Muhammed b. Ahmed b. Mustafâ Ebû Zehre (1898-1974) Mısırlı âlim.
29 Mart 1898’de Nil deltasının orta kesiminde yer alan Mahalletülkübrâ’da doğdu. Bu şehrin ileri gelen bir ailesine mensuptur. İlkokulda iken Kur’ân-ı Kerîm’i ezberledi. Medrese öğreniminden sonra Tanta’daki el-Câmiu’l-Ahmedî’ye girdi (1913). 1916’da Medresetü’l-kazâi’ş-şer’î’ye kaydoldu. Burada Ali el-Hafîf, Ab-dülcelîl îsâ, Muhammed Atıf Berekât Paşa ve Ahmed İbrahim Bey gibi hocalardan ders aldı. Medresetü’l-kazâi’ş-şerT-den mezun olunca bir yıl kadar stajyer avukatlık yaptı. Bu arada dışarıdan Kahire Üniversitesi Dârülulûm Fakültesi’ni bitirdi (1927). Aynı yıl Arap dili ve fıkıh okutmak üzere bu fakülteye ve Medresetü’l-kazâi’ş-şer’î’ye müderris tayin edildi. Ardından Sûhâc ve Kahire I. Fuâd liselerinde çalıştı. 1933’te Ezher Üniversitesi’ne bağlı Külliyyetü usûli’d-dîn’in Vaaz ve İrşad Bölümü’ne müderris oldu; okuttuğu derslere dair yazdığı eserlerle teiif hayatına başladı. 2 Kasım 1934te I. Fuâd Üniversitesi Hukuk Fakül-tesi’nde hitabet, bir yıl sonra da İslâm hukuku hocalığına getirildi ve İslâm hukuku bölüm başkanlığı yaptı. 1934-1942 yılları arasında Külliyyetü usûlü’d-dîn’deki derslerini misafir öğretim üyesi sıfatıyla sürdürdü. 1958’de Hukuk Fakültesi’nden emekli olduktan sonra da burada ders vermeye devam etti. Ma’hedü’d-dirâsâ-ti’l-Arabiyyeti’l-âlî’de hocalık yaptı, Ma”hedü’d-dirâsâti’l-İslâmiyye’nin kuruluşunda rol aldı ve bu enstitünün İslâm hukuku bölüm başkanlığı görevini yürüttü. 1960 yılında Evkaf Bakanlığı’nın Kur’ân-ı Ke-rîm’in bir tefsirinin hazırlanması ve diğer dillere tercümesi amacıyla oluşturduğu komisyonun raportörlüğünü yaptı ve burada hazırlanan el-Müntehab fî tefsîri’l-Kurâni’l-Kerîm adlı eser birçok dile çevrildi. Şubat 1962’de Mecmau’l-buhûsi’l-İslâmiyye’ye üye seçildi. Bunların yanı sıra Kriminoloji ve Sosyoloji Enstitüsü, Ezher Üniversitesi Meclisi ile Teknik Bilimler ve Edebiyat Yüksek Konseyi üyeliklerinde, Hanefî ve Şafiî mezheplerine göre kanunlaştırma komisyonu raportörlüğü görevinde bulundu. 1963-1964’te Ezher Üni-versitesi’ne bağlı Külliyyetü’l-muâmelât ve’l-idâre’de İslâm hukuku dersleri okuttu. 1969 yılında aile planlaması, çok evlilik ve talâkın sınırlandırılması gibi konuların yer aldığı ahvâl-i şahsiyye kanun tasarısına yönelik sert tenkitleri üzerine gazete ve dergilerde yazı yazması engellendi, konferans ve ders vermesi yasaklandı. Cemal Abdünnâsır’ın 1970’te ölümü üzerine bu kısıtlamalar kaldırıldı. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat’a da bu konuyla ilgili görüşlerini açıklayan bir mektup yazdı. 11 Nisan 1974’te vefat etti.
