Milel ve Nihal - Şehristani Konusu, Özellikleri, Hakkında Bilgi

el-Milel ve’n-nihal. Şehristânî’nin (ö. 548/1153) dinler, mezhepler ve felsefe tarihine dair eseri.

Kitabın ne zaman tamamlandığı belli ol­mamakla birlikte I. cildin sonuna doğru verilen tarihe göre 1127-1128 yıllarında kaleme alınmış, müellifin Muşûra’atü’l-felâsife isimli eserindeki ifadeye göre Ebü’l-Kâsım Mecdüddin Ali b. Ca’fer b. Ali el-Mûsevî’ye, el-Milel ve’n-nihaTin bazı yazma nüshalarına göre ise Vezir Ebü’l-Kâsım Nasîrüddin Mahmûd b. Mu­zaffer el-Mervezî’ye ithaf edilmiştir.

el-Milel ve’n-nihal beş alt başlıktan (mukaddime) oluşan bir giriş ile iki ana bölümden meydana gelmekte, birinci bölümde vahiy kaynaklı dinlerle bu dinle­rin mezhepleri, ikinci bölümde akıl kay­naklı inanç ve görüşler ele alınmaktadır. Girişte yer alan beş mukaddimenin ilkin­de eserin yazılış amacının inanç ve dokt­rin açısından insanların durumunu ele almak olduğu belirtilerek insanlar kitabî din mensupları ehlü’d-diyânâtve’l-milel, er-bâbü’d-diyânât ve’l-milel ve şahsî görüşle­rine tâbi olanlar ehlü’l-ehvâi ve’n-nihal ol­mak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bunların ayrıca fırkalara bölündüğü, Hz. Peygamber’in hadisine göre müellifin birinci gruptakilerden saydığı Mecûsîler’in yet­miş, yahudilerin yetmiş bir, hıristiyanların yetmiş iki ve müslümanların yetmiş üç fırkaya ayrıldığı nakledilmekte, ikinci gruptaki fırkaların sayısının ise bilinme­diği kaydedilmektedir. İkinci mukaddime­de İslâm fırkalarının tasnifinde söz konusu olan asıl kriterler ortaya konmakta, üçüncüsünde f ırkalaşmanın temel sebebi olarak ileri sürülen ilk şüphe ve itirazların kaynağı ve bunların nasıl bir bölünmeye yol açtığı anlatılmakta, dördüncüsünde İslâm toplumundaki ilk ayrılıkların ortaya çıkışı ve gelişmesi nakledilmekte, beşinci mukaddimede ise kitabın tertibinde ta­kip edilen yöntem açıklanmaktadır.

Şehristânî “erbâbü’d-diyânât ve’l-mi-lel”l müslümanlar, Ehl-i kitap ve kitap benzeri metinlere sahip olanlar olmak üzere üç gruba ayırdıktan sonra din. mil­let, şir’at. minhâc. İslâm, Hanîflik, sün­net ve cemaat gibi konuyla ilgili kavram­ları açıklayıp bu üç gruptan her birini mezhepleriyle birlikte ele almaktadır. Müslümanlara ait birinci kısımda İslâm. iman, ihsan, usul ve fürû, ayrıca usul eh­linin tartışma alanını teşkil eden tevhid. adi, va’d, vaîd, sem’ ve akıl kavramları açıklanmakta; bu kavramlardan kaynak­lanan İslâm mezhepleri, şer’î hükümler ve ictihad konularıyla meşgul olan fürû ehli hakkında bilgi verilip ictihad, mücte-hid ve taklide dair meseleler incelenmek­te; İslâm mezhepleri olarak Mu’tezile, Cebriyye, Sıfâtiyye, Havâric ve Mürcie ile bunların alt grupları, ayrıca Şîa adı altın­da Keysâniyye, Zeydiyye. İmâmiyye, Gâ-liyye ve İsmâiliyye ele alınmaktadır.

