Muaskar / Muasker Şehri Tarihi, Nüfusu, Hakkında Bilgi

Muasker. Cezayir’in kuzeybatısında tarihî bîr şehir.

Başşehir Cezayir’in 360 km. güneybatı­sında yer alan Benîşükrân dağlarının gü­ney yamacındaki Vâdîtûcîmân’da (Tûd-mân) deniz seviyesinden S85 m. yüksek­likte kurulmuştur. Tesis tarihinden itiba­ren genellikle ordugâh olarak kullanıldığı için Muasker diye adlandırılan şehre XIV. yüzyılda Fransızlar Mascara adını vermiş­lerdir.

Eski bir Berberi şehri olan Muasker’in tarihi antik dönemlere kadar gitmekte­dir. Ebû Ubeyd el-Bekrî’ye göre ahalisi Rüstemîler zamanında Tâhert’ten gel­miştir. Şerif el-İdrîsî, Muasker’i suyu ve meyvesi bol büyük bir kent olarak tarif etmektedir. Hasan el-Vezzân Afrikalı Leon XVI. yüzyılda Muasker’in tahıl, yünlü ku­maş ve binek hayvanları İçin koşum ta­kımlarının satıldığı önemli bir yerleşim merkezi olduğunu, Benî Râşid tarafın­dan yönetildiği dönemde her yıl Tilimsân hazinesine büyük Ölçüde gelir sağladığı­nı söyler.

Muvahhidler’in bir kale inşa etmesinin ardından Muasker’in önemi giderek art­maya başladı. Tilimsân’da hüküm süren Abdülvâdîler Zeyyânîler döneminde şeh­re bir vali tayin edildi ve askerler için kışla yapıldı. XVI. yüzyılda Osmanlılar’ın Kuzey Afrika’da ve Akdeniz’de İspanya ile müca­deleleri sırasında Abdülvâdîler’in idare­sindeki Muasker’in önemi daha da arttı. Cezayir Osmanlı idaresine geçtikten son­ra bölge idarî bakımdan garp, şark, ce­nup ve merkez adlı dört sancağa ayrılın­ca Muasker 971 (1563-64) yılında Garp Beyliği sınırlan içine alındı ve bir garnizon kuruldu. XVIII. yüzyılın başında Mustafa b. Yûsuf devrinde beyliğin merkezi Mâzûne’den Muasker’e taşındı. Mustafa Bey, bu döneme kadar şehir görünümünde ol­mayan Muasker’in gerçek kurucusu ka­bul edilmektedir.

Osman Bey’in Garp beyliği zamanında (1747-1760) Muasker çevresindeki kabile­ler itaat altına alındı. 1191’de (1777) ölen Garp beyinin yerine oğlu Mehmed’in geç­mesi gerekirken Mustafa Bey tayin edildi. Bölgede etkisini arttıran Derkâviyye tari­katının Vehrân civarındaki şeyhi Abdül-kâdir b. Şerîf çıkardığı isyan neticesinde Muasker’i ele geçirdi. Vehrân tarafına çe­kilen Mustafa Bey, buradan topladığı as­kerlerle 1194’te (1780) Muasker’i kurtar­mak için sefer düzenledi. Onun yolda öl­mesi üzerine yerine Mehmed el-Kebîr eş-Şeyh getirildi, 1780-1797 yılları arasında Garp beyliği yapan Mehmed el-Kebîr, Ha-şem ve Ağvât kabileleri arasında Osman­lı idaresini yerleştirdi. Onun zamanında Muasker’de cami ve medreseler, su ke­meri, çeşme ve idarî binalar inşa edildi; şehir bir ilim ve kültür merkezi haline geldi. Mehmed el-Kebîr, caminin su ihti­yacını karşılamak için yaptırdığı on altı havuza kanallarla su getirtti. Ayrıca yap­tırdığı medrese bünyesinde bir kütüpha­ne kurarak ülkenin çeşitli bölgelerinden değerli yazma eserleri buraya toplattı.