Muhammed Ebû Zehre son dönemin çok yönlü âlimlerinden biridir. Çeşitli konferansları, kitle iletişim araçlarında yaptığı konuşmalar ve başta Livâ’ü’î-îsîâm olmak üzere dergilerde yazdığı makalelerle Mısır’ın fikir hayatında etkili olmuştur. İslâm hukuku, tefsir, hadis, kelâm, Arap dili gibi alanlarda Kahire, İskenderiye, Ezher üniversiteleriyle Mısır dışındaki bazı Arap üniversitelerinde yüksek lisans ve doktora tezleri yönetmiş, başta ahvâl-i şahsiyye kanunu olmak üzere birçok hukukî düzenleme ve tâdil komisyonunda görev almıştır.
Düşüncelerini çekinmeden ifade eden Ebû Zehre, İslâmî değerlere aykırı bulduğu uygulamalara karşı çıkan bir ilim adamıydı. Kur’an’m asıl mucizevî yönünün onda mevcut hukuk prensiplerinde olduğunu söylemiş bilhassa hukukla ilgili eserlerinde günümüz hukukuyla İslâm hukukunu mukayeseli bir şekilde ele almış, bu yolla hukuk öğrencilerinin muhakemesinin gelişeceğini, görüşleri tartışma ve doğruyu arama melekesi kazanacağını belirtmiştir. Eserlerinde klasik fıkıh sistematiği yerine modern tasnifi esas alan bir metot benimsemiş, bu yöndeki çalışmaları teşvik etmiştir. Mezhepleri birbirine yaklaştıracağını, ihtiyaç halinde hepsinden faydalanmaya kapı aralayacağını, hukukla meşgul olanların İslâm hukukunun kavram ve teorilerini anlamasını, teoriyle pratik hayat arasında bağlantı kurmasını kolaylaştıracağını düşündüğü bu metodu izlemesinde özellikle hocası Ahmed İbrahim Bey’in. derslerini dört mezhebin yanı sıra İmâmiyye, Zeydiyye, Zâhiriyye ve İbâzıyye ile modern hukuk ve İslâm hukukunu mukayeseli bir şekilde işlemesinin etkili olduğunu bizzat kendisi söylemektedir Ancak Zeyd b. Ali ve Ca’fer es-Sâdık’ın hayatı ile Ca’ferî fıkhına dair bazı araştırmalarından dolayı Sünnîler’in, Ca’ferîler’e ait görüşleri eleştirmesi yüzünden bu mezhebe mensup araştırmacıların ağır tenkitlerine mâruz kalmıştır. Bilhassa Küleynî’nin ei-Kd/fsini Kur’ân-ı Kerim’le ilgili bazı rivayetleri sebebiyle mahkûm etmesi yüzünden kendisine reddiyeler yazılmıştır.
Muhammed Ebû Zehre Livâ’ü’l-îslâm’da yayımladığı yazılarında fıkıh, tefsir ve hadis alanındaki araştırmalarda izlediği metodu açıklamıştır. Ona göre fıkıh araştırmalarında tutarlı metot şu üç esasa uymakla gerçekleşir: Öncelikli kaynak olarak Kur’an’a ve Sünnet’e başvurmak, bu kaynaklarda açık hüküm bulunmadığında nasların ana İlkeleri ışığında ictihad etmek [bu da kıyas yapma ve maslahatı gözetme yoluyla olur] sahabe, tabiîn ve müctehid imamlardan oluşan Selefin sözlerine başvurmak. Sahabe kavli konusundaki yaklaşımı Ebû Hanîfe’nin usulünde olduğu gibi icmâ ettikleri konularda onlara uyma ve ihtilâf ettikleri hususlarda delili en güçlü olanı tercih etme şeklindedir. Bunun ölçüsü de ya müctehid imamların çoğunun tâbi olduğu görüşü benimsemek ya da Hz. Ömer gibi ileri gelen bir sahâbîye uymaktır. Tabiîne gelince sarih naslara aykırı bulunmamak şartıyla müctehid imamlardan çoğunluğun tâbi olduğu görüşe uymak gerekir. Fıkıh ilmini etkisi, yönlendirme gücü ve alanının genişliği bakımından dengi bulunmayan bir servete benzeten Ebû Zehre bunu müslümanların bıraktığı en hayırlı ilmî miras kabul eder. İslâm medeniyetinin fıkıhla inşa edildiğini, müslümanlara nisbet edilen İslâmî ilimler içinde en saf disiplinin fıkıh olduğunu ve fıkhın bir başka kültürden etkilenmediğini ve onun diğer ilimleri etkilediğini söyler.
