Muhayyer Kürdi Makamı Nedir, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Muhayyer-kürdî. Türk mûsikisinde bir birleşik makam.

Muhayyer-kürdî, Türk müziğinde özgün bir birleşik makamdır ve yaklaşık 150-200 yıllık bir geçmişe sahiptir. Kürdîli ve bûselikli gruplar arasında yer alır ve genellikle kürdîli bir makamın icrasından sonra kürdî dizisinin bir bölümüyle karar verildiğinde ortaya çıkar.

Bu makamın güçlü yanı muhayyer perdesidir, burada uşşak veya hüseynî çeşnisiyle yarım karar yapılır. Diğer asma kararlar genellikle muhayyer makamındaki gibi nevada rast veya bûselikli gibi kararlarla belirlenir. Ancak, muhayyer-kürdî makamı, öncelikle muhayyer makamının icrasıyla başlar ve ardından dügâh perdesinde karar verilir.

Son kırk yıl içinde, bu makam genellikle tamamen inic kürdî dizisine dayanarak kullanılmıştır. Bu durumda, makamın adı muhayyer-kürdî olarak kalmış olsa da, gerçekte sadece inici bir kürdî dizisinden ibarettir.




Hüseyin Sâdeddin Arel ve Yılmaz Öztuna tarafından muhayyer-sünbüle makamına kürdînin eklenmesiyle oluşturulan bir başka makam olan muhayyer-sünbüle-kürdî, aslında muhayyer-kürdî'ye benzemez. Bu durumda, ona ancak "muhayyer sünbüle-kürdî" denilebilir.

Muhayyer-kürdî örneklerine Zekâi Dede'nin "Arz-ı niyazım sana gerçi cemîledir" veya "Âgüşa çekerdim seni pîr olsam" gibi besteleri verilebilir.

Bu durumda muhayyer-kürdî makamının asıl seyrinde önce muhayyer makamı bütün gerekleriyle icra edilip ardından  dîye geçilerek karar verileceğinden makamın bu çeşitteki kullanımında do makamına muhayyer makamı gibi si için ko bemolü, fa için bakiye diyezi yazılır; İr dîye geçildiğinde ve bu arada yapılan ğer değişiklikler eser içinde gösterilir. Makamın yedeni sol (rast) perdesidir.

Ülkemizde özellikle son kırk yıl içinde makam yukarıda anlatılan biçimiyle men hiç kullanılmayıp tamamen inic kürdî dizisine muhayyer-kürdî adı ve rek birtakım eserlerin meydana getiri görülmektedir. Böyle bir dizinin mu yer-kürdî ismiyle bile uyuşmadığı vt dece inici bir kürdî dizisinden ibaretğu bir gerçektir.

Hüseyin Sâdeddin Arel ve Yılmaz na tarafından bu makamın bir başl şidinin muhayyer-sünbüle makamır nuna kürdînin eklenmesiyle oluştut ri sürülmüşse de bu yeni makam muhayyer kürdînin diğer bir türü olmakt; muhayyer-sünbülenin bir başka çe: Bu durumda da ona ancak “muhayyer sünbüle-kürdi” denilebilir.

Muhayyer-kürdî makamına örnı rak Zekâi Dede’nin darb-ı fetih usu “Arz-ı niyazım sana gerçi cemîledir Faik Bey’in muhammes usulünde, etme dökülsün ruh-ı hûy-gerdeye mısralarıyla başlayan besteleri; Ze de’nin, “Âgüşa çekerdim seni pîr olsam” mısraıyla başlayan yürük: verilebilir.

Daha yeni Daha eski