Mukabele. Bîr başkasının Kur’ân-ı Kerîm’i okuyuşunu takip etmek ve bu suretle hatim indirme anlamında kıraat terimi.
Sözlükte “iki şeyi birbiriyle karşılaştırmak” anlamına gelen mukabele, üç aylarda ve bilhassa ramazanlarda cami, mescid ve evlerde daha çok sabah, öğle, ikindi namazları öncesinde hafızlar tarafından okunan Kur’an’ı takip etmek suretiyle hatim indirme geleneğine ad olmuş, zamanla hafızların bu okuyuşları için de aynı terim kullanılmıştır. Bu gelenek, Cebrail’in ramazan aylarında her gece Hz. Peygamber’e gelerek o ana kadar nazil olan âyet ve sûreleri karşılıklı okuyup kontrol etmelerine dayanır. Kur’an’ın ramazan ayında nazil olmaya başlaması, bu ayda yapılan amellerin diğer zamanlara göre daha faziletli kabul edilmesi de geleneğin yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Resûl-i Ekrem’in vefatından önceki son ramazanda mukabele iki defa gerçekleşmiştir buna “arza-i ahîre” denir. Sahabeden bazıları ramazan ayı gelince aile fertlerini toplayarak onlara mukabele okurlardı.
Kur’an’ı güzel okuyan birinden dinleme ve yanlişsız hatmetmekle ilgili bazı naslar vardır. Hz. Peygamber ashabın içinde güzel Kur’an okuyanları dinler, bazan göz yaşlarını tutamadığı olurdu. Bir hadiste, Allah’ın evlerinden birinde O’nun kitabını okuyan ve müzakere eden cemaati rahmetin kaplayacağı, onları meleklerin kuşatacağı ve Allah Teâlâ’nın o mecliste yer alanları kendi nezdinde bulunanlara bildireceği kaydedilir. “Allah’ın evleri”nden genellikle mescidler anlaşılırsa da bu işin yapıldığı mektep, medrese, hankah ve meskenler de buna dahil edilmiştir. İslâm ülkelerinde saraylarda da mukabele okuyan hafızlar bulundurulmuştur. İbn Hallikân, Hârûnürreşîd’in hanımı Zübeyde’nin Kur’an’ı ezberleyen 100 kadar cariyesinin olduğundan ve sarayında onları dinlediğinden söz eder. İstanbul’da Topkapi Sarayı Müzesi Hırka-i Saadet Dairesi’nde günün hemen her saatinde mukabele okuma geleneği günümüzde de sürdürülmektedir.
Bugün İslâm dünyasında yaşatılan mukabele geleneğinde esasta bir değişiklik yoktur. Makedonya gibi bazı Balkan ülkelerinde mukabeleye üç aylar girince başlanmakta, recep, şaban ve ramazan aylarında hatim indirilmektedir. Eski İstanbul ramazanlarında camilerde mukabele okumaya ramazandan on beş gün önce başlanır hatim duası Kadir gecesi öncesi ikindi namazında yapılırdı. Osmanlılar döneminde namazlardan önce birer cüz mukabele okumakla görevli olan ve kendilerine “cüzhan” denilen cami görevlileri vardı. Ayrıca bazı büyük konaklarda güzel sesli imam ve müezzinler görevlendirilir ve sahurdan sonra mukabele okunurdu. İstanbul’da Eyüp Sultan Camii ve Türbesi’nde okunan hatimlerin ayrı bir fazileti olduğu kabul edilir, Uzunçarşı esnafı her yıl ramazanda Eyüp Sultan Camii’nde mukabele okuturdu. III. Selim’in ramazanlarda Eyüp’te Ebû Eyyûb el-Ensâri’nin türbesinde veya sarayda Hırka-i Saadet Dairesi’nde okunan hatimlere iştirakinden söz edilmiş, bu hatimlerden bazılarının kırâat-i seb’a üzere okunduğu belirtilmiştir.
Günümüzde Türkiye’de ramazan mukabeleleri genellikle ramazanın ilk günü başlar ve arefe günü tamamlanarak duası yapılır. Duanın Kadir gecesinde yapıldığı da olur. Bilhassa kış gecelerinde imsakten hemen sonra camiye gidenler sabah namazından önce okunan mukabeleye katılmakta, ramazan için özel dinî yayınlar hazırlayan bazı radyo ve televizyonlarda da mukabele daha çok bu vakitte okunmaktadır. İstanbul’da bilhassa selâtin camilerinde ramazan günlerinde tanınmış hafızlar günümüzde de mukabele okumaktadır. Ayrıca hanımların evlerde bir araya gelip mukabele dinleme geleneği de yaygındır. Bu meclislerde bir hafızın okuduğu mukabele takip edildiği gibi bir hafızın kayda alınmış kıraatini dinleme de giderek yaygınlık kazanmaktadır. Mukabelede her cüz bir kişi veya birden çok hafız tarafından okunabilmektedir.
Hâfızlarıyla ünlü Mısır’da ramazanlarda cami ve evlerde, radyo ve televizyonlarda mukabele okunur. Devamlı Kur’an tilâveti yayını yapan radyolar da vardır. Radyo ve televizyonlarda mukabele okuyacak hafızlar özel bir kurul tarafından seçilir. Mısır dış ülkelere ramazan aylarında hafızlar gönderirse de bunlar genellikle mukabele yerine kısa süreli Kur’an tilâvetini tercih ederler. Fas’ta Merakeş’te dârü’l-Kur’ân ramazan boyunca büyük ilgi görür, radyo ve televizyonlarda okunan mukabeleler de takip edilir. Hint alt kıtasında cami, mescid ve evlerde Türkiye’dekine benzer bir mukabele geleneği oluşmamıştır. Nadiren hafızların okuduğu Kur’an’ın dinlenmesi şeklinde bir usul gözlenmekteyse de çoğunlukla mukabele olarak hafızların birbirini dinlemesi türünden bir uygulama mevcuttur. Bu bire bir olabildiği gibi özellikle ramazan ayında bir hafızın okuyuşunun birden fazla hafız tarafından dinlenmesi şeklinde de olur.
Mukabele okuyan kişinin hafız da olsa mushafa bakarak okuması daha faziletli görülmüş, dinleyenlerin rahat takip edebilmeleri açısından mukabelenin orta bir hızla (tertîl üzere) okunması tavsiye edilmiştir.
TDV İslâm Ansiklopedisi