Ebü Zehre Kur’an tefsiri konusunda üç prensip benimsemiştir.
1. Araplar’ın anladığı kelime mânalarının ve üslûbun dışına çıkmamak;
2. Kur’an lafızlarını te’vil ederek modern bilgi nazariyeleri oluşturmaktan ya da modern bilimsel nazariyeleri naslardan hareketle ispat yoluna gitmekten sakınmak.[çünkü bilimsel teoriler sürekli değişmektedir]
3. Kur’ân-ı Kerim’i anlamak için ondaki belagat sırlarını dikkatle araştırmak. Ebû Zehre, Kur’an’ın bir başka dile tercümesinin uygun ve hatta mümkün olmadığını ileri sürmektedir.
Muhammed Ebû Zehre’ye göre IV. (X.) yüzyılda ictihad kapısının kapanmış olduğu anlayışı müslümanların hayrına bir gelişme sayılır, ancak ehil olanlar için ictihad kapısı her zaman açıktır, evli kimseye uygulanması öngörülen recm cezasının sübûtunda kesinlik yoktur, sakal dinî bir hükümden ziyade bir âdet sayılır, özel sigortaların işlemleri caiz değildir, dört mezhebin hilâfına aynı anda üç boşama bir boşama kabul edilir, Hz. Peygamber hayatta iken hadislerde nesih caiz olmakla birlikte Kur’an hükümlerinde nesih meydana gelmemiştir.
Eserleri
A) Tefsir ve Kur’an İlimleri.
1. Zehretü’t-tefâsîr [1562] Li-vâ’ü’l-İslâm dergisinde yayımlanan Kur’ân-ı Kerîm tefsirinin kitap haline getirilmiş şekli olup müellifin ölümü dolayısıyla Nemi sûresinin 73. âyetine kadar gelebilmiştir. Ebû Zehre, daha çok dirayet tefsiri özelliğini taşıyan eserinin önsözünde klasik tefsirlere bazı eleştiriler yönelterek kendi çalışmasının amaç ve metoduna dair ipuçları vermektedir.
2. el-Muccize-tü’î-kübrâ. Tefsirin mukaddimesi olarak yazılmaya başlanan bu çalışma hacmi artınca müstakil kitap şeklinde yayımlanmıştır.
B) Fıkıh ve Fıkıh Usulü.
1. Bu alanda yazılan ilk modern eserlerden olup önsözünden, daha çok Mısır’daki hukuk fakülteleri öğrencilerine yardımcı kitap şeklinde hazırlandığı anlaşılmaktadır. Eseri Abdülkadir Şener çeşitli notlarla birlikte İslâm Hukuku Metodolojisi: Fıkıh Usûlü adıyla tercüme etmiştir.
2. Muhâdarât fî uşûli’l-hkhi’l-Ccfferi.
3. eş-Şerfatü’1-İslâmiyye. 1956 yılında Halep’te verdiği konferansın metni olup ölümünden sonra öğrencileri tarafından kitap halinde yayımlanmıştır.
