Muhammes. Türk mûsikisi usullerinden.
Arapça’da “beş katlı, beşli” anlamına gelen muhammes Türk mûsikisinin büyük usullerinden biridir. Başlangıçta beş darblı olarak düşünülüp terkip edildiğinden bu isim verilmiş, ancak daha sonra usulün yapısı ve zaman sayısı değişikliğe uğramıştır.
Usul otuz iki zamanlı oiup sekiz adet dört zamandan, başka bir ifadeyle çeşitli şekillerde sıralanan sekiz adet sofyandan meydana gelmiştir. Muhammes usulünün 8’lik (32/8) birinci, 4’lük (32/4) ikinci ve 2’lik (32/2) üçüncü mertebeleri varsa da yaygın şekilde kullanılanı 32/4’lük mertebesidir. Eldeki örneklerden XV. yüzyıldan beri kullanıldığı anlaşılan bu usulle saz mûsikisinde peşrevler, sözlü mûsikide ise kâr, beste gibi büyük formdaki eserlerle ilâhiler bestelenmiştir. Bu usulle ölçülmüş beste formundaki eserlerde mısralar genellikle iki usul, takip eden terennüm bir usul, arkasından gelen usulde de mısraın son yarısının tekrarı yer alır.
Tanbûrî Cemil Bey’in ferahfeza ve kürdîli-hicazkâr peşrevleriyle Abdülkâdir-i Merâgi’nin hüseynî kârı; Buhûrîzâde Mustafa Itrî’nin, “Canı kullâb-ı ser-i zülfün çeker senden yana” mısraıyla başlayan nikriz, Ebûbekir Ağa’nın, “Şeydâter eyledi beni huygerde gerdenin” mısraıyla başlayan eviç besteleri; Hamâmîzâde İsmail Dede Efendİ’nin “Eyâ âlemlerin şahı” mısraıyla başlayan hüzzam, “Mevlâm senin âşıkların” mısraıyla başlayan ırak ilâhileri ve Dellâlzâde İsmail Efendİ’nin, “Aşkınla yandır sultânım Allah” mısraıyla başlayan ırak ilâhisi bu usulle ölçülmüş eserlerden bazılarıdır.
TDV İslâm Ansiklopedisi