Milâttan önce VII. yüzyılın sonlarında Fenikeliler’in ayak bastığı sanılan ve 1 ve IV. yüzyıllarda Bantu kavmi tarafından istilâ edilen Mozambik’in İslâmî dönemdeki tarihi, Basra körfezindeki müslüman Araplar’ın VII. yüzyılın ortalarında Hint Okyanusu sahillerine gelmesiyle başlar. Abdülmelikb. Mervân zamanında Uman’-dan kaçan bazı Haricîler ile Hişâm b. Abdülmelik döneminde Hz. Hüseyin’in torunu Zeyd b. Ali Zeynelâbidîn taraftarı bir grup bölgeye gelip yerleşti. Müslümanlar, kısa bir süre sonra Doğu Afrika’nın Ümitburnu’na kadar uzanan sahil şeridine ve buralarda Süfâle (Sofala). Mozambik gibi adalara hâkim olup bu sahillerde küçük şehir devletleri kurdular ve iç bölgelerdeki yerli krallıklarla ticarî ilişkiler geliştirdiler. Araplar’ın ardından Şîraz kökenli İranlılar, Hintli ve Çinliler ticaret yapmak amacıyla bölgeye geldiler. X. yüzyılın sonlarında İran’dan bölgeye sığınan Şîraz emîri tarafından Kilve adasında kurulan sultanlık, XII. yüzyılın sonlarında hâkimiyet alanını kuzeyde Zengibar ve Pemba, güneyde Mozambik ve Süfâle adalarına kadar genişletti. Adanın sultanı Mûsâ b. Bîk’in adı zamanla Musambih ve ardından Mo-zambik’e dönüşerek adanın ismi haline gelmiş, XVI. yüzyılın başlarında buraya gelen Portekizliler bölgedeki bütün sahiller için Mozambik adını kullanmaya başlamışlardır. İslâm kaynaklarında Mozambik sahillerinin adı, altın ticaretinin önemli merkezi olan Süfâle şehri dolayısıyla Bilâdüssüfâie, Süfâletüzzeheb, Süfâletüt-tebr veya yerli halkın zenci olması sebebiyle Bilâdüzzenc olarak geçmektedir. 304 (916) yılında bölgeyi ziyaret eden Mes’ûdî, Süfâie’den zenci ülkesinin en uç noktası diye bahseder ve Umanlı denizcilerin Kanbulu, Süfâle ve Vakvak ülkelerine gittiklerini, zenci yerlilerin içinde müslüman olanların bulunduğunu belirtir. XII. yüzyıl İslâm coğrafyacılarından İdrîsî, Süfâ-le’de altın ve demir madenlerinin bolluğuna dikkat çekmiştir.
1497 yılında Mozambik adasına gelen Vasco da Gama ada halkından iki rehberle Hint Okyanusu’na açılmak istedi ve bu talebi karşılanmadığı takdirde adayı top ateşine tutma tehdidinde bulundu. Kendisine verilen rehberlerle Kalküta’ya gitmek üzere ayrılınca Mozambik adası Portekiz saldırısından kurtuldu. Vasco da Gama, 1502-1504 yıllarındaki ikinci seferinde Süfâie’den epeyce altın alıp bunları Portekiz kralına götürdü. Süfâle ve Küve’-yi Hindistan yolu üzerinde birer üs olarak kullanmak isteyen Portekiz Kralı I. Manuel bölgeye bir donanma gönderdi (1505). Portekizli kumandan Francisco d’Alme-dia, Süfâle ve Kilve’de kendi getirdiği malzemelerle kaleler inşa ettirdi. 1507’de tarihî Süfâle İskelesi’nin yerini Mozambik adası aldı. Adada Hindistan seferine çıkan Portekiz gemileri için depo, denizciler için sağlık evi ve bir kilise yaptırıldı. Mozambik adası kısa zamanda Hint Okyanusu sahilinde Portekiz sömürgeciliğinin en Önemli merkezi oldu.
Pîrî Reis, Kitâh-ı Bahriyye’de Habeş memleketinin Makdişu sahillerindeki şehirleri anlatırken bölgenin en uzak noktasında altın madenleriyle meşhur Süfâle”-nin bulunduğunu söyler; ayrıca Membâ-se (Mombasa), Melindî(Melİnde), MûseBîk (Mozambik) ve Kilve’yi zikreder. XVI. yüzyılda Mozambik sahilleri hakkında ayrıntılı bilgi veren Portekizli seyyah Duarte Barbosa, Mozambik sahilindeki şehirlerde yaşayan müslümanların Melinde, Mombasa ve Kilve’den buraya pamuklu ve yünlü kumaşlarla inci getirip karşılığında altın aldıklarını, bugünkü Mozambik’in arka ülkesi konumundaki Monotomapa Krallığfnda çıkarılan altının Mozambik adası, Süfâle ve Angoche’a getirildiğini, bu üç adanın şehrin Kilve sultanının gönderdiği şerifler tarafından idare edildiğini anlatır.