4. el-Cerîme ve’l-ukü-be fi’I-hkhi’l-İslâmî. Modern terminolojiye göre İslâm hukukunun suç ve ceza teorisini ele alan eser bazı araştırmacılarca bu alandaki ilk çalışma kabul edilmekle birlikte Abdülkâdir Ûdeh’in et-Teşrfu’1-cinâ’iyyü’I-İslâmi-si bundan öncedir. Kitap daha sonra iki ayrı cilt halinde eJ-Cerfme fi’1-fıkhi’l-İslâmi ve el-Vkübe fi’l-îıkhi’l-İslâmî, adıyla neşredilmiş, İbrahim Tüfekçi eseri İslam Hukukunda Suç ve Ceza ismiyle Türkçe’ye çevirmiştir.
5. el-‘Alâkâtü’d-devliyye îî zıllİ’l-İslâm. 1964’te Mecmau’1-buhûsi’l-İs-lâmiyye’nin düzenlediği konferansa sunulan tebliğ olup Hüseyin Algül ve Osman Şekerci tarafından İslâm’da Beşerî Münasebetler ismiyle tercüme edilmiştir.
6. Nazariyyetü’l-harb ti’l’İslâm. Bu küçük hacimli kitabı Almanca ve İngilizce’nin yanı sıra Ceza Ahmed Kasem La concepüon de la guerre dans l’Islam adıyla Fransızca’ya çevirmiş, Cemal Karaağaçlı bu çeviriyi İslâm’da Savaş Kavramı ismiyle Türkçe’ye aktarmıştır. Ebû Zehre’nin bu alandaki diğer eserleri de şunlardır: el-Milkiyye ve na-zariyyetü’l-‘akd Muhâdarât ü’l-vakf Müşküetü’l-evkâf, Buhûs ü’r-ribâ, el-Ahvâlü’ş-şahşivye, Muhâdarât fî’ak-di’z-zevâc ve âşâruhû, mukarene beyne’l-mezâhibi’l-fıkhiyye ve’l-kavânî-ni’l-cArabiyye, el-Veîâyecale’n-neîs, Şerhu Kanuni’l-vaşıyye, Ahkâmü’t’terikâtve’l-mevâriş, el-Mîrûş’inde’l-Cacfenyye, Osman Şekerci, müellifin zekâtla ilgili bir çalışmasını Uygulamalı Zekat Hukuku: Temel Kaideler ismiyle tercüme etmiş, Mustafa Ahmed ez-Zerkâ’-nın sigortayla ilgili görüşlerine karşı yazdığı mütalaayı ise “Büyük Üstat M. Ebû Zehre’nin Cevabî Yazısı” adıyla Hayreddin Karaman Türkçe’ye çevirerek İslâm’a Göre Banka ve Sigorta isimli eserinin sonuna eklemiştir.
C) Biyografi.
1. Hâtemü’n-nebiyyîn .
2. el-İmâm Ebû Hanîfe: Hayâtühû ve caşruhû-ârâ?ühû ve fıkhuh.
3. el-İmâm Zeyd: Hayâtühû ve ‘aşruhû-ârâ’ühû ve fıkhuh.
4. el-İmâm eS’Şâdık: Hayâtühû vecaşruhû-âra’ühû ve fıkhuh.
5. el-İmâm Mâlik: Hayâtühû ve ‘aşruhû-ârâ’ühû ve îıkhuh.
6. el-İmâm eş-Şâfi’î: Hayâtühû ve caşnihû-ârâ’ühû ve fıkhuh.
7. el-İmâm Ahmed b.Han-beî: Hayâtühû vecaşruhû-ârâ:’ühû ve îıkhuh.
8. el-İmâm İbn Hazm el-Endelüsî: Hayâtühû ve ‘aşruhû-ârâ^ühû ve îıkhuh.
9. el-İmâm İbn Teymiyye: Hayâtühû ve ‘aşruhû-ârâ^ühû ve fıkhuh. Ebû Zehre bu eserlerinde mezhep imamlarının hayatı ve eserleri yanında ilmî metotları, görüşleri, mücadeleleri, haklarında söylenenler, mezheplerin yayılışı ve buna tesir eden etkenler ve mezhepler arası tartışma konularını objektif kriterlere uygun biçimde ele almıştır. Bunlardan dört mezhep imamıyla ilgili olanların Aisha Abdurrahman Bewley tarafından The Four İmams: Their Lives, VVorks and Their Schools oî Thought adıyla İngilizce’ye tercüme edilmiştir.
D) Diğer Eserleri.
1. Muhâdarât îi’n-naşrâniyye. Üniversitede verdiği on konferansı ihtiva etmektedir. Akif Nuri’nin Hristi-yanhk Üzerine Konîeranslar adıyla tercüme ettiği eser İngilizce, Fransızca ve Urduca’ya da çevrilmiştir.
2. Mukârenâtü’l-edyân: ed-Diyânâtü’l-kadîme. Ezher Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencileri için hazırlanan bir ders kitabıdır.
3. Târîhu’l-cede.
4. el-Hatâbe: Uşûlühâ-târîhuhâ îî ezheri \ışû-rihâ Hnde’l-%rab
5. Târî-hu’î-mezâhibi’l-İslâmiyye: Fi’s-Siyâ-se ve’l-akâid; II- Fî Târîhi’l-mezâhi-bi’l-fıkhiyye. Eserin I. cildini Ethem Ruhi Fığlalı – Osman Eskicioğlu ve Hasan Karakaya-Kerîm Aytekin, İslâm’da Siyasi ve İtikadi Mezhepler Tarihi adıyla Türkçe’ye çevirmiştir. II. cildi ise Ab-dülkadir Şener tarafından İslâm ‘da Fık-hi Mezhepler Tarihi ismiyle tercüme edilmiştir. Sıbgatullah Kaya, kitabın tamamını islâm’da İtikadı, Siyâsî ve Fıkhı Mezhepler Tarihi adıyla Türkçe’ye çevirmiştir.
6. Tanzîmü’l-üsre ve Tanzîmü’n-nesî.
7. et-Tekâîülü’l-ictimâ11! îi’l-İslâm. E. Ruhi Fığlalı ve Osman Eskicioğlu eseri İslâm’da Sosyal Dayanışma adıyla tercüme etmiştir.
8. Tanzîmü’l-İslâm li’l-müctema. 1965 Mayısında Mec-mau’l-buhûsi’l-İslâmiyye’nin düzenlediği konferansa sunulan bir tebliğ olup M. Vesim Taylan Nurettin Demir tarafından İslam ‘da Toplum Düzeni adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir.
9. el-Mücteme’u’l-insânî fî züli’l-İslâm. 1966’da Mecmau’l-buhûsi’l-İslâmiyye’nin düzenlediği konferansa sunulan bu tebliği Osman Şekerci İslamm Gölgesinde İnsanlık adıyla tercüme etmiş eser ayrıca İngilizce ve Fransızca’ya da çevrilmiştir.
10. er-Red ca!â meşrûH vizâreti’ş-şü’ûni’l-ictimâ-Hyye fi’î-üsre.
11. el-Vahdetü’l-İslâmiyye. İbrahim Sarmış’ın İslam Birliği ismiyle Türkçe’ye tercüme ettiği eser İngilizce ve Fransızca’ya da çevrilmiştir.
12. el-Cezâirü’l-müsîime.
13. ed-Dacve ile’l-İslâm, 1973’te Mecmau’l-buhûsi’l-İslâmiyye’de sunulan tebliğdir. Maşuk Aydın’ın İslâm’a Davet adıyla tercüme ettiği eser İngilizce ve Fransızca’ya da çevrilmiştir. Nasır Mahmûd Vehdân, Muhammed Ebû Zehre’nin yönettiği yüksek lisans ve doktora tezlerini, katıldığı toplantıları, radyo konuşmalarını, çeşitli dergilerde yayımlanan yazılarının tam listesini, kitap, dergi ve gazetelerde hakkında çıkan yazıların yerlerini kaydetmiştir.
TDV İslâm Ansiklopedisi