Musalla Taşı Nedir, Ne İşe Yarar, Mimarisi, Hakkında Bilgi

Musalla taşı. Cami avlularında bulunan cenaze namazı kılınırken tabutun üzerine konulduğu taş.

Sözlükte “namaz kılman yer” mânasına gelen musalla kelimesi, cemaatle kılınma­sı gereken cuma ve bayram namazlarının edası için ayrılmış üstü açık geniş mekân­ları ifade eder. Musalla taşı, teçhiz ve tek­fini yapılmış cenazelerin namazlarının kı­lınması için getirildikleri camilerde bazan kıble istikametindeki avlularda, bazan yan avlularda ya da son cemaat yeri önünde yer alır. Kıbleye paralel yerleştirilmiş bu taşlar yaklaşık 1 m. yüksekliğinde (bel hi­zasında) ve 2 m. boyunda dikdörtgen şek­linde yekpare, genellikle de mermer vb. sert taş malzemeden yapılmıştır. Çoğun­lukla masa gibi şekillendirilmiş, üzeri düz veya baş tarafı ayak ucuna göre biraz yük­sek, meyilli bir sekiyi andıran musallalar tuğla yahut ahşap yanında son yıllarda beton, demir ve alüminyumdan da imal edilmekte, hatta portatif olabilmektedir. Osmanlı Türkçesi’nde “seng-i musalla” di­ye adlandırılan bu taş yükselti, camilerin özelliklerine göre çok defa sade veya ha­fif bir tezyinatla süslenmiş olarak değişik şekillerde yapılabilmektedir. Yaz kış açık havada bulunacağından sağlamlık ve da­yanıklılığı dışında belirgin bir mimari özel­liği bulunmayan musalla taşlarının mezar­lık girişlerine konulduğu da görülmektedir.

Bazı örneklerde çok eski dönemlere ait yapılardan toplanmış sütun ayak ve baş­lıkları, eski lahit blokları gibi devşirme taş malzeme musalla taşı olarak kullanılmıştır. Ayasofya Camii’ndeki musalla taşı, üzeri nebatî motiflerle süslü iri bir Bizans sü­tun başlığıdır. Dekoratif bezemeler taşıyan veya sade taş bloklardan ibaret örnekler arasında Manisa Alaşehir’deki Şeyh Sinan Camii’nin son cemaat yeri Önünde duran musalla taşı zikredilebilir. Bizans dönemi­ne ait iki kırık sütun gövdesinin üstüne oturtulmuş olan, üzeri son derece güzel bezemelere sahip bu lahit parçası yakın bir tarihte yerinden sökülerek açık hava müzesine taşınmıştır. Üsküdar’da Bulgurlu Camii’nin avlusunda kenarları yumurta frizleriyle süslenmiş ka­lın mermer blok halindeki musalla taşı da yerinden sökülüp yeni yapılmış bir düz taş­la değiştirilmiştir. İslâm mimarisinde mu­salla taşı diğer mimari unsurlar gibi son­radan ortaya çıkmış olup ölüye gösterilen saygının bir ifadesi şeklinde cesedin yük­sekçe bir yere konulması arzusundan doğ­muş olmalıdır.

Musalla taşı Türk edebiyatına girmiş mimari unsurlar arasında yer almaktadır. Divan şairi Bakînin, “Kadrini seng-i mu­sallada bilip ey Bakî / Durup el bağlayalar karşına yaran saf saf” beyti bir vecize de­ğeri kazanmıştır. Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Otuz Beş Yaş” adlı şiirindeki, “Bir namaz­lık saltanatın olacak / Taht misâli o musal­la taşında” beyti de aynı değerde bir ör­nektir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Daha yeni Daha eski