XV. yüzyılın ilk yarısında Portekiz donanması kıyı şeridine hâkim olmakla birlikte iç kısımlarda henüz etkili değildi. Müslümanlar ise epeyce içeride kalan Sena ve Tete şehirlerinde ticaretle meşguldüler. Sahillerde kuvvetli idarî yapı oluşturmayan işgal güçleri yanında Quitan-gonha, Sancul, Sangage ve Angoche gibi yerler uzunca bir süre müslüman yöneticilerin elinde kaldı. Portekizliler, XVI. yüzyılın başından itibaren adım adım ele geçirerek sömürgeleştirdikleri Mozambik’i, 1750’de merkezi Goa Limani’nda bulunan ve kral naibi tarafından idare edilen Hindistan sömürgesine bağladıktan bir yıl sonra müstakil hale getirdiler. Mozambik adasını da 1898 yılına kadar devam eden süreçte bu sömürgenin merkezi yaptılar.
Portekizliler’in Doğu Afrika’da en önemli geçim kaynağı, XIX. yüzyılın ortalarına doğru yasaklanıncaya kadar köle ticareti ve diğer Avrupa ülkelerinin sömürgelerine belli bir ücret karşılığında yerli insan şevki oldu. Portekizliler köle ticaretini asırlarca Mozambik adası üzerinden yaptılar. Sömürge idaresi, XVI-XIX. yüzyıllar arasında Mozambik’ten dünyanın çeşitli bölgelerine gerçekleştirdiği köle ticareti sayesinde altın çağını yaşadı. 1814 yılına kadar Mozambik adası köle ticareti için en önemli liman iken buranın yerini önce Quelimane, ardından İnhambane ve Ibo limanları aldı. XIX. yüzyılın ilk yarısında 400.000 Mozambikli Portekizliler tarafından köleleştirilip başka yerlere gönderildi. Fransa 1848’de köle ticaretine sınırlama getirdiyse de kaçak köle ticareti devam etti. 1854 yılından itibaren Portekiz, Mozambik içinde çalıştırılmasına izin verdiği veya yurt dışına belli bir ücret karşılığında götürülmesine karşı çıkmadığı işçilere hür insan statüsü vererek düşük de olsa bir ücretlendirme yaptı. Ancak bu ücret ülkede aynı işi yapan Avrupalı işçilerin ücretine göre çok azdı. 1857’de Portekiz sömürge valisi. Fransızlar’ın yürüttüğü kaçak köle ticaretini engellemeye çalışınca iki ülke arasında diplomatik kriz yaşandı. Fransa’nın 1859’da Doğu Afrika sahillerinden köle ticaretini kesin olarak yasaklamasıyla Mozambik’ten köle taşınması son buldu. Fransa 1881’de, Komor adalarından Mayotte ve Madagaskar’da ihtiyaç duyduğu iş gücü açığını Mozambik’ten sağlamak üzere Portekiz ile yeniden anlaştı. Mozambik adası ve Quelima-ne Umam’ndan 1852 ‘de başlayan ve 1902 yılına kadar aralıklarla devam eden bu süreçte 115.000 Mozambikli işçi Fransız sömürgelerine götürüldü. Ardından bu defa Güney Afrika ve Zimbabve’deki madenler için Mozambik’ten işçi talep edildi.
Portekiz, 1884-1883 yıllarında düzenlenen Berlin Konferansı sırasında bugünkü Mozambik Devleti’nin sınırları içinde kalan topraklan himayesine aldığını ilân etti. Bununla birlikte XX. yüzyıla gelindiğinde bile bütün ülkeyi kontrol etmekten uzaktı. Mozambik topraklarının önemli bir kısmının sömürgeleştirilmesi ancak 1924’te tamamlandı. Yaklaşık beş asırdır Mozambiklileri yurt dışına köle ve işçi olarak pazarlayan Portekiz, bu dönemde ülkedeki arazileri işletmek için Avrupa’dan göçmen getirmeye başladı. 1932’de 18.000 olan Avrupalı işçilerin sayısı 1960′-ta85.000’e ulaştı. Bölge 1951 yılında Portekiz’in deniz aşın eyaleti ilân edildi.