Müellif, Ehl-i kitabı önce Tevrat ve İn­cil gibi bir kitaba sahip olanlarla kitap benzeri metinlere sahip olanlar diye iki­ye ayırmakta, Ehl-i kitap ile ümmîlerin arasındaki farkları belirttikten sonra Ön­ce yahudileri ve Yahudiliğin Anâniyye, îse-viyye, Yudganiyye, Sâmire mezheplerini; ardından hıristiyanları ve Melkâiyye (Melkâniyye), Nestûriyye, Ya’kûbiyye adlı hıris-tiyan mezheplerini. “Men lehû şübhetü kitâb” kısmında ise Mecûsîler başlığı al­tında Keyûmersiyye (Kayûmertiyye), Zur-vâniyye (Zervâniyye) ve Zerdüştiyye’yi- Seneviyye başlığı altında da Mâneviyye, Mezdekiyye, Deysâniyye, Merküniyye ve diğer mezhepleri İncelemektedir.

Eserin “Ehiü’I-ehvâi ve’n-nihal” kısmın­da bu gruba girenler hakkında önce ge­nel bilgi verildikten sonra Sabitler, felâsife ve Câhiliye dönemi Arap inançları ile Hint dinleri ele alınmakta, Sâbiîier başlı­ğı altında ashâbü’r-rûhâniyyât, ashâbü’l-heyâkil ve’l-eşhâs ve ashâbü’l-Harnâniyye; felâsife başlığı altında da Yunan ve İslâm filozoflarıyla Câhiliye Araplan’nın inançla­rı ve Hint dinleriyle filozofları anlatılmak­tadır.

Şehristânî konuların sistemli ve düzenli biçimde ele alınmasına dikkat etmekte, meseleleri mantıkî bir düzen içerisinde işlemekte, konuyla ilgili temel kavramları açıkladıktan sonra ayrıntılara girmekte­dir. Müellif her fırkanın görüşünü kendi kaynaklarından naklettiğini ve bu işi ya­parken tamamen objektif kaldığını belirtmektedir.

el-Milel ve’n-nihal, kısa zamanda bu sahanın bir klasiği haline gelmiş olup ba­zı müelliflerce kendi alanının en iyi kitabı olarak kabul edilmektedir. Sübkî eserin bu konuda yazılanların en iyisi olduğunu söylemekte İbn Teymiyye de mezheplere dair telif edilen ki­taplar arasında muhtevası en zengin ve nakli en sağlam olanı sayıldığını belirtmektedir. Sem-“ânî Ensâb’da ve Seyfeddin el-Âmidî £b-kârü’l-efkûr’üa İslâm mezhepleri konu­sunda el-Milel ve’n-nihal’den alıntılar yapmış, İbn Haldun Mukaddime’nin Şiîler’le ilgili bölümünde ondan istifade et­miştir. Eserin meşhur olmasının sebeple­rinden biri âdeta bir dinler ve mezhepler ansiklopedisi olarak görülmesi, ikincisi de müellifin konulan işlerken oldukça taraf­sız kalmaya çalışmasıdır. Nitekim Şehris-tânrde gerek Bağdadî gerekse İbn Hazm’-daki sert ve katı tutum görülmemektedir. Müellifin, önceki yazarlardan farklı olarak fikir ve görüşleri olduğu gibi verip günü­müz dinler tarihi araştırmalarında uygu­lanan nitelendirici metodu erken sayılabi­lecek bir dönemde kullanmış olması ese­rinin önemini daha da arttırmaktadır.

el-Milel ve’n-nihal’e eleştiriler de yö­neltilmiştir. Fahreddin er-Râzî Münâza-râf’ında, eserin İslâm mezheplerine dair bölümünün Bağdâdî’nin el-Fark beyne’l-hrak’mdan alınma olup kitabın yegâne orijinal yönünün Hasan Sabbâh’a ait dört bölümün tercümesi olduğunu ileri sürmüşse de bu eleştiri Fahreddin er-Râ-zî’nin, dört bölümün tercümesiyle ilgili tesbiti dışında doğru kabul edilmemekte­di. Bir başka tenkit de mezheplerin sayısıyla alâkalıdır. Şehristâ­nî, yetmiş üç fırka hadisindeki sayıları gerçek mânasında aldığı için mezheple­rin sayısını hadisteki rakamlara ulaştır­maya çalışmış, İslâm’dan doğan mezhep­lerin sayısı yetmiş üç rakamını aştığı hal­de diğer dinlerin mezhepleri bu rakama erişememiştir.

