Minyatür Sanatı, Osmanlı Minyatürleri, Osmanlılarda Minyatür, Hakkında Bilgi

Osmanlı Devleti’nin ikinci başşehri olan Edirne’de XV. yüzyılın üçüncü çeyreğinde hazırlanmış Dilsûznâme, Külliyyât-i Kâtibî ve Ahmedînin İskendernâme’si, erken Osmanlı minyatür üslûbu­nu temsil eden eserlerdir. Bunların resimlenmesinde, 844’ten (1440) sonra Tîmurlular’ın Şîraz şehrinden Edirne’ye geldiği sanılan bir grup sanatçının Türk asıllı nakkaşlarla birlikte çalışmış olduğu belirlenmiştir. 870 (1465) yılında Amas­ya’da hazırlanan Cerrûhiyye-i İlhâniyye’nin iki nüshası da bu dönemin önem taşıyan diğer eserleridir.

İstanbul’un fethinin ardından İtalya’­dan davet edilen Gentile Bellini’nin yap­tığı Fâtih Sultan Mehmed’in yağlı boya portresiyle Costanzo da Ferrara’nin ha­zırladığı bronz madalyonlar, aynı devirde Fâtih’in minyatür geleneğinde portrele­rini yapan Osmanlı nakkaşları Sinan Bey ile Şiblîzâde Ahmed’in üslûplarını etki­lemiştir. II. Bayezid döneminde (1481-1512) resimlenen edebî konulu eserler­de genellikle XV. yüzyıl Türkmen min­yatür üslûbunun yanı sıra Batı sana­tının da etkileri görülür. Her iki tesirin kaynaştığı minyatürler Kelîle ve Dimne, Şeyhî’nin ve Hâtifî’nin Hüsrev ü Şîrîn nüshaları ile Emîr Hüsrev-i Dihlevî Hamse’sinin 903 (1498) tarihli nüs­hasında yer alır. Aynı dönemin ilginç bir eseri Bursalı Uzun Firdevsî’nin yazdığı, Hz. Süleyman’ın ola­ğan üstü olaylarla dolu hayatını konu alan Süleymannâme’üır. II. Bayezid devrinin 1484-1485 olaylarını işleyen manzum Şehnâme-i Melik Ümmî bu dönemin, metni Melik Ümmî tarafından yazılan ve tasvirleri Abdullah Nakkaş tarafından yapılan tarihî konulu ilk eseridir.

Yavuz Sultan Selim ile Kanunî Sultan Süleyman devirlerinde Osmanlı minyatü­rü önemli aşamalardan geçerek özgün üs­lûbuna doğru yönelmiştir. Yavuz Sultan Selim’in İran ve Mısır’dan İstanbul’a ge­tirdiği farklı gelenekleri temsil eden nak­kaşların birlikte çalışmaları sonucu, hem Hüseyin Baykara dönemi Herat Nakkaş-hânesi’nin dekoratif üslûbunun hissedil­diği hem de Osmanlı karakterinin yansı­tıldığı bir resim tarzı doğmuştur. Ferîdüddîn Attâr’ın Mantıku’t-tayr’ının, Ali Şîr Nevâî’-nin Divan’ının, Nevâî’nin Hamse’sinin  Dîvân Şâhfrim, Molla Câmî’nin Tuhfetü’l-ahrûr’mın, Ârifî’nin Gûy u Çevgân’ınm, Dîvân-i Selîmi’nin, Câmî’nin Meşnevi’sinin ve Seîimnâme adlı tarihî Konulu bir eserin minyatürleri bu üslûptadır.