Derkâviyye ve Tîcâniyye tarikatları Meh­med el-Kebîr zamanında bölgede Osman­lı idaresi aleyhine faaliyetlerde bulundu­lar. Abdülkâdir b. Şerîf 1805’e kadar bey­liğe karşı mücadeleyi sürdürdü.

1792’de Vehrân’ın İspanyollar’dan geri alınması üzerine Garp Beyliği’nin merkezi Muasker’den Vehrân’a taşındı. Bu tarih­ten sonra şehir Önemini kaybetmeye baş­ladı. 1805 yılında şeyh Abdülkâdir b. Şe­rîf, Muasker’i ele geçirdiyse de buraya ta­yin edilen Mehmed e!-Mukalleş adlı bey tarafından şehirden çıkarıldı.

Emir Abdülkâdir el-Cezâirî, Osmanlı­lar’ın Cezayir’den çekilmesinin ardından Muasker’i kurma aşamasında olduğu devletin merkezi ilân etti. Şehirde darphâne, ateşli silâhlar fabrikası, barut­hane, tahıl ve erzak depolan yaptırdı. Mu­asker 1836 yılında Fransız ordusu tarafın­dan işgal edildi. Fransızlar, baruthane ve silâh imalâthanesi gibi önemli yerleri yı­kıp ertesi gun şehri terkettiier. Bu olayın ardından Emîr Abdülkâdir tekrar Muas­ker’i ele geçirdi. 30 Mayıs 1841’de Fran­sızlar Muasker’i yeniden işgal ettiler, şe­hir bu tarihten İtibaren resmen Fransız idaresine girdi. Cezayir’de Fransız sömür­geciliğinin en ağır şartlarda devam ettiği yıllarda halkın elindeki verimli arazilere Avrupa’dan getirilen göçmenler yerleşti­rildi.

27 Ekim 1858’de Muasker bölgede ku­rulan altı yeni kaza merkezinden biri oldu. Fransız sömürgeciliğine karşı başlatılan bağımsızlık mücadelesi sırasında bölge­de çok kanlı çarpışmalar cereyan etti. Muasker çatışmalarda tamamen harabe­ye döndü. Bu sırada (1879) şehirde 2840 kişi bulunuyordu. 1901’de Muasker’de yaşayan toplam 20.986 kişinin 9596’sı müsiüman, 10.900’ü hıristiyan, 490’ı yahudi idi. 1926’da nüfus 30.669’a ulaştı. Bu tarihten itibaren yerli nüfus giderek artarken [1977’de 51.400, 1987’de 67.000, 2004 yılı başlarında 88.300] dışarıdan gel­miş olanların sayısı devamlı azaldı. Fran­sız idaresi altındaki dönemde eski şehrin kuzeydoğusunda modern bir şehir kuruldu. Şehirde bugün şarapçılık, deri eş­ya, zeytinyağı, böcek ilâçları sanayii ge­lişmiştir.

Vehrân tarihine dair Behcetü’n-nâzır adlı eserin müellifi Abdülkâdir b. Abdul­lah el-Meşrifî el-Garîsî, Mehmed el-Kebîr’in 1189’da (1775) Vehrân’ın güneyine yaptığı seferleri anlatan Rihletü Meh­med el-Kebîr bâyü’l-ğarb ile’l-cenû-bi’l-Vehrânî adlı eserin müellifi Ebü’l-Abbas el-Hâc Ahmed b. Muhammed et-Tilimsânî, eş-Şağrü’l-cümânî fi’btisâ-mi’ş-şağri’l-Vehrânî’nin İbn Sahnûn di­ye tanınan müellifi Ahmed b. Muhammed b. Ali b. Sahnûn er-Râşidî, tarihçi, hadis ve fıkıh âlimi Ebû Re’s el-Muaskerî, Os­manlı döneminde Muasker’de yetişen önemli âlimlerdendir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski