Muaddil Hadis Kavramı Nedir, Hakkında Bilgi

Muaddil. Bir râvi veya şahidin güvenilirliği konusunda bilgi veren âdil ve âlim kişi.

Sözlükte “doğru hüküm vermek; doğru­luk, dürüstlük” anlamındaki adi (adalet) kökünden gelen ta’dîl bir kimsenin doğru, dürüst ve güvenilir olduğunu bildirmek masdarından türetilen muaddil kelime­si, hadis terimi olarak dinî ve ilmî yönden güvenilir olup olmadığı bilinmeyen bir râvi hakkında kendisine başvurulan veya râvinin güvenilir olduğuna hükmeden âdil ve âlim kimseyi ifade eder. Hadis ilminde muaddil yerine genellikle nâkid veya mü-nekkid kelimeleri kullanılır. İslâm huku­kunda ise şahitlerin güvenilir olup olma­dıklarını araştırıp tesbit etme işlemine tezkiye, bunu yapan kimseye müzekkî de­nir.

Muaddil kavramı Hz. Peygamber dö­nemine kadar uzanan bir geçmişe sahip olup Hatîb el-Bağdâdî’nin verdiği bilgiye göre Da’lec b. Ahmed, İbrahim b. Mahled b. Ca’fer, Ali b. Muhammed b. Abdullah. Ebû Hafs Ömer b. Ahmed b. Muhammed ve Hüseyin b. Muhammed b. Halef mu­addil olarak nitelendirilen âlimlerden ba­zılarıdır.

Bir kimsenin az hadis rivayet etmesi ve­ya kendisinden sadece bir kişinin rivayet­te bulunması gibi sebeplerle tanınmama­sı (mechûlü’l-ayn) ya da nasıl bir râvi oldu­ğunun bilinmemesi mechûlül-hâl, mestur durumunda rivayetinin kabul edilip edil­meyeceği onu tanıyan ve hakkında bilgi sahibi olan kişilerin beyanlarıyla belirlene­ceğinden tezkiye yapacak kimsenin âdil, güvenilir, dinî olgunluğa ve ilmî donanı­ma sahip bulunması gerekir. Dinî olgun­luk muaddilin müslüman, akıllı, ergen, İyi niyetli ve muttaki olması; ilmî donanım ise güçlü hafıza, zekâ, dikkat, temkin ve ciddiyet gibi nitelikleri taşıması yanında cerh-ta’dîli, sebeplerini, lafızlarını ve bu konudaki lafzî. fıkhî, itikadî ve tasavvufi ihtilâfları bilmesi, insaflı ve dengeli olması demektir.

İslâm âlimleri, rivayet ve şehâdete ba­kış açıları sebebiyle tezkiye için gerekli muaddil sayısında ihtilâf etmişlerdir. Bazı fıkıhçılar, rivayeti şehâdete kıyas ederek bir muhaddisin en az iki muaddil tarafın­dan tezkiye edilmesi gerektiğini söyler­ken tezkiyeyi haber-i vâhîd türünden bir olgu kabul eden hadisçi ve usulcülerin büyük çoğunluğu gerekli şartlan taşıyan bir muaddilin tezkiyesini yeterli görmüştür.

Diğer taraftan büyük bir muhaddis gru­bunun bir kimseden rivayette bulunma­sının o kimseyi ta’dîl etmek anlamına gel­diğini söyleyenler olduğu gibi bir râvinin ha­disinin Sahîhayn’da yer almasının ta’dîl ifade ettiğini belirten ve bu iki eseri bir tür muaddil kabul edenler de vardır.

Usul âlimleri, muaddilin tezkiye için kullanması gereken ifadeler hakkında farklı görüşler ileri sürmekle beraber bir râvinin âdil ve şahitliğinin makbul oldu­ğunu açıkça belirten herhangi bir lafız ve­ya ifade ile tezkiye etmesi yeterli sayıl­mıştır. Ancak bir râvinin adaletine hükmetmek için adalet yönüyle güvenilir bir râvinin zabt yönüyle kusurlu olabileceği düşüncesiyle- ayrıca rivayet ve şahitliğinin kabulüne engel bir halinin bulunmadığını gösteren “rızâ, merzî, razî” gibi bir tezkiye lafzını ekleme­yi gerekli görmüşlerdir. Muaddillerin bir râvinin ta’dîlinde kullandıkları bu genel sözlerden başka lafızlar da vardır. Râvi­nin adalet ve zabt derecesine göre fark­lılık gösteren bu lafızları ilk defa İbn Ebû Hatim dört dereceye ayırarak sınıflandır­mış daha son­ra bu taksim İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî, Zehebî, İbn Hacer el-Askalânî, Şemsed-din es-Sehâvî ve Süyûtî gibi âlimler tara­fından daha ayrıntılı biçimde ele alınmış­tır.

Sahabe döneminden itibaren her ne­silde râvilerin cerh ve ta’dîli konusunda görüşleri benimsenen birçok münekkit yetişmiş, onların bir kısmı bütün râvileri, bir kısmı râvilerin çoğunu, bir kısmı da gerekenleri tenkide tâbi tutmuştur. Her biri yetkin birer muhaddis olan bu mü-nekkidlerin adlarını bir araya getiren eserler yazılmıştır. Zehebî’nin Zikrumen yıftemedü kavlühû ti’l-cerh ve’t-ta’-dü’i, Tâceddin es-Süb-kî’nin Kâfide ti’l-cerh ve’t-tafdîl ve KaHde ti’l-mü’errihîn’i, Şemseddin es-Sehâ-vî’nin el-Mütekellimûn fi’r-ricâl’i ile eî-Hân bi’t-tevbîh li-men zemme ehîe’t-îârîh’ı bunlar arasında sayılabilir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski