Abdüsselâm b. Selîm el-Esmer el-Feytûrî (ö.981/1574) Arûsiyye tarikatının ikinci piri, Kuzey Afrikalı tanınmış sûfî.
12 Rebîülevvel 880’de [16 Temmuz 1475] Trablusgarp’ın Zelîtan bölgesinde doğdu. Mensup olduğu Feytûriyye kabilesinden dolayı Feytûrî nisbesini aldı. Gördüğü bir rüya üzerine annesi oğluna Esmer lakabını verdi. Yaşadığı dönem Hafsîler, İspanyollar, yerli kabileler, Saint John şövalyeleri ve Osmanlılar’ın Trablusgarp hâkimiyeti için mücadele ettikleri hassas ve karışık bir devreye rastlar. İlk tasavvuf terbiyesini Arûsiyye tarikatı şeyhlerinden Abdülvâhid ed-Dükâli’den aldı ve ona yedi yıl hizmet etti. Bid’at ve hurafelerle mücadeleyi esas alan irşad anlayışından dolayı kabilelerle arası açıldı. Yöredeki düğün âdetlerine. Ölülerin ardından yapılan matem törenlerine ve kadınlarla erkeklerin bu törenlerde bir arada bulunmalarına karşı çıktığı için bazı olaylar meydana geldi. Bölgede hâkimiyetini güçlendirmek isteyen Hafsî hanedanı bu olayları öne sürerek Abdüsselâm’ı Trablusgarp’tan uzaklaştırdı. Bunun üzerine, doğum yeri olan Zelîtan’-da yeniden oturma hakkı elde edinceye kadar irşad faaliyetlerine ara verdi. Berâhime kabilesinin daveti üzerine Zelîtan’a yerleşerek bir zaviye kurdu ve orada vefat etti. [Ramazan 981/Ocak 1574] Türbesi bugün de Trablusgarp’ın önemli bir ziyaret yeri olup yanında bulunan el-Ma’hedü’1-Esmeri’de dinî eğitim yapılmaktadır.
Arûsiyye ile ilgili kaynaklara göre, Arûsiyye’ye intisap etmeden önce seksen kadar şeyhten feyiz alan Abdüsselâm el-Esmer’in şeyhliğini Arûsiyye’nin kurucusu Ahmed b. Arûs (ö. 868/1463) önceden haber vermiştir. Abdüsselâm el-Esmer bazı ekleme ve kısaltmalarla tarikatın evradını yeniden tertip etmiş, müridlerinin tütün içmesini yasaklamış ve beyaz elbise giymelerini tavsiye etmiştir. Ayrıca “Huzur” adını verdiği zikir meclislerinde bendir çalmayı gelenek haline getirmiştir. Huzur zikri yapılırken ferdî zikre izin vermemiş, müridlerin bu meclislere devamını şart koşmuştur. Müridlerinden akîde konusunda Senûsrye, marifet hususunda da İbnü’l-Arabi’ye uymalarını isteyen Abdüsselâm el-Esmer, İbnü’l-Arabî’yi bütün zamanların en büyük velîsi olarak kabul eder.
Eserleri
Eserleri
1- el-Envârü’s-seniyye fî esânîdi’t-tarîkati’l-Arûsiyye. Bu eserinde, şeyhi Abdülvâhid ed-Dükâirden Arûsiyye tarikatının kurucusu Ahmed b. Arüs’a ve ondan da Ebü”l-Hasan eş-Şâzelfye ulaşan tarikat silsilesini vermiştir.
2- Naşîhatü’l-mürîdîn li’l-cemâ’ati’l-mün-tesibîn fi’l-‘Atûsî. el-Vaşıyyetül-kübrâ (Kahire, ts.) adıyla tanınan klasik bir “Adâb risalesi” tarzındaki bu eserde müridlerinin davranış ve âdetlerini nasıl düzenlemeleri gerektiğini anlatır.
3- el-Vaşiyyefü’ş-şuğrâ. Bu eser el-Vaşiyyetü’1-kübrâ’nm muhtasarı olup Müleyci’nin Fî Hamişi hayati seyyidî Abdisselâm el-Esmer adlı eserinin içinde basılmıştır.
Abdüsselâm el-Esmer’in hayatıyla ilgili olarak Muhammed b. Muhammed Mahlûf tarafından yazılan Mevd/ıibü’r-rahîm fî menâkıbi Mevlânâ eş-Şeyh seyyidî ‘Abdisseîâm b. Selîm adlı menâkıbnâme, Tenkihu ravzati’l-ezhâr ve münyetü’s-sâdâti’l-ebrâr fî menâkıbi seyyidî cAbdİsselâm el-Esmer adıyla neşredilmiştir. Bu eser Abdüsselâm el-Esmer’in müridlerinden biri olan Kerîmüddin Bermüni’nin Ravlatü’l-ezhâr ve münyetü’s-sâdâti’l-ebrâr fî menâkıbi şâhibi’t-Târ adlı eserinin bir muhtasarıdır. Aynı soydan Ebû Muhammed Abdüsselâm b. Salih el-Esmer de onun hakkında Fethu’l-alîm fî menâkıbi Abdisselâm b. Selîm adlı bir eser kaleme almıştır.
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi