Muhammed Hamîdullah (1908-2002) XX. yüzyılın önde gelen İslâm âlimlerinden.
19 Şubat 1908’de Hindistan’ın Haydarâbâd şehrinde dünyaya geldi. Ailesi köklü ilmî geleneğe sahip olup Arap müfessir ve mutasavvıfı Mahdûrn Mehâimî’nin (ö. 835/1432) soyundan gelmektedir. Babası Haydarâbâd Nizamlığı başmüftülerinden Ebû Muhammed Halîlullah’tır. İlk bilgileri babasından aldıktan sonra dinî eğitimini Camia Nizâmiyye’de tamamladı ve yüksek lisans seviyesine denk bir derece olan “mevlevî kâmil” unvanını aldı. Ardından mezun olduğu Osmaniye Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde devletler hukuku alanında yüksek lisans yaptı. 1929*da Hanefî âlimlerinin eserlerini neşretmek amacıyla oluşturulan Meclisü ihyâi’I-maâri-fi’n-Nu’mâniyye’nin kuruluşuna katıldı.
Muhammed Hamîdullah, asistan olduğu Osmaniye Üniversitesi tarafından. İslâm devletler hukukuyla ilgili doktorasını tamamlamak için Almanya’nın Bonn şehrindeki Rheinische Friedrich Wilhelms Üniversitesi’ne gönderildi. Çalışmaları sırasında San’a. Mekke, Medine, Beyrut, Şam ve Kahire kütüphanelerinde araştırmalarda bulunduktan sonra 1932 yılında İstanbul’a gitti ve Şerefettİn Yaltkaya, İsmail Saib Sencer, Hellmut Ritter, Osman Rescher gibi ilim adamlarıyla görüştü. Doktorasını yaparken Paul Ernst Kahle ve Salim Fritz Krenkovv’dan faydalandı. Bu süre içerisinde aynı üniversitede Arapça ve Urduca dersleri verdi, Islamic Cuîture dergisinin Avrupa muhabirliğini yaptı. 1933’te tezini tamamladı. Paris’te Sorbonne Üniversitesi’ne sunacağı ilk dönem İslâm diplomasisi hakkındaki diğer bir doktora teziyle ilgili olarak Avrupa ve Kuzey Afrika kütüphanelerinde yazma eserler ve özellikle Fransız şarkiyatçısı M. Gaudefroy-Demombynes’in yanında İslâm’ın ilk dönemine ait siyasî belgeler üzerinde çalıştı. Bu tezini de verdikten sonra bir süre Henri Laoust, Louis Massignon ve VVilliam Mar-çais’nin College de France’taki derslerine katıldı. Ardından ülkesine döndü ve 1936-1946 yıllan arasında Osmaniye Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde İslâm hukuku ve devletler hukuku profesörü olarak görev yaptı; ayrıca Dinî İlimler Fakültesi’nde ders verdi.
1946 yılında Haydarâbâd Nizamlığı’nın Birleşmiş Milletler’e üye olması için kurulan delegasyona seçilen Hamîdullah, yurt dışındayken Hindistan’ın Haydarâbâd Ni-zamlığı’ni işgal etmesi üzerine (1948) ülkesine dönmedi. Haydarâbâd’ın bağımsız bir devlet olarak tanınmasını sağlamak amacıyla çalışmalar yaptığı için Hindistan hükümeti de onun Haydarâbâd topraklarına girmesini yasakladı. Hindistan ile İngiltere arasındaki suçluların iadesi anlaşmasına göre İngiltere’ye girişi engellenince Fransa’ya yaptığı sığınma başvurusunun kabul edilmesi üzerine 1996 yılına kadar orada vatansız heimatlos statüsünde yaşadı. 19S4’te Paris’teki Centre National des Recherces Scientifiques’te araştırmacı olarak çalışmaya başlayan ve 1978 yılında emekli olduktan sonra da araştırmalarına devam eden Hamîdullah, rahatsızlığı ilerleyince 1996’da Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek Florida eyaletinin Jacksonville şehrindeki akrabalarının yanına yerleşti. 17 Aralık 2002 tarihinde vefat etti, mezarı Jacksonville’de-ki müslüman kabristanındadır.
Muhammed Hamîdullah alçakgönüllülüğü, nezaketi, dindarlığı, dünya nimetlerine ve paraya değer vermemesiyle tanınmış ve hiç evlenmemiştir. Eserlerinden telif ücreti almazdı. Hz. Peygamber’in hayatıyla ilgili çalışmalarından dolayı Pakistan Devleti’nin kendisine lâyık gördüğü en yüksek dereceli hilâl-i imtiyaz nişanını kabul etmiş, fakat para Ödülünü İslamâ-bâd’daki İslâm Araştırmaları Enstitüsü’-ne bağışlamıştır; aynı şekilde Kral Faysal para Ödülünü de almamıştır. Kendisine Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Türk yazılı edebiyatının gelişmesine yardım eden yayınları dolayısıyla takdir ve teşekkür belgesi, İstanbul’daki bir kültür vakfı tarafından “Türk Millî Kültürüne Hizmet Şeref Armağanı” ödülü verilmiştir. Muhammed Hamîdullah Urduca, Hintçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Rusça, Arapça, Farsça ve Türkçe biliyordu, Mescid-i Nebevî’de kıraat âlimi Hasan b. İbrahim eş-Şâir’in huzurunda Kur’ân-ı Kerîm’i baştan sona kadar kıraat etmiş ve bir icazetname almıştır.
1950’lerin başlarında bir süre Pakistan Devleti’nin ilk anayasasıyla ilgili hazırlık çalışmalarına katılan Hamîdullah, 1951′-de İstanbul’da düzenlenen XXII. Milletlerarası Müsteşrikler Kongresİ’nde sunduğu İslâm hukukunun kaynaklarına dair tebliğiyle dikkatleri üzerinde topladı. 19S2 yılından itibaren yirmi üç yıl boyunca İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İslâm Araştırmaları Enstitüsü’nde misafir profesör sıfatıyla ders verdi. Bu enstitüde bulunduğu sırada kendisine asistanlık yapanlar arasında Fuat Sezgin ve Salih Tuğ yer almaktadır. Aynı süre içinde Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ile Erzurum Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi’nde İslâm tarihi, İslâm müesseseleri tarihî, mukayeseli dinler tarihi ve İslâm hukuku dersleri okuttu; ayrıca İstanbul, İzmir, Konya ve Kayseri’de çok sayıda konferans verdi. Derslerini ve konferanslarını takip eden, daha sonra İslâmî ilimler alanında akademik çalışma yapanlar arasında Hayreddin Karaman, Bekir Topaloğu, Suat Yıldırım, Yusuf Ziya Kavakçı ve İhsan Süreyya Sırma da bulunmaktadır. Hamîdullah Paris’te Centre National des Recherches Scientifiques’teki görevi sırasında Paris Camii’nde de cuma günleri dersler verdi ve burada bir İslâm kültür merkezinin kurulmasına katkıda bulunup uzun süre France-islam dergisini yayımladı. Amicales des Musul-mans en Europe’un faaliyetlerine katıldı ve l’Association des Etudiants islamiques en France’ta haftalık konuşmalar yaptı. Paris’te yaşadığı sürece aralarında entelektüellerin de bulunduğu pek çok kimsenin İslâmiyet’i kabul etmesine vesile oldu. Ayrıca Avrupa’da İslâm’ın tebliği amacıyla 1950’li yıllarda Cenevre’de Centre lslamique de Geneve adlı bir araştırma ve yayın kurumunun teşekkülüne ve yayınlarına destek verdi. Paris’te akademik çalışma yapan Türk öğrencilerine yardımda bulundu. İslâmî ilimlere bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşarak uzmanlık alanının dışında da inceleme ve araştırmalar yapan ve bunları ilk kaynaklara dayandırmaya çalışan Hamîdullah, özellikle İslâm tarihiyle ilgili çalışmalarında sadece tarihî bilgileri aktarmakla kalmamış, bazan olayların geçtiği yerlere bizzat gidip incelemeler yaptıktan sonra kendi yorum ve değerlendirmelerini katmıştır. Bunları yaparken genelde akılcı bir tutumla ispatlanmamış herhangi bir hususu kabul etmekten uzak durmuş, çalışmalarında sadece tarihî bilgileri gözler önüne sermek yerine olayların gerçek sebeplerini araştırmaya ve bunların sonuçlarını göstermeye gayret etmiştir. Hamî-dullah’ın başta mucizeler olmak üzere bazı konularda akılcı yönü ağır basan açıklamaları zaman zaman eleştirilmiştir. Ona göre bazı insanlar mucize sebebiyle inandıkları, bazıları da böyle bir etkinin altında kalmadan iman ettikleri için mucizenin İnanç açısından etkisi kesin değildir. Mi’rac hadisesinde de önemli olan husus Allah’a doğru yüceliştir; nerede ve nasıl olduğu fazla ehemmiyet taşımaz.
Muhammed Hamîdullah, rivayete dayalı yöntemler kullanmaları açısından hadis ve tarih ilimleri arasında yakın bir ilişki bulunduğu görüşündedir. İnsanların tarihî belgeleri ilk elden alma arzusu sonucunda belgelerin büyük bir kısmının metinleri bu iki ilim sayesinde günümüze kadar gelebilmiştir. Hadislerle İlgili rivayetlerin güvenilir olup olmadığını tesbit etmekten çok rivayetlerden hareketle Hz. Peygamber’e ve dönemine ait daha kesin bilgilere ulaşmak önemlidir. Onun Hemmâm b. Münebbih’in sahîfesini neşretmesiyle, şifahî rivayetlerin aktarılmasının ilk dönemlere ait verilere ulaşmada uygulanan tek yöntem olmadığı ispatlanmıştır. Böylece Ignaz Goldziher’in ortaya attığı, rivayetlerin toplumun ihtiyaçlarına göre sonradan uydurulup şifahen nakledildiği iddiasının aksine yazılı rivayetten de destek alan bir hadis aktarma yönteminin bulunduğu anlaşılmıştır.
Eserleri
A) Telif Eserleri.
1. Quran in Every Longuage. Bütün Kur’an tercümelerinin bibliyografik bir üstesi olup Fatiha sûresinin çeşitli dillerdeki çevirilerini ihtiva etmektedir.
2. Mecmû’alü’l-veşa’iki’s-siyâsiyye li’l-‘ahdi’n-nebevî ve’l-hilâ-feü’r-râşide. Doktorasının malzemesini oluşturan idarî-siyasî belgelerin neşridir. Müellif, eserin her yeni baskısında bulduğu belgeleri eklemek suretiyle çalışmasını geliştirmiştir. Kitabın Hz. Peygamber dönemiyle ilgili bölümü Vecdi Akyüz tarafından Türkçe’ye tercüme edilmiştir.
3. The Müslim Conduct of State. İslâm devletler hukukuna dair olup ilk defa 1941 -1942 yıllarında islamic Cul-ture dergisinde yayımlanmıştır. Eserde Hamîdullah’ın Bonn Üniversitesi’nde yaptığı doktora tezi de yer almaktadır, islamic World Inter-State Relations adıyla da yayımlanan kitabı Kemal Kuşçu ve Hamdi Aktaş, İslam’da Devlet İdaresi adıyla Türkçe’ye çevirmiştir.
4. The Battlefields of the Prophet Muhammad, İlk olarak 1952 ve 19S3’te The islamic Reviewdergisinde (London) neşredilen eser Hz. Peygamber’in Savaşları ve Savaş Meydanları adıyla Türkçe’ye, Resûl-i Ekrem der Meydân-ı Ceng ismiyle Farsça’ya tercüme edilmiştir.