1949’da Eduardo Mondlane, bir Öğrenci hareketi olan Nucleo dos Estudantes Secundarios de Moçambique’i (NESAM) kurarak Portekiz sömürgeciliğine Karşı ilk mücadeleyi başlattı. Aynı yıllarda daha geniş katılımlı bir kurtuluş hareketinin temelleri atıldı. 1962’de kuruluşu gerçekleşen, liderliğini Eduardo Mondlane’nin üstlendiği Marksist-Leninist eğilimli Mozambik Kurtuluş Cephesi [Frente de Libertaçao de Moçambİque Frelımo] Sovyetler Birliği ve Çin’in desteğini aldı. 1964yılında silâhlı mücadeleye girişen Mozambik Kurtuluş Cephesi’nin direnişçi sayısı 1968’de 4000’e ulaşınca Portekiz ülkede asker sayısını 50.000’den 70.000’e çı-Kardı ve bağımsızlık taraftarlarına tam bir katliam uygulamaya başladı. Eduardo Mondlane, 3 Şubat 1969’da Tanzanya’nın başşehri Dârüsselâm’daki İkametgâhında bombalı bir saldırı sonucu öldürülünce yerini Fransa’nın Poİtiers şehrinde tıp tahsili gören ve 1962’de Dârüsselâm’a dönerek Mozambik Kurtuluş Cephesi’ne katılan Samuel Moises Machel aldı. Direnişçiler, Tanzanya’dan aldıkları güçle ülkenin kuzeyinde ve önemli merkezlerinde silâhlı mücadeleyi arttırdılar.
1974’te Portekiz’de gerçekleştirilen darbenin ardından Mozambik Kurtuluş Cephesi’nin lideri Samora Moises Mach-el’in Portekiz hükümetiyle görüşmeyi kabul etmesi üzerine yirmi yıl süren gerilla savaşı sona erdi. 25 Haziran 1975 tarihinde başşehir Lourenço Marques”teki Machava Stadı’nda Mozambik’in bağımsızlığı ilân edildi. Mozambik Kurtuluş Cephesi siyasî partiye dönüşerek Mozambik’in tek partisi oldu. Sosyalist bir yönetim kuran Samora Machel, sanayi alanında faaliyet gösteren şirketleri ve tarım yapılan arazileri millîleştirdi. Mozambik, bağımsızlığını kazanmasının hemen ardından Güney Afrika Cumhuriyeti ve Rodezya’-daki beyazların iktidarına karşı mücadele eden milliyetçi akımları desteklemeye başladı. Bunun üzerine Mozambik sınırını kapatan Rodezya hükümeti sosyalist rejime karşı Mozambik Millî Direnişi [Re-sistancia Nacional de Moçambique RENAMO] adıyla bir muhalefet hareketi oluşturdu. Mozambik halkının rejimden kaynaklanan memnuniyetsizliğini arkasına alan bu hareket, Güney Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri’nin desteğiyle ülkede bir iç savaş başlattı. 1980’de Rodezya’da yerliler beyazların iktidarına son verip Zimbabve adıyla bağımsızlıklarını ilân ettiler. Zimbabve’de yerlilerin kurduğu yeni iktidar Mozambik Kurtuluş Cephesi ile anlaşarak Mozambik Millî Direnişi’ne verilen desteği sona erdirdi. 1984 yılında da Güney Afrika Mozambik Millî Direnişi’nden desteğini çekti. 1987’de Mozambik Kurtuluş Cephesi – Mozambik Millî Direnişi arasında iç savaş yeniden alevlendi. 1986 yılı Ekim ayında Güney Afrikalılar’ın düzenlediği iddia edilen bir uçak kazasında Mozambik devlet başkanı Samora Machel öldü, yerine Dışişleri bakanlığı görevini yürüten Joaquim Alberto Chissano devlet başkanı oldu. Mozambik Kurtuluş Cephesi, 1989′-da Marksist-Leninist çizgisini terkedip çok partili hayata geçmeyi sağlayan bir anayasayı kabul etti. 1992 yılında Mozambik Kurtuluş Cephesi – Mozambik Millî Direnişi arasında yapılan anlaşmayla iç savaş sona erdi. Anlaşma sonrasında Mozambik Halk Cumhuriyeti olan ülkenin adı Mozambik Cumhuriyeti olarak değiştirildi.
- Mozambik -Ülkede İslamiyet-
- Mozambik Fiziki, Beşeri Coğrafya, Dini, Etnik Yapı
- Mozambik Başkenti, Yüzölçümü, Nüfusu
TDV İslâm Ansiklopedisi