Kaleme aldığı tarihî konulu eserleri fi-gürsüz manzaralar ve topografik şehir görünümleriyle resimleyen Matrakçı Nasuh’un ilk çalışmalarından biri Târîh-i Sultân Bayezid’di. Kitaptaki II. Bayezid dönemin­de fethedilen on kalenin tasviri sanatçının üslûbunu yansıtan ilk resimlerdir. Yavuz Sultan Selim devrini konu alan bir başka eserinde ordunun Tebriz seferin­de konakladığı menziller resmedilmiştir. Kanunî Sultan Süleyman’ın Irak Seferi’ne dair Mecmûa-i Menâzil ve Süleymanname, Matrakçı Nasuh’un metin­lerini yazarak resimlediği diğer kitapları­dır. Şehnameci Ârifî Fethullah Çelebi’nin kaleme aldığı beş ciltlik Şehnâme-i Âî-i Osman’ın V. cildi olan Süîeymannâme beş ayrı nakka­şın minyatürlerini yaptığı, ikonografik Özellikleriyle sonraki dönemlerin çalış­malarına öncülük eden örnek eserlerden biridir.

XVI. yüzyılın ikinci yansında doğan kla­sik üslûbun en büyük ustası Nakkaş Os­man’dır. Bu üslûpta. Kanunî Sultan Sü­leyman döneminde var olan yüzey bezemeciliğinin önemini yitirdiği, sade zemin­lerin tercih edilerek konuların yalın bir an­latımla ve belgesel bir gerçekçilikle yan­sıtılmaya çalışıldığı görülür. 977’de (1569) tamamlanan, Kanunî Sultan Süleyman’ın Sigetvar seferini ve ölümünü anlatan Nüzhetü’l-esrâri’l-ahbâr der Seferi Si­getvar, Nakkaş Osman’ın şahsî üslubuyla resimlediği ilk eserdir. Adının “nakkaş” olarak geçtiği ilk çalışma ise 987 (1579) tarihli Kıyâfetü’l-insâniyye îî şemâili’i-Osmâniyye’dir. Devrin şehnamecisi Seyyid Lokman ile birlikte çalışan Nakkaş Osman Zafernâme, Şehnâme-i Selim Han, Şehnâme-i Murâd, Hünernâme, Zübdetü’t-tevârîh ve Surnâme-i Hümâyun adlı eserleri resimleyen nakkaşların başında bulunmuştur. Bu do­nemde hazırlanan resimli gazavatnâmeler Nusretnâme, Kitâb-ı Gendne-i Feth-i Gence, Şecâatnâme ve Târîh-i Feth-i Yemen’dir. 790’da (1388) Erzurumlu Darîr’in yazdığı Sîyer-i Nebî’nin altı cilt halindeki nüshaları, En­derun’dan yetişmiş bir sanatçı olan Nak­kaş Hasan’ın yönetiminde bir nakkaşlar ekibi tarafından resimlenmiştir. Şehna­meci Tâlikîzâde’nin yazdığı Fetihnâme-i Eğri ve Şehnâ­me-i Âl-i Osman ile Şehnâme’dehi minyatürler deyine Nakkaş Hasan’a aittir. Aynı devirde Bağdat’ta hazırlanan tasav­vuf ve peygamberler tarihi konulu eser­lerde uygulanan Safevî minyatürünün et­kisinde kalmış, renkleri canlı, ifade tarzı abartılı resim üslûbu Osmanlı eyalet üslû­bu olarak tanımlanmıştır. Bunlar arasın­da Fuzûli’nın Hadîkatü’s-süadâ’sı ile en önemli örneklerdir.