5. Le saint Coran. Kur’ân-ı Kerîm’in bir müslüman âlim tarafından yapılan ilk Fransızca çevirisi olup aynı zamanda Kur’an’ın bir Batı dilinde en çok okunan tercümesidir. Baş tarafında Kur’an tarihi hakkında bilgilerle Batı dillerindeki Kur’an çevirilerinin listesini içeren bir giriş yer almaktadır. Bir tür tefsiri tercüme özelliği taşıyan mealde açıklamalar çoğunlukla notlar şeklindedir. Abdülaziz Hatip ve Mahmut Kanık tarafından Aziz Kur’an adıyla Türkçe’ye tercüme edilen eserin daha önce yalnız giriş kısmının çevirisi yapılmıştır
6. Le prophete de I’islam: Sa vie et son oeuvre. Müellif, Hz. Peygamber’in hayatını ilk elden verilere ve kaynaklara dayanarak incelediği bu eserin üzerindeki çalışmalara devam ederek yeni baskılarına çeşitli bilgiler eklemiştir. Çeşitli dillere çevrilen kitapta konular siyer kitaplarının aksine sistematik düzenle anlatılmıştır.
7. Introducüon to islam. Hamîdullah bu eserini, İslâm hakkında güvenilir bilgi edinme ihtiyacına cevap vermek amacıyla yazdığını belirtir. Yirmiden fazla dile çevrilen ve pek çok kişinin İslâm’ı benimsemesine vesile olan kitap Kemal Kuşçu ve Cemal Aydın tarafından İslam’a Giriş adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir.
8. Muhammad Rasulullah. Hz, Peygamber’in hayatını özet olarak ele alan eseri Salih Tuğ ve Ülkü Zeynep Babacan Türkçe’ye tercüme etmiştir.
9. el-Bokhari, les tradition islamiques. Introducüon et notes correctives de la traduction française de Octave Houdas et VVilliam Marçais. Buhârî’nin ei-CdmiVş-şahîiı’inin iki şarkiyatçı tarafından yapılan Fransızca çevirisindeki yanlışları göstermek üzere kaleme alınmıştır.
10. The Emergence of islam. HamîduilalVın, hicretin 1400. yılı kutlamaları çerçevesinde Pakistan’ın Bahâvelpûr şehrindeki İslâm Üniversitesi’nde verdiği on iki konferansından oluşmaktadır. Bu metinler ilk defa Hutabât-ı Behâvelpûr adıyla Urduca (1981, 1985), bazı değişikliklerden sonra İngilizce olarak yayımlanmıştır. Eseri Murat Çiftkaya İslâm’ın Doğuşa adıyla Türkçe’ye tercüme etmiştir,
11.Six originaux des lettres diplomatiques du prophete de Vislam.
12. Le grandlivre de laconduite del’etat Muhammed eş-Şeybânî’nin es-Siyerü’l-kebîr adh kitabının Serahsî’nin yaptığı şerhle birlikte Fransızca’ya tercümesidir. UNESCO adına hazırlanan, ancak bu kurum tarafından yayımlanamayan tercümeyi Türkiye Diyanet Vakfı neşretmiştir. Hamîdullah’ın Osmaniye Üniversitesi adına Cari Brockelmann’ın Geschichte der Arabischen Lirrerafur’unun asıl ve ek ciltlerinden yaptığı Urduca çeviri yayımlanmamıştır.
Muhammed Hamîdullah’ın kitapçık tarzında kaleme aldığı çok sayıdaki eserinin başlıcaları şunlardır: Daily Life of a Muslim, Economic System of islam, The Müslim Women, Spiritual Life in islam, Status of Non-Muslim in islam Erzurum Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi’nde okuttuğu bazı derslerin notları İslâm Tarihine Giriş ve İslâm Müesseselerine Giriş aynı fakültede verdiği çeşitli konferansların tercümeleri de Misafir Prof.Dr. M. Hamidulîah’dan Konferanslar adıyla basılmıştır.