Şehristânî hangi eserlerden faydalan­dığını belirtmemekte, ancak daha önceki çalışmaların usullerini beğenmediğini ve bunların mezheplerin teşekkülü hususun­da belli bir esasa riayet etmediğini söy­lemektedir. Bununla birlikte Mu’tezile mezhebine dair bilgi verirken Kâ’bî, İb-nü’r-Râvendî, Eş’arîve Ca’fer b. Harb’in, Havâric konusunda Kerâbisî’nin, İslâm dı­şı mezheplerde Ebû îsâ el-Verrâk’ın isim­lerini zikretmektedir. Müellif, mezheplerle ilgili bö­lümde Abdülkâhir el-Bağdadîden fayda­lanmakla birlikte Râzî’nin iddia ettiği gibi bilgileri tamamen ondan almış değildir. Diğer taraftan Müberred’in el-Kâmil’in-den. Ebü’l-Kâsımel-Ensârî’nin Ğunye’-sinden alıntılar yapmış, muhtemelen İb-nü’n-Nedîm’in el-Fihrisfinden istifade etmiştir.  CâhİIiye dönemi Araplar’ı-nm inançları ile Hint dinleri hususunda İbn Hişâm, Ya’kübî, Mes’ûdî, Kâdî Abdül-cebbâr. Hasan b. Mûsâ en-Nevbahtî ve Ebû îsâ el-Verrâktan, Mecusîlik konusun­da da Ceyhânî’den faydalanmıştır. Felâsife bölümünde Yunan hakimleri ve İbn Sînâ hakkında bilgi vermekte, kadîm hik­metle nebevî hikmet, Yunan filozofların­dan birçoğu ile bazı peygamberler arasın­da ilişki kurmaktadır. Bu bölümde ayrıca İbn Sînâ’nın görüşlerini değerlendirmek­tedir.

el-Milel ve’n-nihal’in çeşitli kütüpha­nelerde çok sayıda yazma nüshası mev­cuttur. En eski yazma olduğu ileri sürülen ve müellif nüshası olduğuna dair not ta­şıyan. EscurialKütüphanesi’ndeki 152S numarada kayıtlı nüshanın müellif hat­tıyla olmadığı belirtilmektedir. Eserin Türkiye’deki kütüphanelerde de birçok yazması bulunmakta olup bunla­rın en azından yedi tanesi 600 (1204) yılından öncesine aittir. Leiden (613/1216-dan önce), Bologne (622/1225) ve Lenin­grad (631/1234) kütüphanelerinde de 600-650 (1204-1252) yıllarına ait yazma­lar vardır. Eserin nüshaları asıl iki nokta­da farklılık göstermektedir ki bunlardan biri Sultan Sencer’in veziri Ebü’l-Kâsım Mahmûd b. Muzaffer el-Mervezî’ye itha­fın da yer aldığı önsöz, diğeri Ceyhânî’den nakledilen Zerdüştîliğe dair bölüm olup bu kısımlar pek çok nüshada bulunma­maktadır.

I. cildi 1842’de, II. cildi 1846’daWilliam Cureton tarafından Londra’da yayımla­nan el-Milel ve’n-nihal 1923’te Leipzig’de yeniden neşredilmiştir. Cureton, eserin metni için altı nüshayı esas almış, ayrıca Farsça tercümesinden de yararlan­mıştır. Bu çalışma tenkitli neşir olma­makla birlikte Cureton kendi ifadesine göre metne sadık kalmış, yanlış olsa bile metne müdahale etmemiştir. Naşirin en büyük eksikliği eserle ilgili bütün dokü­manlardan istifade edememiş olmasıdır.