Sultan I. Ahmed döneminde tekyaprak resim ve minyatürlerin belirli bir sıraya göre yerleştirildiği el yazması formatındaki murakka’ (albüm) yapımcılığı Önem kazanmıştır. Kalender Paşa tarafından düzenlenen /. Ahmed Albümü günlük hayat sah­neleriyle tek figür kadın ve erkek tipleri­nin tasvir edildiği çok sayıdaki tek yaprak minyatürü içerir. Yine Kalender Paşa’nın tertip ettiği Falname adlı eserde farklı resim üslûplarını yansıtan din ulularıyla astrolojik figürle­rin tasvir edildiği büyük boyutlu minya­türler bulunmaktadır. Devrin tarih konu­lu yegâne resimli eseri. Hoca Sâdeddin Efendi’nin Osman Gazi’den Yavuz Sultan Selim’e kadar Osmanlı tarihini konu alan Töcü’t-tevârîh”m\n bir nüshasıdır. II. Osman döneminde klasik Osmanlı minyatür üslûbundan ay­rılan ve kendine has bir üslûp geliştiren Ahmed Nakşî’nin resimlediği eserler dik­kat çeker. Firdevsî Şâhnâme’sinm Türkçe çevirisi olan Şehnâme-i Taritfriin resimlenmesinde ça­lışan Ahmed Nakşî, Tercüme-i Şekaik-i Nu’mâniyye ile Dîvân-ı Nâdiri olarak tanınan mecmu­adaki tasvirlerin tamamını yapmış ve Şehnâme-i Nâdiri’yi resimleyen nakkaşlar arasında da yer almıştır. XVII. yüzyılda minyatür geleneğindeki tasvirlerin saray dışında, özellikle İstanbul’a ge­len yabancılar için hazırlanan kıyafet al­bümleri içerisinde tek figür resimleri ola­rak yaygınlaştığı görülür. Bu yüzyılın İkinci yarısından günümüze ulaşan iki Silsile­name nüshası. Osmanlı padişahlarının bu devirde ikamet ettikleri Edirne sarayında Musavvir Hü­seyin tarafından hazırlanmıştır. Musav­vir Hüseyin, bu eserlerdeki dizi padişah portreleri tasvirlerinin kurgulanyla XVIII. yüzyılın başlarında eser veren Levnî’ye öncülük etmiştir. Levnî’nin yaptığı Kebir Musavver Silsilename”deki dizi padişah portreleri Ba­tılılaşma dönemi Osmanlı tasvir üslûbu­nun ilk örnekleridir. Levnî tarafından re­simlenmiş olan bir diğer eser. Vehbî’nin III. Ahmed’in oğullarının sünnet düğünü şenliklerini konu alan Surnâme’sidir. Bu minya­türler, kesitlerle verilmiş mimari biçimler ve üst üste dizilmiş figür gruplarına sa­hip kompozisyonlar içerir. Osmanlı minya­tür üslûbuna yeni ifade biçimleri kazan­dıran Levnî’nin ardından yüzyılın ikinci ya­rısında yenilikçi adımlar atan bir diğer sa­natçı Abdullah-ı Buhârî’dir. Onun yaptığı tek figür kadın ve erkek resimleri, saray çevresi için hazırlanmış bir albümle Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndeki iki albüm içerisinde bulunmaktadır. 1750 yılından sonra Os­manlı minyatürü daha çok kıyafet albüm­leri ve padişah portreleriyie sürmüştür. Enderunlu Fâzil’ın çeşitli ülkelerin kadın ve erkek güzelliklerini anlatan Hûban-nâme ve Zenanndme’sinin minyatürlü kopyalarında çeşitli kadın ve erkek tipleri yerel kıyafetleriyle resmedil­miştir.

XVIII. yüzyılın sonlanyla XIX. Yüzyılın başlarında hazırlanan kıyafet albümleri ve sefâretnâme türündeki eserlerde yer alan resimlerin artık üç boyutlu tarzda ve sulu boya ile ve bazı tek figür resimlerinin kâğıt üzerine tempera veya yağlı boya teknikleriyle yapılması geleneksel Osmanlı minyatürünün sona ermesine yol açmış­tır. Bu dönemde Osmanlı sarayının hizme­tinde bulunan Refail ve Kostantin Kapı-dağlı gibi ressamlar tuval üzerine yaptık­ları padişah portrelerinin dışında kâğıt üzerine de çalışan son sanatçılardır.

  • Minyatür Sanatı, Özbek, Müslüman-Hint Minyatürleri
  • Minyatür Sanatı, Selçuklu Minyatürleri, Selçuklularda Minyatür
  • Minyatür Sanatı, Safevi Minyatürleri, Safevilerde Minyatür
  • Minyatür Karakoyunlu, Akkoyunlu Türkmen Minyatürleri
  • Minyatür Sanatı, Timurlu Minyatürleri, Timurlularda Minyatür
  • Minyatür Sanatı, İlhanlı ve Sonrası Minyatürleri, İlhanlılarda Minyatür
  • Minyatür Nedir, İslam Minyatür Sanatı

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski