Osmanlı Devleti’nde millet-i hâkimenin aslî unsurlarından olan ve İslâm geleneğinde “kavm-i necib” diye ayrı bir itibar gören Araplar arasında Araplar’ın ortak dil, tarih, coğrafya ve etnik temellere dayalı müstakil bir millet oluşturduğu ve bu milletin kendi devletini kurması gerektiği anlamındaki siyasî Arap milliyetçiliği, Osmanlı sonrasında Batılılar’a karşı verilen bağımsızlık mücadelesi dönemine ait bir gelişmedir.
XIX. yüzyılın başında Avrupa’nın Ortadoğu’ya müdahalesiyle mahallî dengelerin bozulması ve Osmanlı otoritesinin giderek zayıflaması, Avrupa’ya giden Mısırlı öğrencilerin Bati’daki yeni fikirleri taşımaları gelişmelerin başlangıcını teşkil eder. XIX. yüzyılın ikinci yarısında Avrupa’nın Arap topraklarında artan nüfuzuna karşı bir tepki şeklinde doğan yabancı düşmanlığı Mısır merkezli Arapçılık fikriyatının kökenlerini oluşturmuştur. Diğer taraftan özellikle Suriye ve Lübnan’da Batı ile yakın ilişkiler içinde yetişmiş hıristiyan yazarlar da Avrupa kökenli yeni fikirlerin Araplar arasında yayılmasında öncü rolü oynamıştır. Ancak bu tür gelişmeler Arap âleminde toplumsal destek bulamamış ve Araplar arasında din birlikteliği belirleyici olmaya devam etmiştir.
İttihat ve Terakkî dönemi Arapçılık fikriyatının gelişme devridir. II. Meşrutiyet sonrasındaki nisbî serbestlik ortamı, her kesimin olduğu gibi Araplar’ın da cemiyetleşmeye ve basın yayına önem verdikleri bir dönemi başlatmış, 1908-1914 yılları arasında ondan fazla resmî veya gizli Arap cemiyeti kurulmuştur. Ancak Araplar’ın büyük çoğunluğu I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı hilâfet merkezini desteklemek ve Osmanlılık’ta ısrar etmekle birlikte Şerîf Hüseyin ailesi gibi bir kısım Araplar siyasî ihtirasları yüzünden İngilizler’in desteğiyle topladığı birkaç bin civarında bedevî kuvvetiyle isyan başlatmıştır.
Savaşın hemen arkasından bağımsızlık beklerken İngilizler’in veya Fransızlar’ın manda yönetimi altına giren Araplar çıkış yolu olarak Arap milliyetçiliğine sarılmıştır. Zamanla radikalleşen Arap milliyetçilik hareketlerinin bu dönüşümünde Filistin’de bir İsrail devleti kurulmasına giden gelişmelerin büyük payı olmuştur. Ancak Avrupalı devletlerin teşkil ettiği Ortadoğu yapılanmasında problemli pek çok alanın bırakılmış olmasının yanı sıra Araplar arasında geleneksel kabile anlayışının hâlâ güçlü bir şekilde yaşaması, bütün Arapiar’ı kuşatacak çerçevede etnik merkezli bir hareket gerçekleştirmeyi mümkün kılmamıştır. Arap ülkeleri 1945-1962 yıllan arasında bağımsız olmuş ve Arap Devletleri Ligi [League of Arap States] şemsiyesi altında toplanmıştır. Bu dönemde Cemal Abdünnâsır’ın himayesinde gelişen siyasî Arap milliyetçiliği Michel Eflak gibi isimlerle ideolojik boyutlarını milliyetçi sosyalizm şeklinde sistemleştirmiştir. İslâm’ı bir gelenek ve kültür şeklinde sahiplenen Arap milliyetçiliği, etnik değer ve dil üzerine inşa edilen ve Araplar’ın medeniyet kabiliyetlerine vurgu yapan ideolojik boyutu öne çıkarmıştır.
- Milliyetçilik Akımı, Hareketleri -İranda, Farslarda-
- Milliyetçilik Akımı, Hareketleri -Osmanlıda, Türkiye’de-
- Milliyetçilik Nedir, Akımı, Tarihi, Tanımı
TDV İslâm Ansiklopedisi