Cureton’dan sonra kitabın Mısır’da ilk baskısı 1847, ikinci baskısı 1871’de yapıl­mış, eser aynı tarihte Tahran’da da ya­yımlanmıştır. 1317-1321 (1899-1903) yıl­larında Mısır’da İbn Hazm’ın Kitâbü’l-Faşl îi’l-milel ve’l-ehvâ’i ve’n-nihal’ı-nin kenarında yeniden neşredilmiş bunu 1347-1348’deki (1929-1930) başka bir neşir takip etmiştir. Eser Muhammed Fethullah Bedrân tarafından edisyon kritiği yapıla­rak yayımlanmıştır (1947-1955). Bedrân, yukarıda zikredilen neşirlerin yanında ki­tabın Mısır’da bulunan on yazma nüsha­sından faydalanmıştır. Bedrân’ın neşri önemli olmakla beraber bazı eksiklikleri vardır. O dönemde mikrofilm kullanımı yaygın olmadığından naşir sadece Mısır’­daki yazmalarla yetinmek durumunda kalmıştır. Halbuki bunların hiçbiri 650 (1252) yılından öncesine ait değildir. Di­ğer taraftan nüshalar kullanılırken belli bir metot takip edilmemiştir. Ayrıca ese­rin orijinalinde bulunmayan tâli bölüm­lemeler konusunda bazı problemler söz konusudur.

el-Milel ve’n-nihal, Turka-i İsfahanı tarafından 1440’ta Tenkîhu’l-edilîe ve’l-cilel fî tercemeti Kitabi’l-Milel ve’nnihal adıyla Farsça’ya çevrilmiş ve Sul­tan Şâhruh’a ithaf edilmiştir. Diğer bir Farsça tercümeyi de 1611 ‘de Mustafa b. Hâlikdâd el-Hâşimî Eı-Abbâsî Tavzîhu’l-Milel adıyla gerçekleştirmiştir. Eserin Türkçe yegâne tercümesini Çlûh b. Mus­tafa el-Mısrî (1070/1659) yapmış ve bu tercüme 1847’de Mısır’da, 1862’de İs­tanbul’da basılmıştır. Eserin girişindeki mukaddimelerden ikisi Lütfı Doğan, tamamı Abdurrahman Küçük, Mustafa Erdem ve Adem Akın, dinler tarihiyle ilgili önemli bölüm­leri Şaban Kuzgun tarafın­dan Türkçe’ye çevrilmiştir. el-Milel ve’n-nihal’i Theodor Haarbrücker Almanca’ya tercüme etmiştir. Ese­rin sadece İslâm’a dair bölümü A. K. Kazi ve J. G. Flynn tarafından İngilizce’ye çev­rilmiş ve önce Abr-Nahrain mecmuasın­da ardından Mus-lim Sects and Divisions adıyla kitap olarak neşredilmiş, aynı bölü­mün Fransızca’sını Jean Claude Vadet Les dissidences de î’Islam adıyla yayımlamıştır. Eserin en son ve tam tercümesi İbrahim Medkûr’un teşvikiyle I. cildi Daniel Gİmaret ve Guy Monnot, II. cildi Jean Jolivet ve Guy Monnot tarafın­dan Livre des religions et des sectes adıyla Fransızca yapılmıştır. el-Milel ve’n-nihal’in “Ârâü’l-Hind” kısmını Bruce B. Lavvrence Shah-rastânî on the Indian Religions dinler tarihiyle ilgili bölüm­lerini Ömer Faruk Harman Dinler Tarihi Açısından el-Milel ve’n-Nihal adıyla dok­tora tezi olarak hazırlamış. Mustafa Ay­dın da el-Milel ve’n-nihal’de Aristote­les Felsefesi ve Kaynakları adlı yüksek lisans tezi olarak bir çalışma yapmıştır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski