ulaşılıyorsa bunlara da şer’î ilimleı denir. Müellifin açıklamasına göre eser felsefî İlimler bakımından İbn Sînâ’nır ilimlerin taksimine dair olan kitabını [Ak sâmü’l-‘utûmi’l-‘akliyye] temel almıştır (1,68-69, 311,314-315, 320). Ancak eserir genel planı ve içeriği dikkatle incelendi ğinde telif sırasında İbnü’l-Ekfânfnin îr-şâdü’l-kâşıd ilâ esne’l-makâşıd’müar da epeyce yararlanıldığı anlaşılmaktadır Kitabın muhtevası kapsamı itibariyle biı ilimler tarihi, biyobibliyografik bir ansiklopedi ve ilimler tasnifine dair bir şem< hüviyetindedir. Bu kapsamıyla eser klasil İslâm "mevzuâtü'l-ulûm" literatürü içinde seçkin bir yere sahiptir ve erken dönem için İbnü'n-Nedîm'in el-Fihrist'i, geç dönem için de İbnü'l-Ekfânî'nin İrşâdü'l jftaşid'ıyla Karşılaştırabilir Taşköprizâde'nin ilimler taksimi boyutuyla ilgili olarak eserini nereye yerleştirdiği ise onun "ilmü takâsîmi'l-ulûm"u metafiziğin bir alt dalı olarak tanımlamasından çıkarılabilir. İlimler taksimi ilmini müstakil bir disiplin olarak değerlendirmesiyle Taşköprizâde dikkat çekici bir yaklaşım ortaya koymuştur.
Esere hâkim olan bakış açısı şer’î, felsefî ve tasavvuf! disiplinleri bütüncül bir bilgi sistemi içinde ilişkilendirmektir. Bu yönüyle Osmanlı âlimlerinin ilmî zihniyeti hakkında zengin veriler sunmaktadır. Osmanlı medrese muhitinde yetişmiş bir âlimin felsefî ilimlere bakışı açısından da önem arzeden Miftâhu’s-scfâde, din ilimleriyle felsefî disiplinlerin gerçekte barışık ve uzlaşık olduğunu vurgulayan pasajlartyla dikkat çekmektedir.
Eserin yirmi biri tam, sekizi eksik yirmi dokuz yazma nüshasının tanıtımı Cevat İzgi tarafından yapılmıştır. Molla Lutfî’ye nisbet edilen es-Saâde-tii’l-fâhire fî siyâdeti’l-âhire adlı eserle Miftâhu’s-scfâde arasında görülen benzerlikler, kitabın Molla Lutfî’ye ait olmadığını ve Taşköprizâde tarafından Miftâhu’s-scfâde için bir taslak çalışması olarak kaleme alındığını ortaya koymaktadır. Taşköprizâde ömrünün sonlarına doğruMiffâhu’s-sacâde’nin Medînetü’l-‘ulûm adıyla bir özetini yazmış oğlu Kemâleddin Mehmed Efendi de eseri Mevzüdfü’i-ulûm ismiyle Osmanlı Türkçesi’ne tercüme etmiştir. Bu tercümenin neşrinde bazı eksik pasajlar bulunmaktadır. Miftâhu’s-sa’âde’nin bir başka özeti de Solakzâde olarak tanınan Halîl er-Rûmî el-Hanefî tarafından kaleme alınmıştır. Miftahu’s-sa’âde’ye Kâtib Çelebi’nin Keşfü’z-zunûn’da elliye yakın, Sıddîk Hasan Han’ın kırkı aşkın atıfta bulunduğunun belirtilmesi kitabın aynı alanla ilgili literatüre olan etkisini göstermesi açısından önemlidir. İlk defa Haydarâbâd’da basılan Miftâhu’s-sa’âde’nın ilmî neşrini Kâmil Kâmil Bekri ve Abdülvehhâb Ebü’n-Nûr yapmıştır. Osman Reşer tarafından Almanca’ya Taşköprüzâde’s miftah es-sa’âde adıyla eksik olarak çevrilen eserin terminolojik içeriğini Refîk el-Acem ve Ali Dehrûc Mevsuktu muş-talahi Miftâhi’s-sa’âde ve mişbûhi’s-siyâde adıyla alfabetik olarak hazırlamıştır. Ayrıca Şa’bân Halîfe ve Velîd M. el-Avze eser hakkında iki ciltlik bir etüt yayımlamıştır. Miftâhıl’s-sa’âde’nin müellifin oğlu Kemaleddin Mehmed Efendi tarafından ağır ve ağdalı bir dille yapılan Türkçe tercümesi Mevzûâtü’I-ulûm’u Mümin Çevik sa-deleştirerek yayımlamıştır.
TDV İslâm Ansiklopedisi